52. Uluslararası Antalya Film Festivali'ne bu yıl geçtiğimiz organizasyonlara oranla hem nitelik, hem nicelik açısından son derece yüksek bir katılım var. Antalya, dünya liderlerinin toplandığı G20'den sonra şimdi de dünya yıldızlarını buluşturuyor. Organizasyonun başındaki bir numaralı isim olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, dün sabah festivali takip eden gazeteci ve yazarlar ile onur konuğu ve jüri üyesi olarak Antalya'da bulunan dünya yıldızlarını bir sabah kahvaltısında ağırladı. Son derece sıcak ve neşeli bir ortamda geçen kahvaltıda; Başkan Menderes Türel ve eşi Ebru Türel, herkesle yakından ilgilenerek konuklarıyla tek tek sohbet etti. MÜTEVAZI IRONS Davetin ilgi odağı ise İngiliz oyuncu Jeremy Irons'tı. Sempatik ve mütevazı tavırlarıyla herkesin gönlünü kazanan, neredeyse hiçbir fotoğraf ve sohbet teklifini geri çevirmeyen Irons; Antalya'nın gönlünde son derece farklı bir yer edindiğini belirterek festivalde bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Irons, Türel ile sohbetinde ise bir gün önce festival konvoyunun halktan gördüğü büyük ilgiden çok hoşnut kaldığını, bugüne kadar pek çok film festivaline katıldığını ancak Antalya'daki büyük coşkuya hiçbir yerde rastlamadığını söyleyerek festivalin gelecek yıllar için son derece büyük bir potansiyel barındırdığını söyledi. Irons, gazetemizin okur temsilcisi İbrahim Altay'ın mülteci sorunu ile ilgili bir sorusu üzerine de 'Türkiye'nin 2 milyondan fazla Suriyeli göçmene evsahipliği yaptığını yeni öğrendim. Bu aslında bütün dünyanın meselesi olmasına rağmen gösterdiği duyarlılık ve fedakarlık için Türkiye'ye gönülden teşekkür ediyorum' dedi. TURNER'DAN JEST Dünya sinemasının diğer yıldızı Catherine Deneuve de Antalya'nın doğal güzelliklerine ve Antalyalılar'ın sanatseverliğine hayran kaldığını ifade etti. Bir gün önce ünlü 'Hindiçin' filminin gösteriminden sonra sinemaseverlerle bir sohbet gerçekleştiren ünlü yıldız, Paris'teki katliam için üzüntülerini bildiren bir seyircinin sözleri sırasında duygusal anlar da yaşadı. Kahvaltının diğer önemli konukları ise Kathleen Turner ve Vanesa Redgrave'di Sık sık kahvaltı salonunun dışına çıkıp terastan Antalya'nın güzelliklerini seyre dalan yıldızlar, Allah'ın bu kente her türlü güzelliği bahşettiği fikrinde birleştiler. Kathleen Turner, sohbet sırasında 'Artık beni de Antalya'nın fahri bir tanıtım gönüllüsü kabul edin' diyerek anlamlı bir jestte bulundu. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ise hedeflerinin, Altın Portakal'ın uluslararası kimliğini pekiştirmek ve organizasyonu, dünyanın en saygın film festivallerinden biri haline getirerek Türk sinemasının yeni vizyonuna öncülük etmek olduğunu söyledi. Yüksel Aytuğ/ Sabah.com.tr Tarık Ünlüoğlu, Gülsen Tuncer, İpek Karapınar, Begüm Birgören gibi başarılı oyuncular da halkı selamladı. Kortejin en ilgi gören ismi, atv'de yayınlanan 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' isimli dizide 'Ünal Kaplan' karakterini canlandıran Tarık Ünlüoğlu oldu. Ünlü oyuncuya sevgi gösterisinde bulunan Antalyalılar; ünlü sanatçı hakkında 'Aaa, o bizim eşkıya değil mi?', 'Hayır hayır 'Kurtlar Vadisi'nin 'Testere Necmi'si o', 'Saçmalamayın hükümdar o', 'Ooo mafya gelmiş Antalya'ya, hoş gelmiş', 