Hong Kong'da ve Çin'de bazı gökdelenler devasa delikler barındırıyor. Bunların ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Bu deliklere 'ejderha kapısı' deniyor. İnanışa göre, bu kapıların ejderhaların dağlardan suya doğru uçmalarına izin veren geçitler olduğu düşünülüyor. Ve bu düşünce Feng Şui'den kaynaklanıyor. Feng Şui, 'rüzgâr' ve 'su' anlamına gelen ve doğada var olan yaşam enerjisini, yaşanılan mekânlarda harekete geçirme yöntemlerini gösteren eski bir Çin öğretisi. Feng Şui, insanların çevreyle, mekânlarla ve nesnelerle uyumunu sağlamaya yönelik bir uygulamadır. Böylece evrendeki ruhsal enerji ile insanların etraflarındaki objelerin uyumu böylece sağlanılmaya çalışılıyor. Enerjinin akışını engellemenin ise şanssızlık getirileceğine inanılıyor. Avrupa kültüründe uğursuzluk getirdiklerine inanılan, efsanelerde kötü karakterler olduğuna inanılan ejderhalar, Çin'de ise aksine iyiliğin ve bilgeliğin sembolüdür. Bu sebeple günümüzde Hong Kong ve Çin merkezli kimi şirketler daha fazla para kazanmak adına Feng Şui danışmanlığı alıyor. Çin Halk Cumhuriyeti'nin beş büyük devlet bankasından biri olan The Bank of China'da işlerin yolunda gitmemesinde Feng Şui felsefesini yeterince takip etmemesi gösteriliyor. Meşhur çikolatada bulunan nu deliklerin ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Önlü arkalı iki deliğe iki parmağınızı bastırırsanız çikolatalarınızın kolayca çıkacağını göreceksiniz. Bu berelerin üzerinde bulunan ponponların sadece aksesuar olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bunların tarihi 18.yy'a kadar uzanmaktadır. Fransız denizciler düşük güverte tavanlaraına çarptıklarında kafalarını korumak için bu tarz şakpalar giyiyorlardı. Daha sonra farklı askeri elbiseler de bu şekilde tasarlandı. Alüminyum folyolarınızın, siz çekerken kutusunda durması için kutunun köşelerinde delikler var. Tek yapmanız gereken folyoyu çekerken ön ve arka kısmındaki deliklere parmaklarınızı bastırmanız halinde siz folyoyu çekerken, folyo kutunun içinde kalacaktır. Kapıları kilitli bir arabadan kaçmanız gerekirse, kafalığı (koltuk başlığı) yerinden çıkarın ve metal çubuklarıyla camı kırın. Dikiz aynasındaki bu küçük düğmenin ne olduğunu biliyor musunuz? Genellikle pek çok cisim asılan bu küçük yer işlevi aslında çok farklı... Aynanızın arka tarafındaki göz alması engelleyicisini aktive ediyor. Gözünüzü rahatsız eden ışık, başka yere yansıtılır. Eski pantolonlarda bulunan bu halkanın bir işlevi var aslında. Bu halkayı kemerin diline geçirdiğinizde pantolonun ön kısmının aşağı sarkmamasını sağlarsınız. Naylon poşetlerin ortasındaki bu delikler ne işe yarar? Bu deliler poşetleri asmak için kullanılır. Böylece poşetler asılı oldukları yerden kolayca alınabilir. Genelde market ve pazarlarda satıcıların bu şekilde kullandıklarını gözlemleyebilirsiniz. Pet şişelerdeki bu disklerin kapağı kolayca açmanıza yardımcı olduklarını mı düşünüyorsunuz? Eğer öyle düşünüyorsanız, yanlışsınız. Bu diskler kapağı kolayca açmamanızı sağlamak için üretilmiştir. Çalkalanmış, gaz basınçlı şişeler eğer bu diskler olmasaydı kolayca kapağı açtığınızda patlardı. Dolayısıyla bu disklerle kapağı yavaş yavaş açtığınızda patlama ve püskürmeyi engellemiş olursunuz. Kulağınızdaki altı farklı nokta ile vücudunuzun çeşitli bölgelerindeki ağrıları geçirmek mümkün. Tek yapmanız gereken önce ağrınızın nerede olduğunu tespit