Şişeden su içmek, vücudunuzu küçük plastik parçalarına maruz bırakmak anlamına geliyor. Bilim insanları ise bu durumun hayati organlarda bilinmeyen sağlık etkileriyle birikebileceğinden endişeleniyor. Nanoplastikler halihazırda kanserle, doğurganlıkla ve olası doğum kusurları ile ilişkilendirilmiş durumda.
TAM 240.00 PLASTİK PARÇA!
En gelişmiş lazer tarama tekniklerini kullanan bilim insanları, bir litrelik şişe suyunda ortalama 240.000 plastik parçacık buldu; buna karşılık bir litre musluk suyunda bu oran 5,5'ti. Columbia Üniversitesi araştırmacıları, Amerika Birleşik Devletleri'nde satılan üç popüler şişelenmiş su markasını test etti ve lazerler kullanarak, boyutları yalnızca 100 nanometreye kadar olan plastik parçacıkları analiz etti.
Nanoplastikler daha önce şişelenmiş suda tespit edilen mikroplastiklerden çok daha küçük. Ancak parçacıklar potansiyel olarak toksik olarak değerlendiriliyor. Bunun sebebi ise çok küçük olmaları ve bu nedenle doğrudan kan hücrelerine ve beyne erişebilmelerinin kolaylaşması.
Bu mikroskobik parçacıklar, plastiği daha dayanıklı, esnek ve daha uzun ömürlü kılan ftalat kimyasallarını taşıyor. Ftalat maruziyeti sadece ABD'de her yıl 100.000 erken ölüme neden oluyor.
HORMON DENGESİNİ BOZUYOR
Kimyasalların vücutta hormon üretimine müdahale ettiği de bilinenler arasında. Ulusal Çevre Sağlığı Bilimleri Enstitüsü'ne göre bu hormon üretimi müdahalesinin sonucunda 'gelişimsel, üreme, beyin, bağışıklık ve diğer sorunlarla bağlantılı' problemler ortaya çıkabiliyor.
