Referandum öncesinde başlayan propaganda yasaklarının son gününde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son ve en büyük mitingini dün İstanbul’da gerçekleştirdi. Zeytinburnu Kazlıçeşme Meydanı’nda yüzbinlerce kişinin katıldığı miting konuşmasına, vatandaşın kandilini ve ramazanını kutlayarak başlayan Başbakan Erdoğan, 1.5 saati aşkın süren konuşmasında “Ne evet diyen ne de hayır diyen ihanet içindedir” mesajını verdi. Hasan AY - Recai KÖMÜR - Zeynel YAMAN - Deniz DERİN / SABAH ‘ELİMİZDE BELGELER VAR’ “(Kılıçdaroğlu’nun aday oluşuyla ilgili) Kaset oyunuyla bizi engellemek istediler, aday değilim deyip 24 saatte aday oldular. Bu nasıl dürüstlük? Başörtülü kadınlarımızı rahibelere benzettiler, bunun bizimle ilgisi yok dediler. Utanmadan, sıkılmadan ‘Hükümet görevini yapsın’ dedi. Hükümet onun talimatıyla değil ama eşeği sağlam kazığa bağlamak için görevini yaptı ve Avcılar Belediye Başkanı tarafından afişin asıldığını belirledi. Dürüst ol, dürüst!.. Bize gelip dürüstlük dersi verme. Bu sizin ilk yanlışınız, ilk yalanınız değil. Senin şimdi gelip milletten de özür dilemen gerekir, bizden de. Sen kalkacaksın bu ülkede başörtülü kardeşime rahibe benzetmesi yapacaksın. İşte onun için buradan çıktıktan sonra kapı kapı dolaşıp ‘evet’ isteyeceğiz. Avcılar’daki olayla ilgili elimizde resmi belgeler var. Avcılar Belediyesi’nin hangi matbaaya hangi yazıyla 20 bin broşürü bastırdığı belli şu an. CHP’nin tarihi boyunca neler yaptığı ortada, bunların aldatmalarına kanmayın. MHP’lilere sesleniyorum, milletini sevenler olarak gelin, 12 Eylül’de sizler de ‘evet’ deyin. ‘O YARGIÇLARA SES ÇIKMIYOR’ Benzer şeyleri 411 olayında da yaşadık. Bunlar Anayasa Mahkemesi’ne götürmedi mi değişikliği? Sayın Kılıçdaroğlu, burada senin imzan yok muydu? Şimdi çıkmış diyor ki ‘Başörtüsü meselesini ben hallederim.’ Kimse inanmıyor, bunu anlayınca da televizyonlarda ‘Bir gün başını örter birini açar’ dedi. Bu milleti elinde oyuncak mı zannediyorsun? Daha önce yargı onların arka bahçesiydi, şimdi milletin ön bahçesi olacak. Artık üstünlerin hukukuna değil hukukun üstünlüğüne gidiyoruz. 1960 darbesine kim çanak tuttu? CHP... 28 Şubat’ta kim dut yemiş bülbüle döndü? CHP... 27 Nisan bildirisinin altına kim ‘İmzamızı atarız’ dedi? CHP... Yargıyı nasıl siyasallaştırdıklarını biliyoruz. Geçmişte Moğultay ne dedi, ‘CHP’lileri almayacaktım da MHP’lileri mi alacaktım’ dedi, bir günde 3 bin kişi aldılar. 12 Eylül’de ‘hayır’ çıkması için İmralı’yla konuşalım diyen yargıçlara kimse ses etmiyor. Silivri’de avukat, İstanbul’da demokrat olamazsın. İnternette takibe takılanlar var. İmralı’yla görüşenler var. Bütün bunlar niçin yapılıyor? ‘12 Eylül’de ‘evet’i engelleyelim. Sakın ha sandığa gidilmesin’ kampanyası yapanlar var. Ama Diyarbakır coştu. Diyarbakır güçlüydü. Diyarbakır ‘evet’ dedi. Ve ben Diyarbakırlı kardeşlerime şunu söyledim; ‘AK Parti iktidarı hiçbir etnik unsurun iktidarı değildir. Türkiye’deki 73 milyonun iktidarıdır. Türk de, Laz’ı da Çerkez’i de Arnavut’u da, Boşnak’ı da benim kardeşim. Cumhurbaşkanı olsan ne yazar, başbakan olsan ne yazar, bir gün gelecek öleceksin 2 metre bir mezara gömecekler ve ‘Cumhurbaşkanı niyetine’ demeyecekler, ‘Başbakan niyetine’ demeyecekler. ‘Er kişi niyetine’ diyecekler. ‘İSPAT ETMEYEN ŞEREFSİZDİR’ Benim veya arkadaşlarımın bir terörist başıyla masaya oturduğunu, anlaştığını ispat edemezsiniz şerefsizsiniz. Biz bir Yüksekova’da Şemdinli’de mücadele verirken, bunlar Ankara’dan terör örgütüne destek yağdırıyorlar. ‘Terörü konuşalım’ dedik. Randevu istedik, ‘evet’ demediler. 