etmek ve daha sonra kulaktaki belirli noktaya baskı uygulamak. Kotların üzerinde bulunan küçük metal parçalara perçin deniyor. Perçinler, dikişin tutmayacağı kalınlıktaki kumaşları birleştirmek için Kulağınızın en üstündeki nokta sırt ve omuz ağrılarının tedavisinde kullanılıyor. Bu bölgeye 1 dakikalığına mandal sıkıştırın. Kulağınızın en üstündeki nokta sırt ve omuz ağrılarının tedavisinde kullanılıyor. Bu bölgeye 1 dakikalığına mandal sıkıştırın. Hemen hemen her yerde gördüğümüz bu sarı çizgilerin anlamını biliyor musunuz? Dünyanın her yerinde kullanılan bu kabartmalı sarı çizgiler bakın ne işe yarıyor. Bu sarı çizgiler görme engelli insanların hayatlarını kolaylaştırmak için yapılmış yol çizgileridir. Yollarını daha rahat bulabilmeleri için yapılmış bu sarı çizgiler, onlar için büyük önem taşırken, bizler de sarı çizgilere arabalarımızı park etmemeli ve elimizden geldiğince onlara yardım etmeliyiz. Kısa saçın size yakışıp yakışmayacağını işte bu basit kural ile öğrenebilirsiniz. Küçük açık kavanoz simgesi, tüketiciye herhangi bir zarar vermeden açıldıktan sonra bir ürünün kullanılabileceği belirlenen süreyi tüketicilere bildiren PAO (Açılış Periyodu) sembolüdür. Hemen hemen tüm kozmetik ürünler üzerinde 'M' harfi (aylar) bulunan bir sayı içeren bu simge görüntülenebilir. Kavanozun içindeki bu sayı, paketin mühürlenmesinden sonra ürünün ne kadar iyi kalacağını belirtir. Tavan fanını saat yönünde çevirin, bu sayede yukarı yükselen sıcak hava odaya dağılır. Kışın dolap kapılarını ve tuvalet camlarını açık bırakın, bu sıcak hava borularının donmasını önler. Kendi ısı yalıtımınızı yapmak için pencerelere su püskürtüp plastik baloncuklar yerleştirin. Eğer dışarda iseniz ellerinizi sıcak tutmak için eldivenin altına plastik eldivenlerden giyin. Arabanızın camlarının buz tutmaması için sirkeli su karışımını camlarınıza dökün. Çorabınızın içini kristal kedi kumu ile doldurup ön camın önüne koyun, camın nemlenmesini önleyin. Yan aynaların etrafını naylon bir poşet ile kapatmanız aynaların buğulanmasını önleyecektir. Sürüş esnasında karın yapışmasını önlemek için farların üzerine balmumu sürün. Araba anahtarınıza süreceğiniz az bir miktar sıvı sabun aracınızın kapısını kolayca açmanızı sağlar. Eğer termostat bulunan bir iş yerinde çalışıyorsanız ve bulunduğunuz yer çok soğuksa termostatın üzerine koyduğunuz soğuk bir nesne termostatı kandırmanızı ve odanın ısısının yükselmesini sağlayabilir. Camların buğusunu silmek için tebeşir silgisi kullanabilirsiniz. Aracınızın cam sileceklerinin donmasını çoraplar ile önleyebilirsiniz. Dizüstü bilgisayarlarda bulunan bu küçük deliğin ne işe yaradığını biliyor musunuz? Ancak bu minik delik, bilgisayaranızı korumanızı sağlamak için yapılan bir ayrıntı... Tıpkı bisiklet kilitleri gibi, bilgisayarınızı da bu kensington lock denilen kilitler sayesinde koruyabilirsiniz. Birisi asansörün bütün düğmelerine mi bastı? Düğmelere yeniden basarsanız bazı asansörlerde istenmeyen katların düğmeleri kapanıyor. Arabanızın anahtarını çenenizin altında tutun ve açılış düğmesine basın, böylece yaklaşık 15 metre daha geride arabanızı açabilirsiniz. Tuvalet kağıdının yapraklarını kopardığımız kısmı duvara değen kısımda olmazsa işimizi çok daha kolay halledebiliriz. 