'KÜFÜR ETTİ, TOKAT ATIP SİLAH ÇEKTİ'
Kan donduran olay geçtiğimiz Ramazan ayında 20 Mart'ta Konya'nın Ereğli ilçesinde bulunan 600 dönümlük bir çiftlik arazisinde meydana geldi. İddiaya göre; Adana'da yaşayan ve çocuğu olmayan Murat Akçan'ın, Konya'daki çiftliğini yeğeni Zeynep Demirdüzen'in eşi Fahri Demirdüzen işletmeye başladı. Bir süre önce şeker hastalığı yüzünden böbrek nakli olan Murat Akçan, sinirli ve agresif bir kişiliğe büründü. Son zamanlar da çiftlik giderleri için kendisinden para isteyen Demirdüzen'le telefonda sık sık tartışan Murat Akçan otomobiliyle Konya'daki çiftliğine gitti. Arazisini gezen Akçan, "Buğdayların yanındaki otlar neden kesilmemiş?, Düşen boruları neden kaldırmıyorsun?, Sık sık neden benden para istiyorsun?" diyerek Fahri Demirdüzen'e bağırıp küfür etmeye başladı. 2 çocuk babası Demirdüzen, Akçan'a "Ağır konuşuyorsun. Küfür ettiğin kişi yeğenin oluyor. Ben işi bırakacağım, dayanamıyorum artık" diye tepki gösterdi.
'ÖLDÜRDÜ TELEFONUNU ADANA'YA GÖTÜRDÜ'
İkili arasında çıkan sözlü tartışma da bir süre sonra kavgaya dönüşünce Akçan, Fahri Demirdüzen'e tokat atıp silah çekti. Demirdüzen, yaşlı adamın elindeki silahı alarak şarjördeki mermi bitinceye kadar Murat Akçan'a ateş ederek öldürdü. Katil zanlısı, Akçan'ın cesedini naylon branda sardıktan sonra ayak, bel ve boyun kısmından iple bağlayarak kepçeyle kazdığı 3 metrelik çukura gömdü. Zanlı, daha sonra Murat Akçan'ın telefonunu alıp otomobille Adana'ya gitti. Şüpheli, öldürdüğü Murat Akçan'ın Adana'da olduğu süsünü vermek için yaşlı adamın evinin etrafında bir kaç tur attı. Adana'daki baz istasyonundan sinyal alan telefonu daha sonra sulama kanalına atan Demirdüzen, Konya'daki çiftliğe döndü. Zanlı, cinayetten 3 gün sonra eşi Zeynep Demirdüzen'e "Otomobilin lastiklerini değiştirmek için Adana'ya gideceğim. Sen de gel. Anneni de görmüş olursun" diyerek eşiyle kayınvalidesi Rahime Acar'ın Adana'daki evine gitti.
"AĞABEYİN HACCA GİTTİ 3 AY YOK"
Ağabeyi Murat Akçan'dan 3 gündür haber alamayan Rahime Acar'ın polise gitmemesi için şeytani bir plan kuran katil zanlısı kayınvalidesine, "Murat dayım, 3 gün önce Konya'ya çiftliğe geldi. Arazileri gezerken bana, 'Umreye gidiyorum oradan da hac yapacağım. Kurban Bayramı'nda dönerim. Sen beni kendi otomobilinle Adana'ya bırak. Evimin anahtarlarını yeğenime ver. Evimle ilgilensinler. Hacda telefonla konuşacak vakit bulmam. Sen kız kardeşime ve yeğenlerime söylersin beni merak etmesin' dedi. Bende kendisini benim arabamla Adana'ya götürdüm. Kendi aracını çiftliğe bıraktı. Murat dayım 2-3 ay buralarda yok endişe etmeyin" dedi. Ağabeyini hacda zanneden Rahime Acar, durumdan şüphelenmediği için polise gitmedi. Kurban Bayramı bitiminde dönmeye başlayan hacılar arasında ağabeyi Murat Akçan'ın olmadığını ve hala telefonunun kapalı olduğunu gören Rahime Acar, 3 ay sonra 28 Haziran'da polise giderek kayıp başvurusunda bulundu.
'ÖZEL EKİP KURULDU'
Polis, Murat Akçan'ın en son görüştüğü kişi Fahri Demirdüzen'in "Kendisini otomobille, Adana'ya götürdüm" diye verdiği ifadenin yalan olduğunu PTS kayıtlarından tespit etti. Konya'dan Adana'ya giderken otomobilde yalnız olduğu anlaşılan Demirdüzen'in bu sefer, "Murat Akçan, arka koltukta oturuyordu" diye ifade vermesi üzerine olayda cinayet şüphesi arttı. Cinayet Büro Amirliği bünyesinde kurulan özel ekip, Akçan'ın arkadaşlarıyla tek tek görüştü. Yaşlı adamın arkadaşları, "Murat, asla arka koltukta oturmaz. Hatta Murat, araç kullanmayı çok sever, bu yüzden kendi arabasını asla bırakmaz" diye ifade verdi. Ayrıca Murat Akçan'ın pasaportunun olmadığı ve ülkenin herhangi bir yerinden yurtdışına çıkış kaydının bulunmadığı da tespit edilince tüm oklar Fahri Demirdüzen'e çevrildi.
"CESEDİNİN BAŞINDA AĞLADIM"
Cinayet dedektifleri, yaptıkları çapraz sorgulama da Fahri Demirdüzen, işlediği cinayeti ve sonrasında yakalanmamak için kurduğu film gibi senaryoyu itiraf etti. Demirdüzen, "Böbrek naklinden sonra çok sinirli olmuştu. Çok küfürlü konuşuyordu. Olay günü araziyi gezerken 'Buğday yanındaki otları neden temizlemedin', 'Neden bu kadar çok para istiyorsun?' diyerek beni azarladı. Sonra ağır ağır küfürler etti. Karşılık verince tokat attı ve belindeki silahı çıkardı. Beni vurmasın diye silahı aldım ve ateş ettim. Öldürdükten sonra cesedinin başında ağladım. Daha sonra cesedini naylon brandaya sardıktan sonra açılmasın diye ayak, bel ve boyun kısmından iple bağladım. Kepçeyle kazdığım çukura gömdüm. Telefonunu Adana'ya götürdüm, kız kardeşi olan kayınvalidemin polise gitmemesi için 'hacca gitti' yalanını söyledim. Yaşadığı süsü vermek için de telefon faturaların ödedim. Bu zamana kadar polise gidip cinayeti anlatmamamın nedeni kendimi öldürecektim ama yapamadım. Çok pişmanım" dedi. Adliyeye sevk edilen zanlı, tutuklandı. Murat Akçan'ın cesedi Konya'daki gömüldüğü yerden çıkartıldıktan sonra Adana'da Kabasakal Mezarlığında toprağa verildi.