Haberi duyunca çok şaşırdım. İlk kez bir dizinin yapımcısı ve senaristleri 'ürünleri' yüzünden gözaltına alınıyordu.
Olayın ayrıntıları ortaya çıkınca, şaşkınlığım yerini dehşete bıraktı.
Çünkü iddialar son derece ciddiydi.
Adına ister cemaat deyin, ister paralel yapı; gayri resmi bir yapılanmanın başı, yaptığı konuşmada kendisine muhalefet eden bir grubu hedef gösteriyor. Ardından emniyet ve medya mensuplarının önayak olduğu bir 'algı operasyonu' başlatılıyor.
Cemaatin televizyonu da söz konusu grubu teşhir edip sözde olumsuz icraatlarını öne çıkaran ve hedef gösteren bir dizi yaptırıyor.
Algı operasyonunun gerekli zemini hazırladığına kanaat getirilince de cemaate bağlı polisler tarafından 'fiili operasyon' başlatılıp muhalif grubun lider ve üyeleri gözaltına alınıyor.
Dedim ya, iddia ciddi...
Eğer adli kovuşturma sonucunda suçları sabit görülürse, Türkiye'de bir ilk yaşanacak. Hukuki literatürümüze 'Dizi yoluyla suç işlemek' kavramı girecek...
Her zaman söylemişimdir; Türkiye'de büyük kitleleri etkilemenin en etkili ve kestirme yolu dizilerdir. İster açıktan açığa, ister subliminal mesaj olsun; insanların bilinçaltına girmek, algılarını değiştirmek için zekice yazılmış bir metin, iki oyuncu ve bir kamera yeter...