09.07.1998 Mısır Çarşısı'nda bir patlama meydana geldi. 11.07.1998 Pınar Selek gözaltına alınır. Gözaltı boyunca kendisine Mısır Çarşısı ile ilgili tek soru sorulmaz. Kürt meselesi ile ilgili yaptığı araştırması nedeniyle görüşme yaptığı kişiler sorulur, isim vermeyince ağır işkence görür, sahte tutanaklar düzenlenir. Filistin askısında sol kolu çıkar. Soruşturmanın hiçbir aşamasında avukat yardımından faydalandırılmaz. 13.07.1998 Polis tutanağı: 'Pınar Selek, nezarette sol kolunun üstüne düştü.' 14.07.1998 Kriminal Lab. Raporu: 'Mısır Çarşısı'nda bomba bulgusu yok.' 18.07.1998 Pınar Selek örgüt üyeliği suçlamasıyla DGM askeri hakimliğince tek kişi olarak tutuklanır. 20.07.1998 Mısır Çarşısı patlaması ile ilgili Emniyet bomba uzmanlarının olay yeri inceleme sonuç raporu: 'Bomba değil.' 'Patlama neticesi ölenlerin vücudundan çıkarılan parçalar ve diğer inceleme konuları üzerinde bombaya ait olabilecek herhangi bir parça, madde ve malzemeye rastlanılmamıştır. ' 15.08.1998 Abdülmecit Öztürk'ün polis ifade tutanağı: 'Mısır Çarşısı'na bombalama eylemini Selek ile birlikte gerçekleştirdik.' 18.08.1998 Abdülmecit Öztürk savcılık ifadesinde polisteki ifadesinin işkenceyle alındığını söylüyor ve savcılık ifade tutanağına, Mısır Çarşısı ile ilgili hiçbir ilgisi ve bilgisi olmadığını geçirtebiliyor. Ancak sonradan bu savcılık ifade tutanağına '15 dakika yan odada bekletilen A. Öztürk müracaatla ifadesinde değişiklik yapacağını belirtmesi üzerine yeniden huzura alındı' cümlesiyle başlayan bir bölüm ekleniyor: 'pişmanım. polis ifade tutanağı doğrudur' Ancak savcılığın bu ek ifade tutanağında savcının imzası yok! (Abdülmecit, soruşturmanın hiçbir aşamasında avukat yardımından faydalandırılmaz.) 18.08.1998 Aynı gün Abdülmecit'in halası Ş. Güler'in parmak bastığı Türkçe yazılı ifade tutanağı: 'Evime gelen kız fotoğraftaki kızdır. Yeğenim eve getirdiği kızı 'Nişanlım' diye tanıttı. İsmini bilmem. Bir odaya çekilip kapıyı kilitlerler, orada ne yaptıklarını bilmem.' 18.08.1998 Konu hakkında herhangi bir ifadesi bile alınmayan Pınar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından bir basın toplantısı vasıtasıyla kamuoyuna 'mısır çarşısı bombacısı' olarak lanse edilir. 02.11.1998 Savcının oluşturduğu bilirkişi raporu: 'Nitroselüloz kalıntıları var.' 02.11.1998 Mısır çarşısı iddianamesi ile Pınar hakkında ikinci dava açılır. 10.02.1999 Pınar hakkında açılan iki davanın birleştirilmesine karar verilir. 14.04.1999 Bu tarihli duruşmada sanık A. Öztürk'ün ifadesi: 'Selek'i tanımıyorum. Polis ifadesi gerçek değil. Ağır işkence gördüm.' (Olay yerinde Pınar Selek ile ilgili bir eşkal bilgisi veren, gören, benzeten tek bir tanık ifadesi de bulunmamaktadır.) 05.07.1999 Olay yeri inceleme Bomba uzmanı Baş komiserin Mahkemedeki ifadesi: Herhangi bir bomba izine rastlamadık. Mısır Çarşısı'ndaki patlama kesinlikle bomba olamaz. Şayet bomba patlaması olsaydı, mutlaka patladığı yerde en azından 50 cm.lik çukur açardı. Bütün bombalar patladığı yerde mutlaka çukur yapar. Olay yeri incelememizde böyle bir çukur tespit edilemedi.' 'Tüp gaz kaçağıdır' 15.06.2000 İ.Ü. Analitik Kimya Anabilim Dalı Başkanı Reşat Apak:'Nitroselüloz birçok maddede bulunur, bomba olduğuna kanıt değil. Nitroselüloz,nitriniyon, günlük hayatta çok kullanılır, sosis, salam, sucuk, pastırma gibi et ürünlerinden vernikten boyaya, suni deriye, mürekkebe, yapıştırıcı benzeri bir çok materyalde bulunur. Mısır Çarşısı, bu malzemelerin yoğun olduğu bir yer' 27.07.2000 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı raporu: ' Savcılık raporu bilimsel değil. Ölenlerin bedenlerinde parça tesirli bomba etkisi bulunmamıştır. Olguların hiçbiri bomba patlamasına bağlı yaralama örneklerine uymuyor. Hele iddianamede belirtildiği gibi (TNT kalıplarının rendelenerek boş kola kutusuna doldurulması, pim ve kablolar kullanılması) bomba kesinlikle olamaz. 