ÜMİT UZUN / İBRAHİM EVRİM AYRAL / MURAT SAVAŞ /ATİLLA KORKMAZ / SELMAN KUTLU / BORA ERDEM PROF. Dr. Artun Ünsal, Susamlı Halkanın Tılsımı adıyla, tarihten bugüne İstanbul simidini inceleyen bir kitap kaleme aldı. Ahmet Örs de geçtiğimiz hafta SABAH Pazar ekinde bu kitaptan yola çıkarak “İstanbul simidinin benzersiz lezzeti” başlığıyla bir yazı yazdı. Örs, kendisinin de ‘müptelası’ olduğu simidin kalitesinin istenen düzeye getirmenin yolunun, İstanbul simidinin standardını oluşturmak ve uygulatmak olduğunu savundu. Ancak simitte standardın İstanbul simidi ile özdeşleştirilmesine, yurdun geri kalanından yanıt gecikmedi. RİZE OSMANİYE TRABZON DİYARBAKIR Simit buraya giremez! Fakir sofrasından saray mutfağına kadar uzanan simidin giremediği yerler de var elbette... Doğu’da açılan ‘simit evleri’ kısa sürede kapanmak durumunda kalıyor. Çünkü simit kültürünün yerine yörede geçmişi yüzlerce yıl gerilere giden ‘çörek kültürü’ hakim. Çörek tüketiminin en yaygın olduğu illerden biri Diyarbakır. İnsanların neredeyse yüzde 80’inin ekmeği pide olarak tükettiği kentte oluşan bu kültürün altında yatan neden, çöreğin temel olarak pidenin küçüğü olması, baharat ve susamla işlenmesi. Diyarbakır’da 1951’den bu yana fırıncılık yapan ‘Demirel’ ailesinden Fuat Demirel, çöreğin aslında pideden türeyen simit gibi bir yiyecek olduğunu belirtiyor: “Çörek en az 700 yıldır Diyarbakır kültüründe var olan bir yiyecek. Eskiden insanlar çöreği daha çok bayram gibi özel günlerde evlerde hazırlar, getirir fırınlarda pişirtirdi. Ancak son dönemlerde insanların değişen yaşam biçimi ile evde çörek hamuru hazırlamak zor geldiğinden, biz fırıncılar bu işe el atarak çörek yapmaya başladık,” diyor. KIRKLARELİ İZMİR