Kayseri'nin Ağırnas köyünde 1490'da doğan Mimar Sinan, Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul'a getirildi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde yeniçeri olan Mimar Sinan, Moldovya (Kara Buğdan) seferinde Prut nehri üzerine 13 günde kurduğu köprü ile Kanuni Sultan Süleyman'ın takdirini kazandı ve başmimarlığa yükseldi. Dünyada 92 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane), 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 365 eserde imzası bulunan Mimar Sinan, 9 Nisan 1588'de 98 yaşında İstanbul'da vefat etti. Mimarlık tarihinin mihenk taşı Mimar Sinan, eserlerindeki ustalık, mühendislik, ince işçilik ve asırlardır çözülemeyen mimari dehasıyla hayranlık uyandırıyor. Koca Sinan'ın dünyada 92 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa, 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 365 eserde imzası bulunuyor. İstanbul'da ise 58'i özgünlüğünü koruyan 100 eseri yer alan Mimar Sinan'ın çıraklık, kalfalık ve ustalık eserleri olarak adlandırdığı Şehzadebaşı, Süleymaniye ve Selimiye camileri, mimari özellikleriyle de ilgi çekiyor. Tarihi eser danışmanı Okumuş: Uyduruk, uyduruk laflarla Sinan'ın asıl değerini kaybediyoruz. 'Üç minaresi var, minaresinde üç de şerefesi var, bunlar da padişahları temsil eder' gibi hikayeler, rivayetler uyduruyoruz. Onun asıl gerçeğini, matematiğini, mimarisini bulamıyoruz. Sinan'ın mimarisine yetişilmez, bugün de kimse yetişemez. Çünkü Sinan'ın kendi matematiği, doğal matematiktir. Bilmediğiniz bir şekilde eserlerine müdahale etmeyin, eklentiler yapmayın, değişik malzemeler kullanmayın. Bunu söylüyoruz ama minarelerin boylarını uzatmışlar, betondan duvarlar örmüşler hatta basamak yapmışlar. İnsanın içi acıyor. İSTANBUL'DAKİ İLK ESERİ, ŞEHZADEBAŞI CAMİSİ Mimar Sinan'ın ilk eseri olarak Halep'teki Hüsreviye Camisi (1536-1537), İstanbul'daki ilk eseri de Şehzade Camisi (1543-1548) olarak kabul ediliyor. Mimar Sinan'a, 'kalfalık eserim' dediği ve 'şaheseri' olarak nitelendirilen Süleymaniye Camisi'nin inşasındaki başarısı dolayısıyla 'ulu, yüce' anlamında 'Koca' unvanı verildi. Hayatı boyunca İstanbul, Edirne, Ankara, Kayseri, Erzurum, Manisa, Bolu, Çorum, Kütahya gibi Anadolu kentleriyle Halep, Şam, Budin gibi Osmanlı topraklarında suyolları, çeşmeler, camiler, külliyeler, medreseler yapan Mimar Sinan, Edirne'deki 'Ustalık eseri' Selimiye Camisi'ni 85 yaşında inşa etti. Mimar Sinan, son eserlerinden biri olan Kasımpaşa'daki Kaptan-ı Derya Piyale Paşa Camisi'nde (1573) eski ulu camilerin planına dönüş yaparak, kuruluş döneminin özellikleriyle uzun mimarlık hayatı boyunca edindiği tecrübelerini birleştirdi. 