Türkiye'deki büyük elçilerin Ayasofya ziyaretinde kaydedilen ilginç görüntüler

30 ülkenin Türkiye'deki büyükelçisi yeniden ibadete açılışının ikinci haftasında Ayasofya Camii'nin misafirleri oldu. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ziyarette büyükelçilere Ayasofya Camii ile ilgili bilgiler verdi. Yaklaşık 30 büyükelçinin ziyareti sonrası Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın açıklamalarda bulundu. İşte 'Ayasofya'nın 86 yıl sonra camiye çevrilmesi çok önemli tarihi bir olay' diyen Kalın'ın mesajları... Burada yaptığımız çalışmaları göstermek amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla değerli büyükelçileri bugün davet ettik. 30 ülkenin büyükelçisiyle Ayasofya'da yapılan çalışmaları görme imkanımız oldu. Kendilerine hem Ayasofya'nın tarihi, dini kimliği ve kültürel mirasıyla ilgili bilgiler verdik. Hem de yeni düzenlemelerle ilgili bilgi verdik. Ayasofya aynı zamanda bir külliye. Burada sıbyan mektebi, aşevi, medrese var. Her yönüyle ilim, kültür merkezi. Burası Osmanlı döneminde aynı zamanda önemli görüşmelerin, ziyaretlerin de gerçekleştiği büyük bir cami. Bunun Ayasofya'ya yüklediği çok yeni kimlik katmanları var. Dolayısıyla buranın hem Osmanlı siyasi tarihinde hem kültürel ve dini tarihinde hem de estetik tarihinde çok önemli bir yeri var. Bütün bu yönlerini büyükelçilerimize aktardık. Özellikle Ayasofya'nın cami olmasıyla birlikte tarihi, kültürel mirasının ve kimliğinin korunacağı konusunda zaten en ufak bir tereddüdümüz yok. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu ifade ettiler. Burada Kültür ve Turizm Bakanlığımız, İstanbul Valiliğimiz ve diğer birimlerimiz gerçekten çok güzel, kapsamlı bir çalışma yaptılar. Çok kısa sürede burayı hazırladılar. Her ne kadar koronavirüs şartlarında sayı sınırlandırılmış olsa, mesafe konulmuş olsa da buraya ilgi ve alakanın çok üst düzeyde olduğunu görmekten de son derece memnunuz. Gelenler gerçekten etkileniyorlar. Burada büyük bir hafıza ve tarih var. Ayrıca Osmanlı mirasına sahip çıkmanın en güzel örneklerinden birisi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 'Kısa kısa bilgiler verdik. Büyükelçilerimizin soruları oldu. Soruları da cevaplamaya çalıştık. Kendilerine 'biz artık konuşmayalım siz sadece buranın manevi havasını hissedin. Bu mekanla nasıl diyalog kurmak istiyorsanız buyurun siz kurun' dedik. Bir müddet serbest bir şekilde de dolaştık. Bu mekanın, tarihi kimliğin ne kadar etkileyici olduğunu hep birlikte bugün tekrar görmüş olduk' diye konuştu. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, büyükelçilerin Ayasofya Camii'ni ziyaretiyle ilgili açıklamalarda bulundu. 'Kendilerine Ayasofya Camimizi gezdirirken onların da ne kadar bu manevi havayı memnuniyetle teneffüs ettiğini gözlemledik' diyen Kıran, 'Ayasofya'yı ibadete açmak sadece ibadet etme mekanları anlamında bir ihtiyacın giderilmesi yönünde alınan bir karar değil. Ülkemizin dünyaya verdiği, Türk İslam dünyasına verdiği bir özgüven mührüdür' ifadelerini kullandı. 