Değerli Müslümanlar!
Beş vakit namaz, aceleye getirilecek, ertelenebilecek, araya sıkıştırılacak, aradan çıkarılacak ya da son vakte bırakılacak bir ibadet değildir. Zira namazsız Müslümanlık olmaz. Müslüman namaz kılar, namaz da insanı insan kılar. Bir kişinin hayatında geçirebileceği en kıymetli vakit, namazını eda ettiği vakittir. Namazsız geçen bir ömür, ziyan edilmiştir. Dolayısıyla Müslüman, dinen geçerli bir mazereti bulunmadıkça namazını terk edemez, 'Sonra kılarım!' düşüncesiyle kazaya bırakamaz. Müslüman'a düşen, işlerini namaz vakitlerine göre tanzim etmektir.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), اَلصَّلاَةُ عِمَادُ الدّ۪ينِ "Namaz dinin direğidir."[1] buyurarak konunun önemine dikkat çekmektedir.
Kıymetli Müminler!
Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
"Kitaptan sana vahyedilenleri oku, namazını da özenle kıl. Çünkü namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar..."[2]
Evet, hayatımızın gayesi kulluk; kulluğumuzun amacı da iyi bir Müslüman olmaktır. Bu sebepledir ki, namazlarımız bizleri haramlardan alıkoymalıdır. Dilimizi yalandan, kalbimizi kinden, elimizi kötülükten uzak tutmalıdır. Her türlü günahtan arındırmalıdır. Şayet namaz kıldığımız halde kötülüklerin esiri olmuşsak; o zaman kalbimizi, kazancımızı ve hayatımızı Kur'an ve sünnete göre yeniden gözden geçirmeliyiz.