Deprembilimci Ahmet Ercan, "İstanbul'da 2045'den önce deprem olursa şaşırırım. 2019 ve 2020 yıllarında Türkiye'de 7'den daha büyük bir deprem olursa benim için şaşırtıcı olmaz" dedi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nde gerçekleştirilen konferansta ünlü deprem bilimci Prof. Dr. Ahmet Ercan, "Türkiye'nin Depremselliğini anlattı.
"Deprem olmasa şu anda balık tuttuğunuz deniz olmazdı. Şu güzel dağlar olmazdı. Altındaki maden yatakları olmazdı. Türkiye'de çok severek içtiğiniz kaynak usları, maden suları olmazdı" diyerek depremin önemini anlatan Ercan, "Bunlar hep depremle olan şeyler. Bazıları 'Allah'ım inşallah deprem olmaz diyor ya' sen her gün 'İnşallah güneş doğmaz' diye dua ediyor musun?
Ya da 'İnşallah yaz gelmez' diye dua ediyor musun? Bu doğanın kuralıdır. Her şey tam olması gerektiği gibi sadece dünya üzerinde değil bütün evrende de öyle. Zaten bilim; kuruluşun, düzenin, gizemini araştıran bir dal. Biz bunun neden, nasıl ayrıntılarını araştırmaya çalışıyoruz" dedi.
Ekonomisi kötü olan ülkelerde depremin adının 'kıran' olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Ercan, depremin ekonomiyle olan ilişkisini de şöyle anlattı:
Ülkelerin deprem çekincesine baktığınız zaman Rusya ilk sırada gözüküyor. Daha sonra Endonezya, Pakistan geliyor. Daha sonra Brezilya ve ardından Türkiye geliyor. Baktığınız zaman Belki Rusya dışında diğer ülkeler ekonomisi kötü olan ülkeler. Türkiye birinci derece deprem bölgesi değildir. Türkiye'nin birinci derece deprem bölgesi olması için 8'den daha büyük deprem olması gerekiyor. Oysa bugüne kadar ki depremlerde en büyük deprem Erzincan'daki depremdir.