28 Şubat rüzgarlarının en sert estiği günlerde.. Bir generale "Bellendiniz Paşam" diyebilen bu gazete.. ..
Himmet toplamıyordu. Holdingleri yoktu.. Okulları, dershaneleri yoktu. Poliste kadrolaşmamıştı..
Tek başına bir gazete.. Buna rağmen, darbecileri-yasakçıları tir tir titretiyordu.. Hasan abinin dediği gibi, aslında bu; bir ekip başarısı idi.
Hasan abi yazılması gerekeni yazıyor.. Sonrasında biliyordu ki.. Gazetesi de, yazarları da, hukukçusu da..
Ölümüne onun arkasında olacak... "Hakkımızı helal etmiyoruz" manşeti attığımızda..
28 Şubat'ın rakıcı generali için, hakkettiğini yazdığımızda.. Hasan abinine evine.. Abdurrahman Dilipak'ın evine... Hacizler gelmişti..
Oysa haczedilen evler, onların tek evleri idi.. İkisinin evi satılsa, ödenmesi gereken tazminatı ancak karşılıyordu..
Hasan abi de.. Abdurrahman abi de.. Hiç tınlamadılar bile.. Ne yazdıklarından yan çizdiler... Ne yazacaklarından taviz verdiler.. "Acaba bir dava daha gelir mi? Nasıl yaparız" diye hiç endişe etmediler.
Birbirine güvenen, birbirine vefalı bir ekip.. O badirelerin de hepsinin üstesinden geldi.. Alnımızın akı ile, hiçbir "ayı"ya "dayı" demeden, köprüleri geçtik..
Ali İhsan Karahasanoğlu/Yeni Akit