Gümüşhane'nin Kürtün İlçesi Üçtaş köyünde yaşayan ve esas mesleği inşaat ustalığı olan Murat Kutlu (60) baba mesleği geleneksel su değirmenlerini ayakta tutabilmek için gayret sarf ediyor. Sıfırdan başlayarak elektrikli taş değirmen makinesi yapan Kutlu, elektrikli değirmende kullandığı büyük değirmen taşlarını da kendisi işliyor. Kutlu, aynı zamanda bölgede bulunan 30'u aşkın su değirmeninin tamiratını da gerçekleştiriyor. Kutlu, çocukluğundan beri içerisinde olduğu baba mesleğini son değirmenci olarak yaşatıyor. Eşinin de ona yardım ettiğini belirten Kutlu, "Kilogramını 2 liraya öğütüyorum. Yarma olursa 1,5 liraya. 100 kilogram unu yaklaşık 2 saatte öğütüyoruz o da 200 lira ediyor. O da bizim yevmiyemiz. Ayrıca çevre köylerde evlerde kullanılan eski değirmenlerin tamiratlarını da yapıyorum"
Gümüşhane'nin yıllar önce su değirmenleri açısından zengin bir il olduğunu belirten Kutlu, günümüzde bu değirmenlerin yerini elektrikli öğütücülerin aldığını söyledi. Özellikle Kürtün ve Torul ilçelerinde arpa ve buğdayın yerine mısırın geçtiğini, değirmenlerin de mısır öğütmek için kullanıldığını dile getiren Kutlu, "Tirebolu Torul arasında yaklaşık 30 tane su değirmeni var. Bazıları su değirmeniyken sonradan elektrikli değirmen olarak dönüşüm yapıldı. Bu değirmenlerin tamamına yakınında tamirat işleri yaptım. Yaşlılar öldükten sonra gençler bu işe kulak asmadılar. Çocukluğumdan beri bu işi yapıyorum. Baba mesleğim bu. Babam da değirmen taşı keserdi. Ben ondan öğrendim ve değirmenciliği yaşatmaya çalışıyorum" dedi.
Değirmen tamiratını hobi olarak yaptığını kaydeden Kutlu, "İsteyen olursa sıfırdan başlayıp elektrikli, taşınabilir değirmen de üretiyorum. Bir tanesini yapıp sattım. İkincisi de şu an satışa hazır durumda. Aynı zamanda da kullanıyorum. Çevreden gelen mısır, buğday, arpa gibi ürünleri öğütüyorum. Normalde bu makine, su değirmenin aynısı. Saatte 60 kilogram un veya 120 kilogram yarma yapabiliyor. Su değirmeni mantığıyla normal devirde döndüğü için yakma olmuyor. Ekmeği her halükarda yenir, kokusu olmaz" diye konuştu.
Makineyi A'dan Z'ye kadar kendisinin projelendirip hayata geçirdiğini belirten Kutlu, "Taşını kendim kesiyorum. Mekaniğini kendim yapıyorum. Demir aksamını, bilyelerini ise bizzat başında durarak tornada yaptırıyorum. Taşı ise çevre köylerde, yaylalarda bulup çıkartıyorum. Araştırıyorum, denk geldiğimde de gidip alıyor işlemeye başlıyorum. Taşı işlerken dikkat edilecek ilk şey murçla yazı yazar gibi çalışmak. Fazla sert vurduğunda patlamalar olur. İlk şekli verirken, spiral ile kesip derin vuruşlar yapılır. Sadece murç ile yapmaya kalkarsanız kaba şekli ancak 20 günde verebilirsin. İnce işe sıra geldiğinde ise çok daha hassas olmalısınız. Önce kaba kesiyoruz, sonrasında da inceliyoruz. Taşın özelliği içerisinde zehirlemeye neden olabilecek herhangi bir madenin olmaması. İşlerken yumuşak, kullanıma alındığında ise sert bir taş. Ayrıca arı dalağı gibi gözenekli bir taş. Fabrika taşlarını her sene dişlemek gerekirken bu taşlar 3-4 yıl rahatlıkla kullanılabilir" ifadelerini kullandı.
Taşının kesilmesi, mekaniğinin yapılması, motorunun takılması gibi işlemlerin yaklaşık 15-20 günde tamamlanabildiğini anlatan Kutlu, "Haliyle makinenin bugünkü fiyatı da 75 bin lira civarında oluyor. Altı yedi ay önce yaklaşık 48-50 bin liraya mal etmiştim, ancak şu anda malzeme fiyatlarını çok zam geldi. Bunun için bana 55 bin lira verdiler ancak maliyeti şu anda o fiyatı çoktan geçti. O yüzden satmadım. Makine şimdilik kapımın önünde duruyor. Öğütülecek bir şeyler olursa çalıştırıyorum. Ben yokken gelen olursa da eşim yardımcı oluyor, öğütüyor. Kilogramını 2 liraya öğütüyorum. Yarma olursa 1,5 liraya. 100 kilogram unu yaklaşık 2 saatte öğütüyoruz o da 200 lira ediyor. O da bizim yevmiyemiz. Ayrıca çevre köylerde bulunan değirmenlerin tamiratlarını da yapıyorum. İnşaatta yevmiye bin lira ise değirmen tamiratı yevmiyesi dört bin lira. Ustalık gerektiren zor bir iş çünkü. Bu şekilde geçinip gidiyoruz. Bizden sonra bu meslek devam eder mi? İşte onu bilemiyorum" sözleri ile mesleğin geleceğinden umutlu olmadığını dile getirdi.