Bu gece bin aydan daha hayırlı olan ve fecre kadar devam selam ve esenlik dolu bir gecedir. Bu gece oruç, Kuran, teravih ve diğer ibadetlerle temizlenen müminlerin, meleklerle melekleştiği şükran gecesidir. Bu geceyi tam bir ihlâs ve samimiyetle Kuran okuyarak, namaz kılarak, tövbe ve istiğfar ederek, efendimize selat-ü selamlar getirerek, anne babalarımızı, akraba ve komşularımızı, fakir ve yoksulları sevindirerek, geçmişlerimizi rahmetle anarak geçirmeliyiz.
Ebu Zer (ra)'dan, ben dedim ki, "Ey Allah'ın Resulü, bana Kadir gecesinden haber verir misin? O Ramazan ayında mıdır, yoksa başka bir ayda mıdır?" Peygamber (sav) buyurdu ki: "O Ramazan ayındadır." Ben dedim ki, "Peygamberler yaşadıkça onlarla beraber bulunup, onlar göç edince Kadir gecesi kaldırılır mı? Yoksa kıyamete kadar baki midir?". Peygamber (sav) buyurdu ki: " Kadir gecesi Kıyamete kadar bakidir". Ben: " Hangi Ramazan'dadır?" diye sordum. Buyurdular ki: "Onu ilk ve son on günde arayın". Sonra Resulullah (sav) söze daldı, birileri ile konuştu. Ben O'nun daldığı bir anı yakalayıp dedim ki: "Kadir Gecesi hangi yirmidedir." Resulullah (sav) buyurdular ki: " Onu son on günde ara, daha da bana bir şey sorma".
Yüce Rabbimiz çeşitli zamanlarda bizlere sayısız fırsatlar ve imkânlar sunmaktadır. Bu fırsat ve imkânları en güzel ve verimli bir şekilde değerlendirmeliyiz. İnsanlar arasında da bazı zamanlarda mesai yapanlara, normal zamanlardan çok daha fazla ücret ödenir. Bazen genel af ilan edilir ve büyük cezalar dahi bağışlanır. Bütün bunları düşündüğümüzde Kadir Gecesinin anlamı ve kıymetini daha iyi kavrarız. Çünkü Yüce Allah, kullarından daha cömerttir, Kerimdir, Gafur'dur, Rahimdir. O'nun hazinesi, cömertliği, keremi ve bağışlaması başkalarınınkiyle asla kıyaslanamaz. Maddi ve manevi nimetler, hazineler O'nun olduğuna göre, kime ne kadar vereceğini de O bilir. İşte Kadir Gecesi, O'nun biz Müslümanlara adeta bir bahşişi, bir genel af ilanı ve bir ikramiyesidir.