27.10.2000 tarihli duruşmada amme tanığı Ş. Güler'in Türkçe ve okuma yazma bilmediği ortaya çıkar. Bunun üzerine tercüman aracılığıyla ifadesi alınır. Kürtçeden Türkçe'ye çevrilen ifadesinde Ş. Güler şöyle diyor: 'Selek'i daha önce görmedim, tanımıyorum. Önüme bir kağıt uzatıp parmak bastırdılar , orada neler yazlı bilmiyorum. Okuma yazmam da yok. Kimseyi teşhis etmedim. ' Böylece türkçe bilmeyen bir kişiye tercüman olmadan türkçe yazılmış bir tutanağa parmak bastırmak suretiyle sahte delil yaratıldığı anlaşılmıştır. 21.12.2000 Mahkemenin tayin ettiği uzmanlık alanları bomba ve gaz olan profesörlerden oluşan bilirkişi heyetinin raporu: 'Kesinlikle bomba değil, tüp gaz kaçağı.' Raporda ayrıca, gazın hava sirkülasyonun azaldığı yerlerde toplandığı, havadan ağır olan kaçak gaz zeminde toplandığında ayakta duran kişiler tarafından solunmadığını, tanık ifadelerinden havanın yağışlı olması nedeniyle büfe içinde ve kapıların önüne sığınmış pek çok insan olduğu, zaten ufak olan hacmi azalttığı, havalandırmayı engellediği' belirtilmiştir. 22.12.2000 Pınar Selek tahliye edildi. 19.04.2001 Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı, davaya taraf olmamalarına ve Mahkemenin de talebi olmamasına rağmen, patlamadan üç yıl geçtikten sonra yargılamaya yasadışı şekilde açıktan müdahale ederek Pınar Selek'in tahliye olmasından duydukları rahatsızlıkları ifade edip bir bilgi notu ile birlikte dosyaya imzasız ve tarihsiz bir rapor sokarlar: 'Patlama bombadan kaynaklanmıştır. Yeni bir bilirkişi heyeti oluşturun.' (Oysa Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı bomba uzmanı birimleri olaydan sonra yaptıkları incelemelerde patlamada bomba bulgusuna rastlanılmadığını açıkça tespit etmişlerdi.) 27.04.2001/24.01.2002 Adli tıp 1. ihtisas ve Adli Tıp Genel kurulunun ölüler ve yararılar üzerinde yaptığı incelemede, vücuttan çıkarılan parçalarda bombaya ilişkin tıbbi olarak herhangi bir emare tespit edilememiştir. 04.07.2002 (Davanın tarafı olmayan İçişleri Bakanlığı ve Emniyetin isteği üzerine alınan yeni rapor) - Patlamanın menşei konusunda uzmanlıkları olmayan jandarmaların da mütalaaları ile muhalefet şerhli rapor: Emniyetin gönderdiği raporla aynı: Bomba. Ancak bombanın nasıl bir bomba olduğu açıklanamamıştır. 10.07.2002 Mahkemenin tayin ettiği bilirkişi raporu: kesin olarak Gaz Kaçağı Patlamasıdır. Gazın birikmiş olduğu yerin lahmacun fırını olduğu tespit edildiği raporda ayrıca 'Gaz kaçağının Mısır Çarşısı patlaması olayında olduğu gibi dar bir yerde yoğunlaşması halinde, bir merkez oluştuğu' ifade edilir. 21.12.2002 ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği heyetinin 'Görüntülü işlem teknolojisi'nden yararlanarak hazırladığı raporu: Patlama merkezi, gaz kaçağı tespitini yapan merkezle uyumlu, bomba diyen raporda belirtilen merkez ise fiziken mümkün değil. Patlama merkezinin tam koordinatları tespit edilmiştir. Patlama, lahmacun fırınının içinde meydana gelmiştir.' 28.12.2005 Bu tarihli duruşma: Savcı Pınar Selek için ağırlaştırılmış müebbet istedi. 08.06.2006 12. Ağır ceza Mahkemesi, ceza verilmesine gerektirir kesin ve inandırıcı delilin elde edilememesi nedeniyle Mısır çarşısı patlaması ile ilgili ceza verilmesine gerek olmadığına karar verildi. 17.04.2007 Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kararda hüküm kurulmadığı gerekçesiyle mahkemenin kararını bozdu. 23.05.2008 İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Mısır Çarşısı iddiası ile ilgili kesin ve inandırıcı delil bulunamaması nedeniyle eski kararını tekrar ederek, Pınar Selek ve Öztürk hakkında Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin olarak beraat kararı verdi. Yardım yataklık ile ilgili suçlamadan da 'zamanaşımından davanın ortadan kaldırılmasına' karar verdi. Mahkeme kararında, Pınar hakkında örgüt üyesi olduğuna dair iddiaları da inandırıcı bulunmadı. 