'BİR ÖZGÜVEN MÜHRÜDÜR' Kıran, 'Dünyanın dört bir tarafından büyük bir sevinç ve heyecan ifadesi resmediliyor. Bu büyük özlemi giderdiği için Cumhurbaşkanımıza şükranlarımızı arz ediyoruz. Şunu her fırsatta vurguluyoruz. Ayasofya'yı ibadete açmak sadece ibadet etme mekanları anlamında bir ihtiyacın giderilmesi yönünde alınan bir karar değil. Ülkemizin dünyaya verdiği, Türk İslam dünyasına verdiği bir özgüven mührüdür.' diye konuştu. kıran, 'Buna böyle bakmak lazım. Nitekim o gün Sayın Bakanımızın Türkiye'nin bağımsızlık tarihinde de yeni bir sayfa açıldığını ifade etmesi bunu gösteriyor. Bu özgüven mührünü Cumhurbaşkanımız bütün dünyaya vurarak aslında bir kez daha Türkiye'nin kendi egemen hakları doğrultusunda her türlü kararı almaya muktedir olduğunu gösterdi. Bu konuda Cumhurbaşkanımıza ne kadar teşekkür etsek az' dedi. Büyükelçilerin ziyareti sırasında Ayasofya Camii ile ilgili bilgiler verdiklerini ifaden eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran sözlerini şöyle sürdürdü: 'Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, bakanımızın takibiyle burada Türkiye'deki büyükelçileri ve uluslararası kuruluş temsilcilerini ağırladık. Malum pek çok uluslararası tartışma var. Türkiye'nin Ayasofya'yı ibadete açmasını bağlamından koparıp farklı şekilde yansıtmaya çalışanlar oldu. Biz herkesin burayı ziyaret etmesini istiyoruz. Buranın maneviyatını, buranın verdiği mesajı, buranın verdiği hoşgörü mesajını, özgüven mesajını ve manevi havasını bizzat teneffüs ettiği takdirde aslında bu tartışmaların ne kadar anlamsız olduğunu her fırsatta ifade ediyoruz. 30'dan fazla büyükelçi ailesiyle birlikte buradaydı. Kendilerine Ayasofya Camii'mizi gezdirirken onların da ne kadar bu manevi havayı memnuniyetle teneffüs ettiğini gözlemledik. İçeride dakikalarca kendileriyle baş başa kaldılar. O manevi havayı teneffüs ettiler. Son derece memnuniyet duydukları bir ziyaret oldu. Yarın da bu ziyaretin ikinci perdesi devam edecek. Ayasofya Camii'nin herkese açık olduğunu vurguladık. Burayı herkes ibadet saatleri dışında ziyaret edebilir.' Son teknolojiyle donattığımız hiçbir dokuya zarar vermeden orada ibadet sırasında mozaiklerin, bir takım diğer tarihi öğelerin nasıl saklandığını da gösterdik. Bunlardan da çok etkilendiler. Tarihi dokunun hiçbir şekilde zarar görmediği bir kez daha büyükelçiler tarafından görüldü. Özellikle 1972 Dünya Miras Sözleşmesi bağlamında Ayasofya'nın ibadete açılmasını batı dünyasında farklı şekilde yansıtmaya çalışanlara burada bir kez daha cevap vermiş olduk. Ayasofya, UNESCO Dünya Miras Listesi'nin vazgeçilmez öğelerinden biri olarak insanlığın ortak mirası olarak kalmaya, bu güçlü kültürel dokusuyla insanlığa hizmet etmeye devam edecek. Ayasofya'nın cami olması 1972 sözleşmesine aykırı değildir. Bu tamamen Türkiye'nin egemenlik haklarıyla ilgili bir konudur. Burada Türkiye'nin yaptığı çalışmalar Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla özellikle tarihi ve kültürel dokuya saygı gösterilerek buranın ibadete açılması 1972 sözleşmesiyle de son derece uygun bir adımdır. Bir takım ülkeler Ayasofya ile ilgili kararlar üzerinde haklara sahip oldukları yönünde imalarda bulunmaya kalktılar. Görüldü ki, Ayasofya fethedilmiştir.