Ramazan'ın 27. gecesinin Kadir Gecesi olduğu yönünde sahabenin ifadeleri kaynaklarımızda mevcuttur. Bu bağlamda Tabiinden Zirr b. Hubeyş şöyle demektedir: "Ubey b. Ka'b'a (r.a.); İbn Mes'ud'un (r.a.), 'Senenin bütün gecelerini ihya eden kimse Kadir Gecesi'ne tesadüf edebilir.' sözünü hatırlattığımda, bana şu cevabı verdi: Kendisinden başka ilah olmayan Yüce Allah'a yemin olsun ki, Kadir Gecesi ramazan ayındadır. Kadir Gecesi; Rasulüllah'ın (s.a.s.) bize namaz kılmamızı emir buyurduğu gecedir. O da ramazanın 27. gününün gecesidir.
O gecenin alameti, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınları gözü almayacak şekilde doğmasıdır." (Müslim, Salatü'l-Müsafirin, 179.) Abdullah b. Ömer'den gelen bir rivayette de Hz. Peygamber (s.a.s.), "Kadir Gecesi'ni aramak isteyen 27. gecede arasın." (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, VIII, 426.) buyurmuş, böylece 27. geceyi ibadet ve zikirle uyanık olarak geçirmemizi tavsiye etmiştir. Tarih boyunca da İslam toplumlarında ramazan ayının 27. gecesi Kadir Gecesi olarak rağbet görmüş ve çeşitli programlarla ihya edilmiştir.
Kadir Gecesi'nin, ramazan ayının hangi günü olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamasının hikmetleri üzerinde duran âlimler, bu konuda farklı görüşler serdetmişlerdir. Bunlardan birine göre Kadir Gecesi'nin bildirilmesi hâlinde Müslümanların sadece o geceyi ihya etmekle yetinme hatasına düşebilecekleri ifade edilmiştir. Hâlbuki kısmî belirsizlik sayesinde müminlerin Kadir Gecesi ümidiyle bütün ramazan gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirmeleri istenmiştir. Ayrıca bu sayede, o geceyi tazimde aşırıya kaçılmasının da önüne geçildiği belirtilmiştir. (Zemahşerî, IV, 780; Fahreddin er-Râzî, XXXII, 229-230.)