İstanbul’un en eski, en seçkin semti Bebek’te, kayalıklar arasından yükselen muhteşem bir evde mimar Feryal Gülman ve iş adamı Kemal Gülman’ın evlerine, özel dünyalarına konuk oluyoruz.
Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan kadınlardan olduğunu, tanıştıktan kısa bir süre sonra hemen anlıyorsunuz. Pozitif bir enerji, organize bir karakter ve elini attığı her işe sihirli değnekle dokunan yapıcı bir tavır. Feryal Gülman cemiyet yaşamının renkli isimlerinden biri olmasının ötesinde modayı yakından takip eden, zevkli seçimleriyle hep bir adım önde, fark yaratarak takip edilen, modern bir kadın.
Bebek’te bulunan geniş ve aydınlık ev, semtin en güzel yerine konumlanmış. Günün her saati mutluluğun yakalanabileceği evde her şey son derece ince bir zevkin ürünü olduğu kadar derin bir bilginin de eseri. Tüm seçimler, mimar olan Feryal Gülman’ın imzasını taşıyor.
Bundan tam yirmi yıl önce, çok büyük bir aşkla evlenip taşındığı bu eve çok yakışan bir kadın Gülman. Ev ve sahibesi arasındaki uyum, içeri girdikten çok kısa bir zaman sonra hemen hissediliyor. Yaşadığı mekan kadar incecik bedenine de söz geçirmiş besbelli. Oysa o bir delikanlı annesi. “Yemiyorum,” diyor.
İçki yok, saat altıdan sonra yemek yemek yok. Davetler, hayatında çok değerli. Dostlar ve keyif saatleri bu evin ve sahiplerinin tercih ettikleri özenli bir yaşam biçimi. Bu kadar lezzet yüklü saatlerde nasıl bir diyet uyguluyor ki bu kadar ince kalabiliyor? “Sadece küçük lezzet kaçamaklarına izin veriyorum” diyor. “Yürüyorum. Mutlaka spor yapıyorum. Lezzetli yemek bu hayatın ciddi hazlarından ama tüm hazlar gibi fazlası zarar. Sadece görüntü olarak değil bence.