Kesme işareti ile ayırmak zorunda kaldım başlıktaki 'ada'yı... Yoksa herhangi bir 'adam'dan bahsediyorum sanılacak. Oysa bana göre adaların en 'adam gibisi' idi sözünü edeceğim.
Bozcaada'ya kıyıyorlar.
Hem de göz göre göre... O herkesin özgürce yararlandığı altın sarısı kumsallarını imara açacaklarmış ada'mın. Betonun ağırlığıyla batmayan bir orası kalmıştı ya, onun için herhalde... Varsın, bir sahil de sırt çantasıyla gelip kuma hasır serenlerin olsun. Koca koca binalar yerine, arabanın bagajından çıkan şemsiyeler dikilsin oraya da... Beş yıldızlı tatil köylerinin kıtlığına kıran mı girdi? Varsın, günübirlik turistin bıraktığı para ile yetinsin Bozcaada'nın gözü tok halkı... Hem onlar değil miydi, adaya plastik poşet girmesin diye pazarda her sattıklarını kese kağıdına koyan?
Bozcaada, aşkımın yeşerdiği yer... Bendeki karşılığı büyük. Kumdan kale yapmıştık eşimle o sahilde. Sonra onu yıkacak ilk dalgayı beklemiştik sabırsızlıkla... Aşkımızın sahili; eskiye, o doğal haline bir an önce dönsün diye... Bizim kumdan kale yapmaya bile kıyamadığımız sahilleri şimdi beton mu basacak? Dayanamam. Vallahi dayanamam...