29.05.2008 Duruşma savcısı, Mısır Çarşısı ile ilgili yalnızca Pınar Selek'in beraat kararının bozulması talebinde bulundu. Böylece Mısır Çarşısı ile ilgili açılan davada Pınar Selek'i suçlamak için tek dayanak yapılan, sonradan yalanladığı 'eylemi birlikte yaptık' şeklindeki polis ifade tutanağının sahibi Abdülmecit Öztürk'ün beraat kararı kesinleşti. Böylece duruşma savcısı tarafından ,işkence altında Öztürk'e kabul ettirilen 'Eylemi Pınar ile birlikte yaptık' şeklindeki ifade tutanağı, kendisi için geçerli ve inandırıcı bulunmazken, bu konuda tek bir ifadesi bulunmayan Pınar için geçerli ve inandırıcı (!) kabul edildi. 10.03.2009 Yargıtay 9. Ceza Dairesi, beraat kararını bozdu. Aynı daire, beraat kararı Savcılıkça temyiz edilmeyen Öztürk hakkında'kazanılmış haklarının saklı kaldığını' beyan etti. 04.05.2009 Yargıtay Başsavcısı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin beraat kararının bozulması kararına karşı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda itiraz ederek, , 'patlamanın bombadan kaynaklandığı kanıtlanamamıştır' gerekçesiyle beraat kararının onanmasını istedi. 09.02.2010 Yargıtay Ceza Genel Kurulu (Başsavcılığın bombadan kaynaklı olduğu kanıtlanamamıştır itirazına rağmen) kararında, Y. Başsavcılık ile Yargıtay 9.ceza dairesi arasında patlamanın nedeni (bomba patladığı) konusunda herhangi bir şüphe yoktur şeklinde bir açıklamada bulunarak, 17'ye karşı 6 oyla, Yargıtay Başsavcısı'nın itirazını reddetti. Böylece Genel Kurul'un Yargıtay Başsavcılığın iki sayfalık itiraz gerekçelerini okumadıkları anlaşılmıştır. 09.02.2011 İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Pınar Selek hakkında verilen daha önce verdiği beraat kararında direnme kararı verdi. 10.02.2011 Mahkeme savcısı beraat kararını yeniden temyiz etti. Ancak Mısır çarşısı davası ile birleştirilen Mısır Çarşısı dışındaki diğer davalardaki usul eksikliklerinin tamamlanmasına ilişkin yargılama devam ettiğinden Mısır Çarşısı dosyası Yargıtay'a gitmesi bekletiliyordu. 22.11.2012 Bu tarihli duruşmada, yargılamada mahkeme başkanın izinli olduğu dönemde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geçici olarak başkanlık yapan yeni bir hakimle oluşan heyet, hukuka aykırı biçimde Pınar Selek'in beraati konusunda verilen nihai direnme kararını Yargıtay'a gitmek üzereyken bir ara kararla geri aldığını açıklar. Böylece daha önce hüküm vermiş olduğu ve el çekmiş olduğu bir davada usul ve yasaya aykırı olarak yetkisi olmadığı halde, ikinci bir karar vererek, kendisini 'temyiz mercii' yerine koymuş, kendi beraat kararını geri almıştır. Savcı,aynı gün, bir yandan temyiz ettiği dosya hakkında sanki nihai karar verilmemiş gibi tekrardan esas hakkında mütalaa vermiş diğer yandan da temyiz dilekçesini geri çekmemiştir. 24.01.2013 By tarihli duruşmada, mahkeme başkanının muhalefet şerhine rağmen, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi oy çokluğuyla Pınar Selek hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi ve yakalama kararı çıkardı. Ayrıca Pınar Selek hakkında kırmızı bülten çıkarılması ve Fransa'dan iadesinin istenilmesi için talepte bulundu. İnterpol ise, talebi kriterlerine uygun ve yeterli bulmayarak reddetti ve talep dosyasının imha edilmesine karar verdi. İnterpol duruma ilişkin 03.03.2014'de Pınar Selek'in avukatlara bilgi verdi. 30.04.2014 Saat 09:00'da Yargıtay 9. Ceza dairesinde temyiz duruşması görülecek. 05.12.2014 Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet savcısı, sanık Pınar Selek'in ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.