Yunanistan'da geçen ay ortaya çıkan Batı Nil virüsü nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 18'e ulaştığı bildirildi.
Yerel basında yer alan haberlerde, Batı Nil Virüsünün bulaştığı tespit edilenlerin sayısının 177 olduğu, hastanelerde 9 hastanın yoğun bakım ünitelerinde tutulduğu açıklandı. Özellikle Yunanistan'ın kuzeyinde görülen vakalarda hayatını kaybedenlerin büyük bölümünü 70 yaş üstü hastalar oluşturuyor.
Derleyen: MELİKE KAN / SABAH İNTERNET
Yaygın olarak ateş, baş ve kas ağrıları, iştah kaybı, bulantı, kusma, ishal, ciltte kızarıklık, lenf bezlerinin şişmesi gibi belirtiler gösteren Batı Nil virüsü, sivrisinekler aracılığıyla memelilere bulaşıyor. Kan yoluyla, organ ve doku nakliyle de bulaşan virüs, normal koşullarda kendini göstermiyor ve çoğu zaman farkına varılmadan atlatılıyor.
Yaşlılar, çocuklar, hamileler ve AIDS hastaları gibi bağışıklık sistemi zayıf olanlarda beyin iltihaplanmasına ya da beyni ve omuriliği çevreleyen zarlarda iltihaplanmaya yol açabiliyor.
Son zamanlarda Manisa'da ortaya çıkan viral enfeksiyonunun Batı Nil Ateşi olduğu düşünülüyor. Peki Batı Nil Hastalığı nedir ve nerden geldi?
Batı Nil Virüsü; insanlar, atlar, kuşlar ve vahşi hayvanlarda çeşitli nörolojik semptomlara neden olan ve artropotlarla bulaşan bir flavivirustur. Virüs; Amerika, Asya, Afrika ve Avrupa’da, özellikle Akdeniz'e sınırı olan ülkelerde insanlar ve köpek, at, kuşlar gibi çeşitli hayvanlarda hafif ateşli hastalıklar, meninjit, ensefalit ya da ölümlerin nedenidir.
İsrail'de 1951, 1954 ve 1957 Güney Afrika'da1974 yılında BNV epidemileri görülmüştür. 1974-1994 yılları arasında rastlanmayan virüs, 1994 yılında Cezayir’de, 1996 yılında Fas ve Romanya’da, 1997 yılında Çek Cumhuriyeti ve Tunus'ta, 1998 yılında İtalya'da, 1999 yılında Rusya, ABD, ve İsrail'de; 2000 yılında da Fransa, İsrail ve ABD'de insanlarda ve atlarda ani salgınlar şeklinde ortaya çıkmıştır. Ayrıca meydana gelen salgınlarla birlikte özellikle A.B.D ve İsrail' de çok sayıda kanatlı hayvan ölümleri de görülmüştür.
Daha çok nörolojik semptomlarla karakterize bir enfeksiyon oluşturan virüs, ilk olarak 1937 yılında, Orta Afrika ülkelerinden Uganda'da Nil Nehri’nin batı kısımlarında infekte bir kadından izole edilmiştir. Virüsün ilk tespit edildiği tarihden günümüze kadar çeşitli dönemlerde epidemilerine rastlanmıştır.