EN KORUNAKLI YERLER EĞİTİM KURUMLARIDIR
Özer, şunları kaydetti; Biz son 5 ayda şunu gösterdik, tüm velilerimizle, öğretmenlerimizle, öğrencilerimizle bir toplum içerisindeki en korunaklı yerler eğitim kurumlarıdır. Okullar sadece öğrenme yerleri değildir. Aynı zamanda geleceğimizi şekillendirecek olan nesillerin psikolojik, duygusal, kişisel, gelişimlerini de gerçekleştirdiği yerlerdir.
PANDEMİ SÜRECİNİN KAHRAMANLARI ÖĞRETMENLERİMİZ
"Bakanlığa başladığım 6 Ağustos'tan itibaren üç önemli şey söyledim. İlk göreve başladığımda devir teslim töreninde okulların yüz yüze açık kalmasının önemini vurguladım ve 'Covid-19 salgının sıfırlanmasını beklemeye tahammülümüz yok' ifadesini kullandım. Sonra 'okullar ilk açılması ve en son kapatılması gereken yerler' dedim. En son olarak da okulların açık kalması eğitim meselesi olmadığını bir milli güvenlik meselesi olduğunu vurguladım.
6 Eylül'de başladığımız birinci dönemi hiç kesintiye uğratmadan, haftada beş gün tüm eğitim kademelerinde başarı ile tamamlamamın mutluğunu taşıyorum. Okulları özleyen öğrencilerin bu süreci başarıyla yürütmemizde katkısı oldu. Maske, mesafeye, hijyene inanılmaz derecede beklentilerimizin ötesinde riayet etti. Bu sürecin kahramanları her zaman olduğu gibi öğretmenlerimiz oldu.
Öğretmenlerimiz yaklaşık 5 ay boyunca maskeleri ile ders anlattılar. Öğretmenlerimiz aşılanmada sadece Türkiye ortalaması değil, kıta Avrupası, Amerika gibi gelişmiş ülkelerin bile üzerinde aşılanma oranına sahip oldular. Öğretmenlerimiz maske ile büyük zorluklarla eğitimi zorlukla sürdürme kararlığında bulundular. Hem aşılanma konusunda hem de kendi sağlıklarını geri planda bırakıp okulların yüz yüze eğitime devam etmesinde umut olan öğretmenlerimizi, güven artırdıkları için şahsım ve Milli Eğitim Bakanlığı adına kutluyorum.
TATİL SONRA DA YÜZ YÜZE EĞİTİME KARARLILIKLA DEVAM
İnşallah bu iki haftalık tatil sonrası aynı kararlılıkta yüz yüze eğitime devam edeceğiz. Tatil uzayacak mı sorularına, 'Neden kapanma olduğu olduğu zaman ilk akla gelen yerler okullardır?' diyorum. Bizler iddialı ülke olmak istiyorsak 21'inci yüzyılda, üretimi toplumsal barışı, demokrasi kültürü ile örnek olmak istiyorsak, beşeri sermayemize sürekli yatırım yapmak zorundayız. Eğitimde fırsat eşitliğini sürekli yükseltmek zorundayız.