Hakem Özgür Yankaya'nın Fenerbahçe-Akhisar Belediyespor maçında göstermediği kırmızı kart ve görmezden geldiği avantaj kuralı, gerçekten de sonucu etkileyecek cinstendi. Böyle bir yönetime, gözlemcinin 8.2 gibi yüksek bir not vermesi ise ikinci büyük hataydı. Ama üçüncü ve en büyük hata, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'dan geldi. "Özgür Yankaya, Şükrü Saracoğlu Stadı'na bir daha gelmesin, çünkü oradan çıkamaz. Sahanın ortasına otururum, ayıp olur" diyen başkan, hatalar zincirine yeni bir halka ekledi.
Hakem kötü bir yönetim göstermiş olabilir. Ama sırf bu gerekçeye dayanarak, 'taraftara linç çağrısı' gibi algılanabilecek bir demeç vermek, ateşe benzin dökmek değil de nedir? Zaten cinayetten, vahşetten, terörden canımız çıkmış; bir de tribünlere barut serpmek neyin nesi?
Balıkesirspor Kulübü Başkanı Tuna Aktürk de Gençlerbirliği maçındaki hatalı yönetimini gerekçe göstererek, hakem Tolga Özkalfa için maçtan sonra alkol kontrolü istedi. Özkalfa yarım saat polise ifade verdi.
Hakemler hata yapabilir. Hatta 'kasıtlı suç' da işleyebilir. Ama bu ülkede hukuk varsa, kimsenin kendi adaletini uygulama lüksü yoktur. Her hakem hatasından sonra ortalığı yangın yerine çevirecek demeçler vermek, her hatanın ardında bir 'suç' aramak, toplumda adalete duyulan saygıyı törpüleyecektir. Çünkü memlekette pek çok insan, Adalet Bakanı'nın ismini bilmez ama Merkez Hakem Komitesi üyelerinin ismini ezbere sayar. Bu kitlenin aklına 'adalet' denilince, önce 'sahadaki adalet' gelir.
Yapmayın başkanlar...
Hele böylesine gerildiğimiz günlerde sakın ha yapmayın!
Bizde tribünleri ateşe verecek demeçler birbirini izlerken, komşu Yunanistan'ın Başbakanı Çipras, sahaya atılan üç meşale yüzünden liglere bir hafta ara verdi... Komşuda pişer, bize de düşer mi acaba?