Hülya Avşar'ın eski eşi Kaya Çilingiroğlu'nu konuk ettiği programı, 'reyting kaygılarını yok sayarak' değerlendirmek istiyorum.
Meseleye böyle bakınca, bu röportajdan çıkarılacak olumlu sonuçlar bulunabileceğini düşünüyorum. Öncelikle Kaya Çilingiroğlu'nu kutluyorum. Hülya Avşar'ın zaman zaman 'kışkırtma' sınırlarında dolaşan sorularına, soğukkanlılığını ve medeni cesaretini koruyarak verdiği aklı başında yanıtları, öncelikle eski koca cinayetlerinin hızla arttığı şu günlerde önemli ve anlamlı buluyorum.
Her ne kadar zaman zaman içimden "Keşke bu kadar mahrem konuları stüdyoda değil de evlerinin salonlarında konuşsalardı" diye düşünüp rahatsızlığa kapılsam da, sonuçta ortaya çıkan psiko-sosyal laboratuvarın her sorunlu evlilik için bedavadan 'veri' sağladığına inanıyorum. Nitekim bazı akademisyenlerin bu röportajı, psikoloji dersinde öğrencilerine gösterme kararı almaları da bu tezimi destekliyor.
Bu söyleşiden çıkardığım en büyük sonuca gelince... Eğer Hülya Avşar ve Kaya Çilingiroğlu yıllar sonra her türlü egolarından arınarak, sorumluluklarının getirdiği ağır yükten sıyrılarak, en 'net' görüşle yapabildikleri bu konuşmayı, evliliklerindeki sorunların baş gösterdiği ilk günlerde evlerinde yapabilmiş olsalardı, belki de evlilikleri şu anda mutlu mesut yürüyor olabilirdi.
Kıssadan hisse: Evlilikleri bitiren; ne kıskançlıklar, ne aldatmalar, ne cinsel hayatın monotonlaşmasıdır. Evliliği bitiren, konuşmadan biriktirilenlerdir.
Finalde bir de fantezimi dillendireyim:
Hülya Avşar ve Kaya Çilingiroğlu acaba birlikte bir 'SOS: Evlilik Kurtarma' programı yapsalar nasıl olurdu? Malum, bazen doktorlar kadar 'damdan düşenler' de hayat kurtarabilir...