1891'de patenti alınan bu hayat konforlaştırıcı icadın tasarımında bile orijinal kullanımın bu şekilde olduğunu söyleniyor. Alüminyum folyo paketlerinin çoğunun kenarında delikli yerler vardır. Paketin her yerini yırtmadan o delikli yeri içe ittirdiğiniz takdirde, folyoyu farklı bir kullanım aparatına ihtiyaç duymadan kullanabilirsiniz. Alışveriş torbalarınızı alışveriş arabasındaki askılara asın. Alışveriş arabalarında küçük askılar vardır, poşetleri buralara asarsanız aldığınız ürünler birbirine karışmadan düzgün duracak ve arabaya daha fazla ürün yerleştirebileceksiniz. Başkasının okumasını istemediğiniz yazıların üzerini çizmek yerine, karmaşık yazılar yazın. Yazıların üzerinden karışık harfler veya başka kelimelerle geçtiğiniz zaman, alttaki esas yazının okunmasını imkansızlaştırabilirsiniz. A4 kağıdını boylamasına katlayarak sağlamlaştırın. Kutunun iç duvarlarının şeklini alacak şekilde kağıdı yerleştirin ve kutuyu eğerek cipslerin kağıda düşmesine izin verin. Her uçağa binildiğinde hostesler girişte yolcuları karşılarken ellerini arkaya götürürler. Bunun nedenini hiç merak ettiniz mi? Az çok etrafı gözlemleyen ve uçak seyahatleri konusunda tecrübeli bir kimse iseniz bu olayı mutlaka farketmişsinizdir. Bu konuyu bilmeyen birçok insan hosteslerin bunu bilmeyerek yaptığını ya da yolculara karşı bir hareket olduğunu düşünüyorlar. Ancak bu fikir oldukça yanlış, hosteslerin bu hareketi yapmalarının aslında oldukça basit bir nedeni var. Uçakların kalkışı esnasında hostesler gelen yolcuları karşılarken bir yandan da eksik yolcunun olup olmadığını belirlemeleri gerekir. Bunun içinde bir sayaç kullanırlar. Hostesler yolcuları herhangi bir nezaketsizlik yapmamak için ellerini arkaya atarak sayaçları yolcuların görmeyeceği şekilde tutarlar. Bu sayede yolcuları sayan hostesler eksik yolcunun olup olmadığını kolayca belirler. Alışveriş merkezlerinde veya metro duraklarında yürüyen merdivenle yukarı çıkarken basamaklarla el bantları aynı hızda gitmediğini fark ettiniz mi? Bunun oldukça mantıklı bir sebebi var aslında. Altta basamakların olduğu kısım çarklı şeklinde düzenlenmiş. El tutma bandının olduğu kesim ise daha dairesel. Bunun kayışı koyan şirkete sağladığı bir avantaj var. Bu sayede kayışı biraz daha geniş bırakabiliyorlar ve kayışın değişme süresi uzuyor. Yani eğer eliniz basamaktan hızlıysa yürüyen merdiven yeni yapılmış, eğer elinizle basamak aynı noktadaysa yürüyen merdivendeki kayış değştirileli çok olmamış demek. Siz elinizden hızlı gidiyorsanız da o yürüyen merdivenin kayışları oldukça eski demek. Baş parmağınızı serçe parmağınıza değdirdiğinizde bileğinizde dikey bir kas görünür oldu mu? Aslında dünyadaki insanların %90'ında bu kas var, %10'u ise bu kasa sahip değil. Ve aslında milyonlarca yıl öncesiyle bağımızı gösteriyor. Peki bu ne anlama geliyor? Palmaris Longus kası, bir yeri kavrayıp güç uygularken kullanılıyor. Örneğin toprağı elle eşelerken, ağaçtan ağaca sallanırken... Primatların tamamı, memelilerin de bir çoğu bu kasa sahip. Aktif olarak kullanılıyor, oldukça da görünür durumdalar. İnsanlık kollarıyla böylesine ağır işleri yapmayı bıraktı bırakalı kas işlevini kaybetmiş, bazılarımızda ise tamamen yok olmuş durumda. Yani eğer bu kasa sahipseniz, milyonlarca yıl öncesiyle halâ fiziksel bir bağınız daha mevcut; dünyanın %90'ında olduğu gibi. Eğer bu hareketi yaptığınızda bileklerinizden herhangi birinde (veya ikisinde birden) palmaris longus görünür olmuyorsa, her 10 insanın 9'undan daha ileri durumda olduğunuzu söyleyebiliriz