Türkiye'nin ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın olağanüstü zirvesinde Doğu Kudüs Filistin'in başkenti ilan edildi, ABD'ye de o skandal karardan dönmesi çağrısında bulunuldu. Tüm bu kararlar ne anlama geliyor, Taha Dağlı sabah.com.tr için yanıtladı. İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATININ KARARI NE ANLAMA GELİYOR? ABD'nin skandal kararına çok net bir karşılık verildi. ABD'nin gayri meşru bir şekilde hiçbir hukuki dayanağı olmadan Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesine, dur denildi, hayır denildi, Kudüs İsrail'in değil Filistin'in başkentidir denildi. TÜRKİYE'NİN BU KARARDAKİ ETKİSİ NEDİR? Bir kere şunu tüm dünya gördü ki Türkiye Kudüs konusunda elini taşını altına koyan, böylesine kritik bir kararın alınmasında en büyük etki sahibi olan ve Kudüs meselesinin öncülüğünü yapan ülkedir. Türkiye İslam İşbirliği Teşkilatının dönem başkanıdır ve zirveye de ev sahipliği yapmıştır. Aynı zamanda bu olağanüstü toplantı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla gerçekleştirildi. Trump o skandal kararı aldığında en sert ve etkili tepkiyi de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye vermişti. TÜRKİYE BURADA NEYİN ÖNÜNE GEÇMİŞTİR? Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs konusunda bu tepkileri vermese, bu çağrıları yapmasa, elini taşın altına koymasa, belki böyle bir zirve toplanmayabilirdi, toplanmış olsa da Trump'ın kararı kınamayla geçiştirilebilir ve bir anlamı olmayabilirdi. BU KARARIN YANKISI NE OLUR? Karar basit bir kınamadan ibaret değil. Bir ilan var, Kudüs Filistin'in başkentidir deniliyor ve islam işbirliği teşkilatı üyeleri bunu ilan ediyor, bunu kabul ediyor. Aynı şekilde Trump'ın kararı da kesin dille reddediliyor ve hiçbir şekilde tanınmıyor. Ayrıca ABD'ye geri adım atması yönünde çağrı var, atmaması halinde de konu BM Genel Kuruluna taşınacak. ZİRVENİN SONUÇ BİLDİRİSİ ABD'YE GEREKEN YANITI VERİYOR MU? ABD Kudüs konusundaki kararını geri almazsa bu durumun sorumlusu olacağı belirtiliyor. BM Genel Kurulunun Kudüs konusunda kararı ve böyle bir durumda mesele BM Genel Kuruluna götürülecek deniliyor. Tüm Müslüman ülkelerin hep bir ağızdan böyle bir kararı alması, bu kararın arkasında durması ve bunu takip edecek olması çok kritik ve önemli. ABD VE İSRAİL YALNIZ KALDI DİYEBİLİR MİYİZ? Tüm Müslümanlar ülkeler ABD'nin kararını reddetti. Bununla birlikte AB de böyle bir net ve ortak karar almasalar da Trump'a hiçbir şekilde destek vermediler. AB ısrarla iki devletli çözüm diyor, Trump'ın bu kararı iki devletli çözümün sonu demek, AB kesinlikle bunu istemiyor. TÜRKİYE'NİN KUDÜS DURUŞU? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs duruşu bizzat Filistin yönetimi tarafından takdir edildi. Filistin yönetimi geçen hafta yaptığı açıklamada en etkili sesin Türkiye'den ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldiğini açıklamıştı. DİĞER İSLAM ÜLKELERİNİN DURUŞU NASIL? Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır. Bu üçü zirveye katıldı, bugünkü karara imza attı ancak şu bir gerçek ki bu üç ülke ABD ve İsrail ile olan ilişkilerinden dolayı gereken net yanıtı ve tepkiyi bir türlü vermekte zorlanıyor. ARAP DÜNYASI NE DİYOR? Bir çok Arap ülkesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs konusundaki tavrını alkışladı. Özellikle Arap halklarının beklentisi büyüktü ve Türkiye bu beklentiyi boşa çıkarmadı. Arap dünyasında her ne kadar bazı ülkelerin liderleri böyle düşünmese de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs konusunda yaptıkları, tüm Arap ülkelerine örnek olacak nitelikte, bir çok gazeteci buna dikkat çekti ve Erdoğan gibi diğer liderlerin de aynı tepkiyi vermesi halinde İsrail'in de ABD'nin de Filistin'deki ve Kudüs'teki işgalden geri adım atacağını söyledi. KUDÜS GERÇEĞİ TAM OLARAK NEDİR? Kudüs 1967'de İsrail işgaline girdi. İsrail 1980'de Kudüs'ü ilhak edip, başkent ilan etti. BM Güvenlik Konseyi bunu tanımadı ve İsrail'in tek taraflı kararının hukuksuz olduğunu duyurup, bu kararı geçersiz saydı. Trump'ın aldığı karar, 1980'de BM Güvenlik Konseyinin geçersiz saydığı bir karardır. O nedenle bugünkü İslam İşbirliği Zirvesinde alınan karar, tamamıyla BM Güvenlik Konseyi kararlarına ve uluslararası hukuka uygundur. Üsteli şu da var Trump'ın skandal kararı, 37 yıl önce 1980'de BM Güvenlik Konseyinde ABD'nin veto etmediği bir karardır.