365 ESERİN 100'Ü İSTANBUL'DA Çağındaki Osmanlı toprakları içinde 365 eseri bulunan Mimar Sinan'ın İstanbul ve yakın çevresindeki illerde 200'e yakın eseri yer alıyor. İstanbul'da ayakta kalan 100 eserden 58'i ise özgünlüğünü koruyor. Sinan'ın İstanbul'daki eserleri arasında, ilk Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa için yapılan Beşiktaş'taki türbe, Üsküdar'daki Atik Valide Sultan Külliyesi, Sultanahmet Meydanı'ndaki İbrahim Paşa Sarayı (Türk İslam Eserleri Müzesi), Ayasofya Camisi'nin minareleri ilk akla gelen eserlerinden bazıları. DEPREMLERE RAĞMEN HİÇ HASAR GÖRMEDİ Osmanlı dönemi mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan Süleymaniye Külliyesi, İstanbul'da meydana gelen yüzün üzerindeki depreme rağmen hiç hasar görmedi. Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1551-1557 yılları arasında yaptırılan Süleymaniye Camisi'nin yüksekliği 53 metre, 27,5 metre çapında olan büyük kubbesi, tıpkı Ayasofya'da olduğu gibi yarım kubbe ile dayanıklaştırıldı. Caminin avlusunun 4 köşe noktasında yer alan birbirinden farklı boyutlardaki minarelerden avlunun kuzey bölümünde yer alanları ikişer şerefeli ve 56 metre boyunda inşa edildi. Camiye bitişik olan 76 metre yüksekliğindeki diğer iki minare ise üçer şerefeli yapıldı. Caminin ana kubbe kasnağında Mimar Sinan'ın hesaplarına göre iyi bir aydınlatma sağlamak amacıyla 32 pencere açıldı. Mimar Sinan, cami içindeki yağ lambalarından çıkan isleri bir bölgeye toplayacak hava akımını hesaplayarak, isleri, caminin ana giriş kapısının üzerinde bir odaya topladı. Bu isler, caminin içerisini çevreleyen tezyinat işlemeleri ve hattatların kullanması için mürekkep yapımında kullanıldı. Cami avlusunun çevresinde toplamda 28 revak bulunurken, dikdörtgen bir şema üzerinde kurulan bu avlunun tam ortasında caminin şadırvanı yer alıyor. Kanuni Sultan Süleyman ile eşi Hürrem Sultan'ın türbeleri de yine Süleymaniye Camisi'nin dış avlusunda bulunuyor. MATEMATİĞİ KARMAŞIK DEĞİL ANCAK ULAŞABİLMEK ZOR' Okumuş, Sinan'ın matematiğinin çok karmaşık olmadığını ancak ulaşabilmenin zor olduğunu ifade ederek, 'Bugünün bütün yapılarını bu sistemle çözebilirsiniz ve doğru çözersiniz. Köprüleri dünya çözemez, sadece Sinan çözmüştür. Sinan sıfır hata ile çözmüştür. İstediğiniz yükü taş köprünün üzerinden geçirebilirim. Sinan'ın yaptığı minareler büyük bir depremde yıkılırsa, İstanbul'da taş taş üstünde kalmaz. Sinan bu kadar iyi hesap yapar ve çok iyi deprem bilgisi vardır. Bütün büyük eserleri taneli dolgu zemin üzerine yapılır. Mühendislikte denilir ki dolgu zemin üzerine bina yapılmaz. Sinan özellikle yapıyor. Niye yapıyor? En büyük deprem, kayma depremidir. Aşağıda toprak kayar, kayarken taneli olduğu için yavaş yavaş üstü harekete geçirir. Deprem ivmesi falan uydurmadır ama Sinan biliyor ve bundan ders çıkaracağız. Dünyaya mimarisinden çok bilimine ulaşmamız ve tanıtmamız lazım.' dedi. Kemerburgaz'daki Havz-ı Kebir (Büyük Havuz), Eyüp'teki Kovuk (eğri) Kemer ve Zal Mahmut Paşa Külliyesi, Ortaköy'deki Hüsrev Kethuda Hamamı, Haramidere'deki Kapı Ağası Köprüsü ve Fatih'teki Semiz Ali Paşa Medresesi de ünlü mimarın İstanbul'a bıraktığı eserlerinden birkaçı. Uzmanlara göre yabancı sanat tarihçileri, uzun yıllar Mimar Sinan'ın varlığını görmezden gelerek, Sinan'ın hakkını son yıllarda yeni yeni teslim etmeye başladı.