"Ben paralel devletin savaşını önlemek istiyorum. Vekâlet savaşını bize dayatıyorlar. Irak'taki de, Suriye'deki de vekâlet savaşıdır." (14 Ekim 2013)
"Bugünkü asıl kavganın sebebi Cemaat'in MİT'in Kürdistan'daki ofislerini istemesidir. Ben çok önce de söylemiştim, devlet yetkilileri inanmamıştı. Şimdi onlar da doğruluyor. İki müsteşarı da götüreceklerdi. Arkalarında NATO ve ABD vardı. MİT kelleyi vermedi, direndi. Aferin dedim, bunlara karşı bir tek siz direndiniz. Emekli Genelkurmay başkanlarını bile götürdüler." (17 Aralık 2013)
"Roboski, Paris katliamı, 6-7 Eylül ve benzeri, bunların hepsi MİT'e yıkılmak isteniyor. Bunların hepsini Cemaat yapıyor." (4 Şubat 2015)
"Roboski, Hakkâri'de 13 köylünün katledilmesi, KCK operasyonları ve buna benzer yüzlercesi hep böyleydi. Bunu yapanlar şimdi teşhir oldu, ortaya çıktı. Bunların arkasında paralel yapı, Cemaat çıktı." (4 Şubat 2015)
"7 Şubat, 17-25 Aralık sadece bir darbe değildir. Küresel bir operasyondur." (9 Şubat 2015)
Bu sözlerin tümü Abdullah Öcalan'a aittir ve hepsini yakın bir zamanda Avrupa'da kitap olarak basılan, HDP'lilerin Öcalan'la yaptıkları görüşmelerden derledikleri "İmralı Notları" kitabından aldım.
HDP'lilerin, "önderlik" dedikleri, "görüşme notlarında" sözü alan herkesin"Başkanım" diye hitap ettiği Abdullah Öcalan bütün bunları yakın bir zamanda söyledi; HDP heyeti de not aldı, notları yurtdışına çıkardı, orada geçen ay kitaplaştırıldı ve her yere dağıldı. Üstelik Öcalan, bu "notların" kitap olarak basılmamasını, ancak bir "iç eğitim notu" olarak bütün örgüte dağıtılmasını istemişti. Yani bu sözlerden örgütünün bütün birimleri haberdardı.
Buna rağmen 2015 Haziran ve Kasım seçimlerinde, Öcalan'ın deyimiyle"Cemaat" veya başka bir deyişle "paralel yapı" bütün gücüyle HDP için çalıştı. Bütün medyalarını HDP'nin hizmetine sundu.
HDP'liler de bu "desteği" memnuniyetle karşıladı. Öcalan'ın "çok tehlikeli"bulduğu "paralelcilerin" gazete ve televizyonlarını "gönül rahatlığı" içinde kullandılar.
Bu "kullanım" şu anda da sürüyor. (Ha, bu arada kim kimi kullanıyor, o da ayrı bir tartışma konusu...)
Anlayacağınız, "önderliğin" bütün bu "belirlemelerine" rağmen HDP'liler,"paralelcilerle" omuz omuza vermiş, "bildirici" aydınlar ve bazı ulusalcıları da yanlarına alıp "AKP faşizmine" karşı ölümüne direniyorlar. Galiba bu yüzden Yalçın Akdoğan HDP'liler için, "Öcalan bunları yakalasa sopayla kovalar" demişti.
Muhsin Kızılkaya/Habertürk