7.5 yılımız prangalarla geçti, artık milletimize hizmet etmek istiyoruz. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ demiş Seyh Edebali; İstanbul’un özünde bu anlayış var. 27 Mayıs 1960’ta seçimle gelmiş bir başbakanı ve bakanları idam ettiler, siyasetin üzerine çöktüler. 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de demokrasiyi kesintiye uğratılar, yetmedi 28 Şubat’ta yine müdahale ettiler. Sanal korkular ve sanal tehditlerle milleti sindirdiler. ‘ERDOĞAN PROJESİ DEĞİL’ Yeni anayasa bir Tayyip Erdoğan projesi değildir. Bakın burada bizimle beraber hareket eden Saadet Partisi var, BBP var, bağımsız MHP’liler var, bağımsız Kürtler var. AK Partili oldukları için ‘evet’ demiyorlar, demokrasi için ‘evet’ diyorlar. AK Parti kendi anayasasını yapıyor diyorlar. Biz CHP’ye ve MHP’ye gittik, kapağını bile açmadan reddettiler. Bunların derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Ama bu bağcı sizin dayağınızı yiyecek değil, bağcıya ancak millet dayak atabilir. Ey CHP, ey MHP, ey BDP, sana soruyorum. Sen hazineden para alıyor musun? Biz hazineden aldığımız paralarla kampanyamızı yürütüyoruz. Sen nerede harcıyorsun bilemiyorum? Devletin arabasıyla geziyorum, ‘evet’, bugüne kadar böyleydi. Bu bana yasanın verdiği bir hak. Bunu bile saptırıyorlar, ‘Devletin imkânlarını kullanıyorlar’ diyorlar. Sayın Bahçeli sen 3.5 yıl devletin aracını kullanmadın mı? Bu bir güvenoylaması değil, 12 Eylül’den sonra hesaplaşırız. 12 Eylül’den sonra ne dersen de, ben de cevabını veririm. Ama şu an 26 maddelik değişikliği konuşuyoruz, söyleyeceğin varsa söyle. Türkiye’nin özeti İstanbul’dur. Karar senin İstanbul. Önünüzde iki seçenek var, bir tarafta darbe anayasası, bir tarafta milletin anayasası. Her evet, demokrasiye, adalete, özgürlüğe bir davettir.” MİTİNGDEN NOTLAR Dört çeker araçlı görevliler, her ihtiyaca yetişti Havanın yağışlı olmasına rağmen miting alanına tekneler, trenler ve otobüslerle 7’den 77’ye binlerce kişi akın etti. Birçok partili de tekne kiralayarak mitinge denizden katıldı. Mobil tuvaletlerin kurulduğu miting alanında, sağlık çadırları da göze çarptı. Dört tekerden çekişli araçlardaki görevliler de miting alanında gezerek ihtiyaç sahiplerine yardım etti. Engelli vatandaşlara kürsünün yan tarafından özel yer ayrıldı. Miting alanın girişine kurulan çadırlarda, katılımcılara “evet” yazılı şapkalar, tişörtler ve Türk bayrakları dağıtıldı. Açılan pankartlar arasında özellikle dikkat çekenler şöyleydi: “Ne darbe ne çete, güven bu devlete oyum Evet’e”, “En iyi Yönetmen Sav, En iyi Oyuncu Baykal, En iyi Senaryo Otel, En İyi Ödül Genel Başkanlık, En İyi Fırsatçı Kılıçdaroğlu.” Mitinge, İstanbul milletvekillerinin yanı sıra kabinenin büyük bölümü de katıldı. Başbakan Erdoğan, mitingin başında katılımcıları eşi Emine Erdoğan ile birlikte selamladı. U2’nun ziyaretinin ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe’deki ofisinden eşi Emine Erdoğan ile birlikte sivil bir araçla miting alanına doğru yola çıktı. Bu sırada, “evet” pankartı taşıyan bir grup aracın önünü kesti. Gruptan bir kişi üzerinde ayet bulunan bir çerçeveyi Başbakan’a hediye etti. Başbakan Erdoğan, grubu selamlayarak hediyeyi kabul etti. Başbakan Erdoğan, ramazan bayramı süresince İstanbul’da olacağını belirtirken, “Bu bayram demokrasi, özgürlükler bayramı olacak. Adalet bayramı olacak” dedi. ‘BONO KAHKAHAYI BASTI’ Başbakan Tayyip Erdoğan, miting öncesi görüştüğü ünlü müzik grubu U2 ile olan sohbetlerinden ilginç