Klasik Türk Hamam mimarisinin en gelişmiş örneklerinden biri olan Haseki Hürrem Sultan Hamamı, Kanuni Sultan Süleyman’ın karısı Hürrem Sultan adına Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Mimar Sinan'a 16. yüzyılda İstanbul'da inşa ettirilen hamam, Ayasofya’nın karşısında bulunduğu için Ayasofya Hamamı olarak da bilinir. Hamamın bir diğer özelliği ise Mimar Sinan tarafından yapılmış en büyük hamam olmasıdır. Karşısında Ayasofya, arkasında Sultan Ahmet Camii, türbeler, külliyeler sağ tarafında Sultan Ahmet parkı ile dünyaca tanınmış tarihi bir çevre ile konumlanmıştır. Hamamın yapılma sebebi Hürrem’in Cihangir sultana hamile olduğu vakitte hamamda bir suikasta maruz kalmasıdır. Gülbahar Haseki ve Makbul İbrahim'in komplosuna maruz kalan Hürrem Sultan hamamında yılanla baş başa kalmış ve bu tehlikenin ardından Sultan Süleyman ile bir hamam yaptırma kararı alınmıştır. Klasik devir Osmanlı hamamları üslubundaki yapı, çifte hamam şeklinde ve 75 m uzunluğundadır. Bu hamamda, Türk hamam mimarisinde bir yenilik olmak üzere ilk defa kadınlar ve erkekler kısmı aynı eksen üzerinde yapılmıştır. İki bölümün sıcaklık kısımları bitişiktir, soyunmalıklar eksenin iki ucunda yer alır. Erkeklerin soyunmalık, soğukluk ve sıcaklığını kadınlar kısmı nın sıcaklık, soğukluk soyunmalığı tekip eder. Binanın duvarları bir sıra kesme taş, iki sıra tuğla olarak örülmüştür. Erkekler kısmının soyunmalığında cephede üstte dörder, kadınlar kısmı soyunmalığında ise üçer sivri kemerli pencere vardır. Kapının bütün kubbeleri kurşun ile kaplıdır. Erkeler kısmı cephesinde diğer hamamlardan farklı olarak ortasında bir kubbe olan sütunlu bir revak yer alır. Kubbe ve revak tavanı tuğla dekor ile süslüdür. Hamamın abidevi giriş kapısının kemerinde bir kırmızı, bir beyaz palmet dekoru ve üzerinde yeşil zemine altınla yazılmış kitabe bulunmaktadır. Soyunmalık kare şeklindedir ve üzeri kubbeyle örtülüdür. Kubbeye geçiş trompla sağlanmıştır. Kubbenin etrafını zikzak şeklinde bir yaprak frizi çevirir. Ayrıca dört duvarda sivri kemerli nişler yer alır. Dikdörtgen bir plan gösteren bu kısımdan, üzerinde 3 kubbe bulunan soğukluğa, oradan da bir kapıyla sıcaklığa geçilir. Soğukluğun sağ tarafında helalar, solda ise usturalık yer alır. Planı haç şeklinde olan sıcaklığın 4 eyvanı ve 4 halveti vardır. Halvetler, müstakil odalar halindedir ve üzerleri küçük kubbelerle örtülüdür. Ortada sekizgen bir göbek taşı bulunur. Bu kısmın önceleri renkli mozaikle kaplı olduğu bilinmektedir. Kubbe, sekizgen mekanın duvarlarına oturtulmuştur. Kadınlar tarafı da erkekler tarafıyla aynı plandadır. Fakat bu kısımda soyunmalık erkekler tarafındakinden daha küçüktür. Kare mekanı yine kubbe örter. 1910 yılına kadar hamam işlemini sürdüren yapı, bir süre belediyenin benzin deposu olarak, ardından da Devlet Matbaası’nın deposu olarak kullanılmıştır. Bu dönemde kadın ve erkek kısmı arasındaki duvarda bir kapı açılmıştır. Son kez 1980’li yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek Kültür Bakanlığı’nın kullanımına verilmiştir. Bu restorasyon sırasında ahşap soyunma odaları yeniden yapılmış, fiskiyeli havuz yerine yerleştirilmiştir. Bugün, kamuya ait halı satış mağazası olarak kullanılmakla beraber içerisi büyük ölçüde değişmemiştir.