FETÖ'nün darbe girişimi sırasında en önde yer alan sivil ve asker kökenli sanıkların birbiriyle çelişen savunmaları, adeta komedyenleri kıskandırıyor. Hiçbiri darbe girişiminde yer almadığını belirten sanıklardan Akıncı Üssü'nde olanlar, ya tarla ya da arsa bakmaya gittiğini söylerken Genelkurmay Karargahı'ndakilerin çoğu ise "darbeyi önlemeye çalıştığını" öne sürüyor. "Akıncı Üssü'ne gezmeye giden, güvenlik kameralarını korumak için söken, terörle mücadele için F16 ile TBMM'yi bombalayan" darbecilerin yalanlarını ise görüntüler ve deliller bir bir çürütüyor. İşte FETÖ'cü hainlerin savunmalarındaki çelişkili ifadelerden bazıları şöyle:
Akıncı Üssü'ne torun sevmeye gitmiş
Darbe girişimine ilişkin Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yargılandığı çatı davasında "bir numara" olarak tanımlanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, o gün Akıncı Hava Üssü'ne torun sevmeye gittiğini söylemişti.
Darbeye katılmamış
Eski Genelkurmay 1. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı Tuğamiral Sinan Sürer, darbeye katıldığını inkar etmişti ancak karargahtaki görüntüler Sürer'i yalanladı. Sürer, darbeyi önlemek için Genelkurmay Karargahı'na girmeye çalışan sivillere ateş açarken görüntülendi.
"Odamdan çıkmadım" dedi, askerlere emir verdiği ortaya çıktı
Darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığı Personel Başkanlığı görevinde bulunan eski Korgeneral İlhan Talu, Özel Kuvvetler Komutanlığından bir grubun karargaha girdiğini gördükten sonra makamına geçerek 16 Temmuz günü saat 10.00'a kadar odasından çıkmadığı yönünde ifade vermişti. Karargah içerisindeki görüntülerde ise Talu'nun da teçhizatlı askerlere emirler verdiği görüldü.
Çatışmayı engellemeye çalışmış
Eski Genelkurmay Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç de ifadesinde FETÖ ile uzaktan yakından alakasının olmadığını, sadece o gece karargahta çatışma ve kargaşayı engellemeye çalıştığını öne sürmüştü.
İddianameye giren görüntülerde Partigöç'ün karargah içerisinde dolaştığı, darbeci askerler tarafından elleri arkadan bağlanarak etkisiz hale getirilen Başçavuş Mehmet Satun ile konuştuğu görülüyor.
Partigöç'ün ayrıca sözde "Yurtta Sulh Konseyi" bildirisinde imzası bulunuyor.