Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı karargahındaki eylemlere ilişkin dava Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen davada, darbe girişimi sırasında darbeciler tarafından alıkonulan emekli Jandarma Kurmay Albay Güven Şağban müşteki olarak dinlendi. Olay tarihinde Jandarma İstihbarat Başkanlığı Plan ve Güvenlik Daire Başkanı olarak görev yaptığını belirten Şağban, 15 Temmuz'daki askeri hareketlilik üzerine görüştüğü Albay Nurettin Alkan'ın darbe girişimi yapıldığı bilgisini aktardığını söyledi. Bunun üzerine albaylar Ali Demir, Aziz Yılmaz ve Nurettin Alkan ile bir araya geldiklerini anlatan Şağban, saat 22.30'da karargahın nizamiyesine gittiklerini ifade etti. Burada nöbet tutan silahlı teğmenlerin kendilerini içeri almamaları üzerine onlara yanlış yaptıklarını, kanunsuz bir işin içinde yer aldıklarını anlattıklarını bildiren Şağban, 'Teğmenlere bizden emir almaları gerektiğini söyledik. Bu sırada onlarla aramızda arbede yaşandı, yumruklaşmalar oldu. Darbecilerden biri Nurettin Paşamı silahla yaraladı. Belimdeki silahımı aldılar. Çatışma esnasında darbeciler beni alıkoydu. ' dedi. Elleri bağlı komutanlık binasındaki toplantı salonuna götürüldüğünü ifade eden Şağban, burada darbeciler tarafından alıkonulan yaklaşık 30 asker gördüğünü kaydetti. Bu askerlere, 'Darbe yapıyorlar. Sakın bunlara uymayın, suç işliyorlar, hepsi yargılanacak.' dediğini anlatan Şağban, bu esnada sanık eski Jandarma Genel Komutanlığı Özel Kalem Müdürü albay Erkan Öktem'in, 'Güven Bey hoşgeldin. Sen bize çok çektirdin, şimdi hesap vereceksin.' diye tehdit ettiğini aktardı. Öktem'e 'Bana bey demeyeceksin, komutanım diye hitap edeceksin, verdiğim emirlere uyacaksın.' dediğini anlatan Şağban, sözlerine şöyle devam etti: 'Darbeye karşı askerleri uyardığım için Öktem büyük bir hiddetle silahını çekerek doldurdu, bana doğru tetiğe bastı ama silah patlamadı. Öktem, tutukluk yapan silahını geri çekti ve mermi dışarı çıktı. Beni duvar kenarına götürmeleri, verilecek emirleri dinlemezsem infaz edilmem için emir verdi. Beni salona aldıklarında bir yüzbaşı gelerek, 'Saygından' diyerek rütbelerimi söktü.' Sanık Erkan Öktem'in talimatıyla başka bir toplantı salonuna götürüldüğünü ifade eden Şağban, bir süre sonra dönemin Jandarma Personel Daire Başkanı Tuğgeneral Veli Turan, TEM Daire Başkanı Turgut Aslan ile korumalarının da buraya getirildiğini belirtti. Elleri ve gözleri bağlı bir şekilde dışarıdan gelecek kurşunlara hedef olmaları için cam kenarında bekletildiklerini anlatan Şağban, 'Alıkonulan polislerden biri kelepçenin ellerini çok sıktığını söyleyerek gevşetmelerini istedi. Bunun üzerine darbeciler ikinci bir kelepçe daha taktı ve elimizi biraz daha sıktılar.' diye konuştu. Rehinelerin aralarında konuşmalarına izin verilmediğini ifade eden Şağban, istemelerine rağmen kendilerine su verilmediğini dile getirdi. Şağban, gecenin ilerleyen saatlerinde Öktem'in telsizden vatandaşların üzerine ateş etmeleri için askerlere talimat verdiğini duyduğunu da anlattı. Gecenin ilerleyen saatlerinde selaların okunması üzerine rahatladığını, bunu iyiye gidişin bir işareti olarak yorumladığını dile getiren Şağban, ardından 'asker kışlaya' diye slogan atan vatandaşların sesinin gelmeye başladığını bildirdi. Darbe girişiminin başarısız olduğunun anlaşılması üzerine Öktem'in emriyle rehin tutuldukları salondan çıkarıldıklarını belirten Şağban, şunları kaydetti: 'Kollarımıza teğmenler girdi. Öktem dışarıda telefonla konuşuyordu. Ona 'Sabaha kadar burada durduk. Bizi tuvalete götür' dedim. O da 'Gittiğiniz yerde tuvalete ihtiyacınız olmayacak' karşılığını verdi. İnfaza götürüldüğümüzü anladım. Bunun üzerine ellerimi çözmeye çalıştım çünkü yanımdakinin silahını almayı düşündüm. Merdivenlerden yavaş yavaş inip öndekilerle arayı açmak istedim. Yanımdaki teğmen 'Gecikiyoruz, acele edelim.' deyince, ben de 'Görmüyorum, ya gözlerimi aç ya da acele ettirme.' dedim. Yavaş yavaş aşağı indik. Teğmenler karargahı bilmedikleri için aralarında konuşmaya başladılar. Ben de dikkatlerini dağıtmak için sorular sordum. Bu sırada karargahın önündeki köprüye uçaktan bomba atıldı. Teğmenler panik halinde bizi bahçe kapısı yerine, garaja indirdiler. İkinci patlama oldu, yere düştüm ve bu esnada elimi açabildim. Gözümü açtığımda Yusuf Köz'ün bana silah doğrultuyordu. Biraz bekledikten sonra bir şey yapmadan gitti.' Daha sonra kendisi gibi alıkonulan Tuğgeneral Veli Turan ile Turgut Aslan'ın koruması polis memuru Hüseyin Uğur İşçi'yi gördüğünü belirten Şağban, darbe girişiminde yer almayan askerleri polise yardımcı olmaları konusunda uyardığını kaydetti. TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'ı başından vurarak yaraladığı, koruması Hasan Gülhan'ı ise şehit ettiği iddia edilen sanık eski albay Öktem ile Şağban arasından tartışma çıktı. Jandarma Genel Komutanlığı karargahındaki darbe faaliyetini Öktem'in yönettiğini vurgulayan Şağban, darbe girişiminden önce Öktem'in FETÖ'cü olduğu için karargahtan uzaklaştırıldığını ancak son anda tayinin durdurulduğunu aktardı.