Onu önce el Hayat gazetesindeki özellikle Afgan cihadı üzerine yazılarından tanımıştım. Ardından vicahi olarak, yüz yüze 1996 yılında yapılan ve Refah Partisinin birinci çıktığı seçimlerin akşamında seçim sonuçlarını takip ederken Refah İstanbul İl Merkezinde tanıştık.
"BERABERCE SEÇİM SONUÇLARINI DEĞERLENDİRDİK"
Beraberce seçim sonuçlarını değerlendirdik. İstanbul'da gün ortasında kaybolan veya kaybedilen gazeteci Cemal Kaşıkçı'dan söz ediyorum.
Maalesef Arap Baharından sonra gelen çalkantıların ardından uluslararası ilişkilerimizi nizam vermeye, ayar vermeye, düzeltmeye çalışırken, yeni bir krize daha yuvarlanmaktan kendimizi alamıyoruz! Filvaki zor dönemden geçiyoruz.
Arkanızı kollarken hiç umulmadık bir biçimde sağımızdan veya solumuzdan darbe alıyorsunuz. Ayarsız, oto kontrolden uzak kişilerin yanlışlarına kurban oluyorsunuz. Bu yeni ve arzu edilmeyen krizlerden birisi de Adnan Kaşıkçı gibi Kayseri kökenli olan Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın evlilik işlemleri için başvurduğu İstanbul'daki Suudi Arabistan konsolosluğuna girdikten sonra sırra kadem basması yani kaybolmasıdır.
Amacı, Türk kökenli nişanlısı veya sözlüsü Hatice Azru veya Arzu ile evlenebilmek için herhangi bir medeni engelinin olmadığına, üzerinde bir evlilik akdinin bulunmadığına dair belge almaktır. Konsolosluk yetkilileri açıklamalarında içeriye girdikten sonra çıktığını ve sonrasıyla ilgili ellerinde bir bilginin olmadığını iddia ederken konsolosluğa birlikte gittiği ama içeri alınmayan nişanlısı veya sözlüsü Hatice Azru (Arzu) bu resmi rivayeti yalanlıyor.
Aksine, konsolosluğun kapanma saatine kadar beklediği halde Kaşıkçı'nın geri dönmediğini söylüyor. Başkanlık sözcüsü İbrahim Kalın ise bu ikinci rivayeti doğruluyor ve Kaşıkçı'nın konsolosluktan çıkmadığını teyit ediyor. Yine Dışişleri Bakanlığı Suudi Arabistan büyükelçisini bakanlığa çağırarak durumu istifsar etmiştir.