Kızıl Deniz'den geldiği düşünülen ve kısa sürede istila ettiği bölgelerdeki diğer canlıları yok eden Balon balığı ile ilgili son dakika gelişmesi yaşanıyor. Akdeniz ve Ege Denizi'nde balıkçıların korkulu rüyası olan Balon balıkları berberlerinde taşıdıkları zehirle ölüm tehlikesi de saçıyor. Korkutan balık, teneke kutuları ısırarak parçalıyor ve insanları da tehdit ediyor.
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu ise, bölgede 7 türde balon balığı olduğunu, mücadelenin de büyük bir özveriyle sürdürüldüğünü söyledi.
Akdeniz sahillerinde 2000'li yıllardan itibaren görülmeye başlayan ve 7 türü olan balon balığı için Tarım ve Orman Bakanlığı, ilginç bir proje için düğmeye bastı. Ege ve Akdeniz sahillerini istila eden zehirli balon balığı ve aslan balığı için hazırlanan proje, önceki gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki komisyon görüşmelerinde dile getirilmiş, mücadele şekli anlatılmıştı.
Kaplan, "100 tane, 50 tane tutulur. Bu proje için koşan olur. Balon balığıyla bir mücadele şekli. Boşta olan balıkçılar da bu işe koşar. 100 tane balık tutarsan 500 lira. Nerede kazanacaksın bu parayı?" dedi.
Kaplan, Antalya'da küçük balıkçı teknelerinin olduğunu, 15 Nisan'daki avlanma yasağından etkilenmediklerini de belirtti.
"AĞLARIMIZ KURTULUR"
Antalyalı 30 yıllık balıkçı Halil Bulanık da bakanlığın projesinin yerinde olduğunu vurgularken, "İyi olur, hem balıkçının ağları kurtulur. Balık nesli çoğalır. Bu balık ağlara zarar veriyor" dedi.
"GEÇİM KAYNAĞI OLUR"
Teknesiyle bölgede 15 yıldır balıkçılık yapan Behlül Ağır ise bakanlığın projesini duyduğunu söyleyerek, günde 150 ile 200 kilo tutabileceğini söyledi.
Ağır, "5 liradan 400 veya 500 lira kazanırım. Normal tuttuğumuz balık tabi ki kazandırıyor, ama balon balığına teşvik yöntemi bize de kazandırır. Teşvik edilirse biz daha fazla yakalamaya çalışırız. Bir geçim kaynağı olur. Bu yöntemle Akdeniz'de bu balon balığı azabilir" dedi.
"ETİNİ DEĞERLENDİRMEK LAZIM"
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, bölgede 7 türde balon balığı olduğunu, mücadelenin belli bir ölçüde olacağını söyledi. Balığın Akdeniz ekosisteminde olduğunu, etinin değerlendirilme şeklinin araştırılması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Gökoğlu şöyle konuştu: "Böyle bir tedbir aldığımızda, İsrail, Suriye aldı mı? Lübnan aldı mı, Yunanistan, İtalya, Mısır aldı mı? Buna da bakmak lazım. Bizim kıyılarımızda belli bir seviyeye çektik, ama bitmez. Ekosisteme girdi. Bunu değerlendirmemiz lazım. Balıkçılar çok miktarda tutar...
Denizlerimizde aşırı balon balığı var. Kuyruk başına hesaba gittiğimizde bin tane tutan da olur, 300 tane tutan da olur. Çıkan avcı teknesine göre 5 ton tutulabilir, fena rakam değil tabi. Kuyruk başına 5 lira verilince herkes balıkçı da olacaktır. Nisan ayı ortasındaki av yasağı bu projeyi etkilemez. Küçük balıkçılar ve tekneler ava çıkar."
Balon Balığı, Türkiye'de Akdeniz, Ege, Marmara bölgesinde görülmekle birlikte genellikle yosunlu bölgelerde yaşıyor. Halk arasında Balon Balığı olarak anılan bu tür, Kirpi Balığı ismiyle de biliniyor. Genellikle deniz diplerinde yaşayan bu tür, etinin zehirli olması ve kendini tehlike altında görmesi halinde şişmesiyle dikkat çekiyor.
Dipte yatarak başının üstündeki gözleri ile küçük canlıları veya balıkları görüp avlar. Nisan – Mayıs aylarında kışladıkları derin sulardan sahillere, bazen de acısu bölgelerine sokulup Temmuz – Eylül arasında üreme yaparlar.
Yavrular önce planktonlarla daha sonra omurgasızlarla beslenir. Özel avcılığı yapılmadığı için ekonomik değeri azdır. Eti zehirlidir. İşgalci bir balıktır. Bazı türleri yerli balıkların neslini tehdit eder. Oltaları kopardığı için balıkçıların en kötü kabuslarından birisi olmuştur.