2- Türkiye'de kenevir yetiştiriciliğin kökeni tam olarak nereye uzanıyor?
Kenevir üretimine ilk olarak Asya'nın doğusunda ılıman iklime sahip bölgelerinde rastlanır. Daha sonra Batı Asya, Anadolu, Mısır ve Avrupa'da ekilmeye başlandı. 17. yüzyılda Amerika'da ekildi. Kenevir, Osmanlı döneminde "kendir, kettan, kendir lifi, kendir teli, tel kendir" ismiyle anılırdı. Kenevirin lifleri başta sicim, ip, urgan ve kumaş üretiminin önemli hammaddesiydi. Osmanlı donanmasının ihtiyacı olan urgan, halat gibi malzemelerin çoğu da kendirden yapılmaktaydı. Osmanlı topraklarında kenevir daha çok Karadeniz bölgesinde ekilirdi. Samsun, Sinop, Kastamonu, Taşköprü, Vezirköprü, Amasya, Gümüşhacıköy, Merzifon, Çorum, Tokat, Yozgat, Çarşamba, Terme, Ünye, Fatsa, Ordu, Trabzon, Ödemiş, Tire, Burdur, Urfa, Suruç, Birecik ve Malatya bölgelerinde kenevir ekimi yoğun olarak yapılırdı. Sinop, Kastamonu, Taşköprü ve Vezirköprü'de kenevir ekimi yanında işlenip, mamul madde hâline de getirilirdi. Köylüler mahsulün bir kısmını pazarlar, bir kısmını ise kışın evlerinde bez, sicim, urgan, halat, çuval gibi ürün hâline getirirlerdi. Bu yolla bölgede küçük aile imalâthaneleri meydana gelmişti. Kastamonu ve çevresi, kendir üretimi bakımından fazla mahsul alınan ekim alanlarına sahipti. Özellikle Gök Irmak'ın etrafındaki verimli araziler ve bu nehrin vadilerle birleştiği bölgeler kendir ve keten ekiminin yapıldığı yerlerdi. Bölge kendir üretiminin yanında imalinin ve ihracının yapıldığı önemli bir yerdi. Taşköprü ve civarı kenevirin en çok ekildiği yerlerdendi. Kendircilik ve urgancılık imparatorluğun sonuna kadar bölgede canlılığını korumuştu. Bölgede kendir ve kendir ürünlerinin satıldığı, kendirci esnafının çalıştığı Kendir Hanı vardı. Kastamonu ve civarından donanma için ve tüccarlar tarafından satın alınan ürünler İnebolu iskelesinden ihraç edilirdi.