'Eşkıya gerçek hayatta da sinirli anlaşılan', 'Aaa yanındaki eşi mi, çok güzelmiş' gibi yorumlarda bulundu. O kadar tatlıydı ki Antalya halkının Tarık Ünlüoğlu hakkında tartışmaları... Hele karanfil attığındaki mutlulukları gerçekten görülmeye değerdi. Kortejin bir diğer ilgi çeken ismi ise Cabbar'dı. Cabbar aslında Turgut Özal'ın papağını olarak biliniyor ama Özal'ın danışmanı 'Papağan tüccarları sekiz yıl önce kollarımda ölen Cabbar'ın benzerlerini rahmetli Özal'ın papağanı diye satıp duruyorlar' diye açıklama yapmıştı. Cabbar; gerçekten Turgut Özal'ın mı, bilmiyoruz. Sadece Cabbar'ın çok ünlü bir papağan olduğunu biliyoruz, hatta yakında onu sinema filmlerinde de göreceğiz. Cabbar, korteje üstü açık arabasında sahibinin sözünden çıkmadan devam etti. Özgürlüğüne kavuşma fikri aklının ucundan bile geçmeden ona verilecek fıstıklarını bekledi. 'Anne de' dedim, 'Baba' dedi; inatçılığına ve zekasına bayıldım ve gerçekten bazı insanlardan daha akıllı olduğuna kanaat getirdim. Funda Karayel/sabah.com.tr Catherine Deneuve, Jeremy Irons, Kathleen Turner ve Mena Suvari yemekte buluştu. 'Sizin yerli içkiniz ne?' diye soran Irons, rakı içti. Suvari, kayalıklara lazerle adlarının yazılı olduğunu görünce selfie çekti. Kathleen Turner mütevazıydı. Deneuve'ün kahve falından ise aşk çıktı Bunca yıllık meslek hayatımda Uluslararası Antalya Film Festivali'ne ilk kez katıldım ve muhteşem bir gece yaşadım. Ama önce gündüzden başlayalım... 'Festival korteji yola çıkıyor' dediklerinde otelin kapısına çıktım ancak araçları ve o müthiş konvoyu görünce, ben de bir arabaya bindim. Antalya'nın muhteşem havasında herkes yolların kenarlarına dizilmiş, korteji selamlıyor ve alkışlıyor. Antalyalılar, festivallerini seviyor, gelen yıldızlara büyük ilgi gösteriyor. Kortejden sonra otele döndük, akşam açılış töreni için hazırlandık. Festivalin onur konuğu Catherine Deneuve ve Jeremy Irons ile aynı otelde kalıyoruz. Onları lobide sık sık görüyorum ama kulağımda şu sözler var: 'Catherine Deneuve biraz mesafeli ve soğuktur. Zaman zaman terslikler yapar.' Açılış töreninde ödülünü almak için sahneye çağrılan Deneuve'ün, kendisine ödülünü veren Türkan Şoray'ı yanaklarından öptüğünü ve sahneden inerken koluna girdiğini görünce, 'Yok canım, o kadar da değil' diyorum. Törenden sonra medya ana sponsoru olduğumuz festivalin konuklarını bir akşam yemeğinde ağırlayacağız... Yazarlarımız Hasan Bülent Kahraman, Şelale Kadak, a haber Genel Müdürü Haluk Çimen, Kurumsal İletişim Müdürü'müz Fecir Alptekin, ben ve Sinan Özedincik... Kaleiçi'nde yer alan Club Arna'da hazırlanan dev masada yerlerimizi alıyoruz... Catherine Deneuve'ün yanına oturuyorum, elimdeki çiçeği kendisine uzatarak 'Bu sizin için' diyorum. Teşekkür ediyor, çantasının üzerine koyuyor. Hemen karşımda oturan sevgili Hasan Bülent Kahraman Hoca'ma 'Hocam, sizden de destek bekliyorum' diyorum. Kahraman, sinemadan sanatın diğer dallarına uzanan güzel bir sohbet başlatıyor, konu Bodrum ve İstanbul'a uzanıyor. O sırada Kaleiçi'ndeki restoranın tam karşısındaki kayalara lazerle yabancı konukların adı yazılıyor. Deneuve'e gösteriyorum, hoşuna gidiyor ve arkadaşı Christophe'a 'Bir fotoğrafını çeker misin, Instagram'a koyarız' diyor. Şengül Balıksırtı/sabah.com.tr