Geçenlerde bir haber bülteninde sokakta dilencilik yapan 7 yaşındaki Suriyeli çocuğa sordular: "Bu kadar güzel Türkçe konuşmayı nereden öğrendin?"
Çocuk, tek kelime ile yanıt verdi: "Televizyondan..."
Bu da gösteriyor ki, eğitim- öğretim sistemimizin kılcal damarlara ulaşmakta zorluk çektiği, köy yollarının pek çoğunun kapalı olduğu şu günlerde televizyon en etkili Türkçe öğretmeni... Öyleyse televizyonda herkesin, hepimizin kullandığı Türkçe'ye özel bir özen göstermemiz gerekiyor.
Okurumuz, gazeteci meslektaşımız İhsan Tunçoğlu da Kayseri'den gönderdiği mektubunda bu hassas konuya değinmiş:
"Yüksel Bey merhaba, televizyonlarda Türkçe yanlışlarına maalesef sıkça rastlıyoruz. 21 Şubat Cumartesi akşamı saat 20.00'de Fox Ana Haber'i sunan kadın sunucu, kanserle ilgili konuşurken "Sigara içenlerde kanser olma şansı var" dedi. Hemen arkasından "Kanser olanlarda nüksetme şansı var" diye devam etti. Bu yanlışları üst üste tekrarladı.
'Üşütürsen, hasta olma şansın var, kurallara uymazsan trafik kazası yapma şansın var.' Maalesef bu kelimeleri bazı büyük kanalların ekranlarından sıkça duymaktayız. Malum olduğu gibi, şans kelimesi olumlu bir anlam yüklüdür. Olumsuz durumlarda kullanılmaz. Bunun yerine risk, ihtimal veya tehlike kelimeleri kullanılmalıdır.
Üzülerek belirtmek gerekirse, ulusal televizyonların ekranlarında buna benzer bir dizi yanlış kullanımları duydukça hem kızıyorum, hem de üzülüyorum. Zira televizyon programları insanlara eğitici mesajlar ve katkılar sunmakla yükümlüdür.
Yüksel Bey, yabancı kökenli şarj kelimesinin yerine aydın ve kültürlü sunucu ve konukların ekranlarda 'şarz' şeklindeki söylemelerine alıştık ama sunuculardan 'Açık kalan logar kapağından aşağıya düştü' şeklinde haberler duymak hem komik, hem üzücü. Malum, doğrusu 'rogar kapağı' olmalıdır.
Yanlış kullanımını bazı dizilerde bile duyduğumuz bir kelime daha var. 'Kamelyada oturup çay içelim' şeklinde ifade ediliyor. Siz de bilirsiniz, bunun aslı 'kameriye'dir. Malum, kamer, ay anlamına gelir ve 'kameriye' ay ışığında oturulan mekandır."