Ucundan kıyısından tek kelime yazmak istemiyordum Gülşen'le ilgili... Ama sevgili Mevlüt Tezel dünkü köşesinde Gülşen konusuna şöyle bir şey demiş, "Aklı başında bir çocuk bile böyle aşağılayıcı bir cümle kurmaz...!"
'Aklı başında bir çocuk bile' tanımlaması beni aldı mitolojiye savurdu... Hubris diye bir terim vardır Yunan mitolojisinde, kelime "kibir ya da aşırı gurur" anlamına gelir. Mitolojide bir kahramanın kendisini diğerlerinden daha üstün görmesi, aşırı güven duyması ve ölçüsüzlüğünü ifade eder.
NEMESİS DERSİNİ VERDİ
Nemesis diye bir intikam tanrıçası da vardır yine Yunan mitolojisinde. Nemesis ise "herkese hakkını vermek" anlamına gelmektedir. Hubrise yakalanıp aşırı gurur ve kibire düşenlerin cezasını Nemesis verir. Tanrıça Nemesis, insanlardaki kendine aşırı güvenin ve ölçüsüzlüğün bir sınırı olması gerektiğini hatırlatır. Kibrin ve hırsın etkisiyle kahramanın arsızlaşarak kendi yok oluş sürecini anlatır.
Gülşen, bir konserinde aklı başında bir çocuğun bile yapmayacağını yapmıştı çünkü aylardır kademe kademe Hubris sendromu yaşıyordu.
Soyundukça alkışlandı, aşırılıklarını özgürlük olarak tanımladı. Çevresindekiler iyi veya kötü niyetle onu 'gazladı.' "Yürü be Gülşen" dedi... O da insan ve duygu dengesini bu kadar pohpohlamayı bir yere kadar kaldırabiliyor. Haliyle hata kaçınılmaz oluyor! İşte tam bu noktada Gülşen'in cezasını Nemesis verdi! Bir konserinde, yaşam tarzını her koşulda savunan Gülşen, başka insanların hayat görüşüne binlerce kişinin önünde hakaret etti! Yani kibrinin tokadını yedi...!