UĞUR YILDIRIM / SABAH İdlib'e yönelik gerçekleşmesi beklenen büyük operasyon kentte bulunan milyonlarca insanda büyük bir tedirginlik yaratıyor. Rus savaş uçakları ve Rejim topçularının İdlib şehir merkezinin güney ve güneybatısında bulunan Hay Şeyhun, Sekakip ve Cisr El Şuğur sürekli olarak vurması bölgede yaşayan sivillerin korkularını büyütüyor. İç savaşın başladığı günden beri Türkiye sınırına yakın olması nedeniyle güvenli bir liman olarak görülen İdlib'te Suriye'nin dört bir tarafından gelen yaklaşık 4 milyon insan yaşıyor. Sınırın sıfır noktasında Atme, Akrabat, Kah bölgelerinde kurulan küçük kamplar ise şimdi kocaman bir şehre dönmüş durumda. Her bir kampta yüzbinlerce insan çok zor koşullarda hayat savaşı veriyor. Bölgedeki yoğunluğa rağmen Türkiye, bir yandan yardımlarına devam ederken diğer yandan da olası yeni bir göç dalgasına karşı hazırlık yapıyor. AFAD koordinasyonunda Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), Türk Kızılayı başta olmak üzere onlarca sivil toplum kuruluşu bölgede insani bir dram yaşanmaması için canla başla mücadele ediyor. Milyonlarca insanın temel ihtiyaçlarından, eğitim, sağlık ve din hizmetlerine kadar onlarca alanda bölgede yaşayan milyonlara umut oluyor 'MAZLUMLARA KUCAK AÇMAYA DEVAM EDECEĞİZ' Bölgede tansiyonun yeniden yükselmesinin ardından çalışmalarına hız veren kurumların başında Türkiye Diyanet Vakfı geliyor. Türk halkının gönderdiği yardımları Suriyelilere ulaştıran TDV İdlib sorumlusu İsmail Yiğit, Türkiye'nin bölgede yaşayan mazlumlara yardım etmeye devam edeceğini belirterek İdlib'e yönelik bir operasyonun zaten kapasitesinin çok üstünde insana ev sahipliği yapan çadır kentlerde büyük soruna yol açacağını ifade ediyor. Yiğit, 'İdlib'de yaşayan siviller daha güvenli gördükleri Türkiye sınırına sıkışmış durumda. Kamplarda alt yapı yetersiz, hijyen ve içme suyu sıkıntısı var. Türkiye olarak elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Savaştan kaçan insanlara çadır vermekle sorun çözülmüyor. Bu insanların başta gıda, sağlık, eğitim, gibi ihtiyaçlarını da karşılamak gerekiyor. Bölgede başlayacak bir göç hareketi birçok sorunu da beraberinde getirir' diye konuştu. GÖÇ DALGASINA ÖNLEM Kısa bir süre önce İdlib şehir merkezini ziyaret edip bölgedeki yerel kaynaklardan bilgi alan Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık da 'Suriye'deki kardeşlerimize iç savaşın başladığı andan beri yardım ulaştırmaya devam ediyoruz. Olası bir saldırı durumunda ise oluşabilecek olan göç dalgasını Suriye içerisinde ağırlamak için çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız bir göç harekatı olursa bu insanların insani ihtiyaçlarını, sağlık ihtiyaçlarını, korunma, barınma ihtiyaçlarını içeride karşılamak için çalışmaları yürütüyoruz. İdlib şu anda Suriye'nin en büyük şehri durumunda, 3 buçuk milyon insanı barındırıyor. Afrin ve Fırat Kalkanı bölgesindeki insanlarla bu sayı 5 milyona yaklaşıyor. Bu bölge gerçekten insanların Suriyeli sivil halkın artık sığınabileceği son bölgeydi. Burada bir katliamın yaşanması durumunda bu insanların gideceği başka bir yer yok. Türkiye'den başka bu insanlara kucak açacak, yardım ulaştıracak kimse yok' dedi. 'KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ' İHH Suriye Çalışmaları Medya Sorumlusu Selim Tosun da, kurum olarak olası bir göç durumu için çalışmalarına başladıklarını ifade ederek, Türkiye sınırındaki kamplarının dolu olduğunu, olası göçte kalacak yer sıkıntısının yaşanacağını söyledi. Tosun, 'Olası bir göç durumu için depolarımıza bin 500 çadır hazır durumda bekliyor. Bu kapasiteyi artırmaya çalışıyoruz. Gıda kolisi, sünger, çadır ve hazırlıklarımız yapıyoruz. Kitlesel mağduriyeti engellemek için çalışmalarımızı yürütüyoruz ama olası bir saldırı durumunda Türkiye sınırında bulunan ve şu anda dolu olan kamplar barınma sorunlarını da getireceğini düşüyoruz' diye konuştu. 'BÖYLE HAYAT MI OLUR?' Hama'dan ailesiyle birlikte kaçıp Suriye-Türkiye sınırının hemen yanı başında kurulan çadır kamplardan birine yerleşen Muhammed Emin, 'Suriye Rejiminin saldırıları sonucunda hayatta kalmak için yollara düştük. Yanımıza hiçbir şey alamadık. Ne evimiz ne de malımız var. Sınıra doğru geldik buralar bombalanmaz diye. Burada Türkiye tarafından yaptırılan bir çadır kampa yerleştik. Aylık olarak her şeyimiz karşılanıyor ama böyle bir hayat mı olur? 4 yıldır tek göz bir çadırda koca bir aile yaşıyoruz. Yemeğimizi burada yapıyoruz, duşumuzu burada alıyoruz, bu tek yerde uyuyoruz. Rejim ya da Rusya saldırılara devam ederse ne yaparız bilmiyoruz. İşte karşımızda Türkiye sınırını gösteren duvarlar var. Buradan başka gidecek yerimiz yok. Her gün bir daha yerimizden olmamak için dua ediyorum' dedi. SALDIRILAR DEVAM EDİYOR Öte yandan Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve destekçisi Rusya, ülkenin kuzeybatısındaki İdlib ve orta kesimindeki Hama illerinde hava saldırıları düzenlemeye devam ediyor. Rusya ve Esed rejimine ait savaş uçakları ile rejimin helikopterleri, sabah İdlib'in güneyindeki Marratinnuman ilçesi, Habit beldesi, Sirce, Huveyin, Abidin ve El Hülübbe köyleri Hama'nın kuzeyindeki Latamne ilçesindeki sivil yerleşimlerle askeri muhaliflerin ve rejim karşıtı askeri grupların cephe hatlarına saldırdı. İdlib'in Han Şeyhun ilçesindeki bir sivil savunma merkezi de saldırılara maruz kaldı.