bir bölümü de vatandaşlara şöyle aktardı: “Yargı içerisinde belli bir grup var, bu grup ideolojik davranıyor. Ben de bu ideolojik tavırların bedelini ödedim. Yaptığım neydi benim? Sadece okuduğum bir şiir. U2 ziyaretime geldi ve grubun solisti Bono neden hapis yattığımı sordu. Söyleyince de kahkahayı bastı. Çünkü alışılmış bir şey değil. Bu ülke bunlardan çok çekti. O tezgâhlardan biz de geçtik. Ama ne oldu, içeride özgürlüğün tadını öğrendik. Bunlar muhtar bile olamaz diyorlardı. Ama neye rağmen diyorlardı, millete rağmen diyorlardı. Millet onları affetmedi. Onların muhtar bile olamaz dediğini getirdi Türkiye Cumhuriyeti’ne Başbakan yaptı.” ŞABAN ARSLAN Yağmura rağmen izdiham ve Obama’nın arkadaşları... BEŞİKTAŞ ve Anadolu yakasında etkili olan şiddetli yağmur, Kazlıçeşme’deki mitinge katılımı etkiledi. Bakırköy civarına fazla yağmur yağmadı ancak Anadolu yakasında oturanların çoğunun yağmur yüzünden gelemediği düşünülüyor. Buna rağmen aşırı kalabalık nedeniyle Kazlıçeşme’ye araçla ulaşmak mümkün olmuyor. Aracı Zeytinburnu’nda bırakıp trenle Kazlıçeşme’ye ulaşabiliyoruz. Miting meydanında göze çarpan ilk şey muhteşem organizasyon. Kimin nereden gireceği, nerede duracağı saptanmış. Üzerinde ‘görevli’ üniforması bulunan partililer insanları yönlendiriyor. Başbakan Erdoğan’ın konuştuğu platformun arka kısmında bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları ve miting organizasyonunu yapanlar bulunuyor. Diğer mitinglerde bu bölümde gazete ve televizyonların yayın yönetmenleri ve yazarları da bulunuyordu. NTV program yapımcısı Ruşen Çakır da, bunu düşünerek platformun arka kısmına gelmiş. Ancak hiç kimseyi bulamamaktan yakınarak, “Bin 500 kilometre ötedeki Diyarbakır’da bile birçok köşe yazarıyla, yayın yönetmeniyle canlı yayın bağlantısı yapmıştık. İstanbul medyanın merkezi ama yayına çıkaracak bir kişiyi bulamadım. İki adım ötedeki Kazlıçeşme’ye niye gelmediler anlamakta zorluk çekiyorum” diye konuşuyor. DOĞUM GÜNÜ HATIRASI Hava sıcak değil ama çok sayıda insan, kalabalığın arasında fenalaşıp, bayılıyor. Sedyeyle sağlık istasyonuna getirilen bir kadına, kendisine gelebilmesi için sağlık görevlileri su içirmeye çalışıyor. Kadın tam o sırada ayılıyor ve ‘Oruçluyum’ diyor. Kadın yüzünü yıkayıp, bir süre dinleniyor ve miting alanına dönüyor. Konuşma platformunun arkasına vatandaşın (gazetecilerin de) girmesi yasak ama bazıları görevlileri ikna edip, içeri sızmayı başarıyor (Benim gibi). Aysel Sarıcan adlı kadının bugün doğum günüymüş. Görevliler, onu bu mutlu gününde kıramayıp içeri almışlar. Aysel Hanım’ın hedefi, Başbakan Erdoğan’la fotoğraf çektirip, ölümsüz bir anı bırakmak. Bir ara, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu yakalıyor ve meramını anlatıyor. Davutoğlu oradan bir görevliye talimat verip, ‘Hanıma yardımcı olun’ diyor. Aysel Hanım fotoğrafı çekmemi benden rica ediyor ama Başbakan Erdoğan çıkarken ortalık karışıyor. Aysel Hanım’ı bulup soruyorum. Bana sitem ediyor, “Hani bana resim çekecektin ?’ diye. Neyse ki, Başbakanlığın fotoğrafçısı, Aysel Hanım’ı Başbakan’la fotoğraflayarak, bu mutlu gününü ölümsüzleştirmiş. OBAMA’NIN DOSTLARI Mitingin ilginç konukları da var. ABD Başkanı Obama’nın arkadaşları olduğunu söylenen 4 konuk göze çarpıyor. 3’ünün Obama’nın eyaleti İllionois’te vekil olduğunu birinin de yargıç olduğunu öğreniyoruz. Illionois’teki Türk-Amerikan Derneği ilişkileri geliştirmek için kendilerini İstanbul’a davet etmiş. İşadamları ve STK’larla görüşen heyet üyeleri, Erdoğan’ı dinlemeye gelmişler.