ERDOĞAN'IN ÇAPINDA BAŞKA BİR ADAY YOKTU Kİ…
Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı döneminde Türkiye'nin kendi sınırları dışındaki krizlere çözüm üreten bir ülke olduğunu gördük.
Mesela Kudüs krizini Birleşmiş Milletler'e taşıyan ve adeta oy birliği ile bu krizin sorumlusunun kınanmasını sağlayan ülke Türkiye değil miydi? Ve dünyada sözü geçen ve söyledikleri dinlenilen liderler söz konusu olduğunda da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adının mutlaka seslendirildiğini hep görmedik mi?
Bütün bunlar hatırlanınca, seçimden sürpriz bir sonuç çıkmasını beklemenin hata olacağını görmemek mümkün değildi... 15 yıldır her seçimde ve her referandumda önce Başbakan sonra da Cumhurbaşkanı olan Erdoğan'a güvenoyu veren Türk seçmenlerinin, bu defa başka bir görüş açıklamaları nasıl beklenebilirdi ki?
Şimdi bir seçim daha var önümüzde...
2019'da yerel yönetimleri belirlemek için de oy vereceğiz. O güne kadar seçimsiz günler yaşayabiliriz. Ancak gündeme giren "Muharrem İnce Olayı"nın, önümüzdeki dönemde CHP yönetiminde fırtınalar yaratacağını da herhalde öngörmeliyiz.
PERİNÇEK'İN BÜYÜK ZAFERİ!
Şimdi bakınız neler olacak:
NATO'dan akşama sabaha çıkıyoruz.
Bütün ABD-NATO üslerine el koyuluyor.
Esad Ankara'ya davet edilip kendisiyle öpüşülecek, ordumuz Suriye topraklarından hemen çekilecek.
Özelleştirilmiş olan "kritik" devlet kuruluşları sahiplerinden geri alınacak. "Karma ekonomi" sistemine dönülecek, "tıpkı Atatürk'ün yaptığı gibi"...
OHAL kaldırılmayacak.
Dolar molar, avro mavro tanınmayacak, yabancılarla ekonomik ilişkilerde (ithalat ve ihracat) milli para geçerli olacak, böylece dövizin etkisinden kurtulacağız.
Fakat bir nokta karanlıkta kalıyor: Perinçek, iktidara geldiği zaman, bankalardaki bütün döviz hesaplarına el koyacağını söylemişti... Seçim bildirgesinde bu konuda bir açıklama yapılmamış... Saçı bitmedik yetimin hakkını yiyerek, çalıp çırparak kazandığım ve çeşitli bankalara yatırdığım milyonlarca dolarım (!) ne olacak? Acaba yerine Çin Yuan'ı alabilir miyim? Kuzey Kore Won'u da idare eder.
Bir de maruzatım var: Çin Lokantası, paket servislerinde çok sevdiğim tatlı-ekşi sosu genellikle göndermiyor, unutuyor, onun yerine acı sos gönderiyor... Kulaklarının çekilmesini istiyorum! Perinçek'in sözünü dinlerler.
15 TEMMUZ RUHUYLA DEVAM
Ancak şunu da kabul edelim...
Yakın geçmişe bakmadan...
Son birkaç senede atlatılan badireleri, tökezlenen yerleri ve bu seçimin detaylarını sorgulamadan ilerleyemeyiz.
Özellikle 15 Temmuz'dan sonra geçen süreyi dürüstçe en baştan değerlendirmeyemecburuz.
Şu soruları sorarak başlamalıyız...
Apaçık bir terör örgütü; muazzam bir kötülük yapılanması olan FETÖ, hangi destekleri kullanarak zaman zaman kendini unutturabiliyor? Bu olacak şey değil ama nasıl oluyor?
Koskoca bir muhalefet cephesi neye dayanarak 15 Temmuz hiç yaşanmamış gibi davranabildi?
Nasıl oldu da insanlar şu seçimin bile o gece tanklara karşı direnen kahramanlar sayesinde gerçekleşebildiğini göz ardı edebildiler? Bu noktada bir problem var.
Ayrıca unutmamalı...
Söz konusu kesimin toplum içindeki oranı azımsanacak gibi değil.
BÜROKRATİK OLİGARŞİNİN YIKILDIĞI BİR GÜNE UYANIYORUZ
Kampanya sloganı "Huzur" olanların mitinginde, "İntikam" sloganıları atıldı. Kayda geçti.
Toplumsal barışı dilinden düşürmeyenlerin kutlamalarında Cumhurbaşkanı'nın rahmetli annesine kadar küfür edildi. Kayda geçti.
ByLock'u bile suç görmediklerini söyleyenler, Erdoğan diyen şehit eşinin dahi üzerine yürüdüler. Kayda geçti.
Başörtülü kızlar, 28 Şubat'ta ablalarının üzerine yürünen marşlarla bayrak salladı. Kayda geçti.
Devleti yıkmayı hedefleyenler, Cumhuriyet'i kuranlarla işbirliği yaptılar. Kayda geçti.
Milletin kahir ekseriyeti, bu iğretiliği gördü. Ya Erdoğan'a oy verdi ya da içine sinmese de parti sadakatini devam ettirdi. Ama gördü. Kayda geçti.
Bugün, yeni bir gün. Bürokratik oligarşinin değil demokratik merkezin hâkim olacağı bir güne uyanıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan!
Hayırlı olsun!
