Sahip olduğu 321 kilometrelik sahil şeridiyle öne çıkan 'Doğu Akdeniz'in incisi' Mersin, kentin simgesi haline gelen Erdemli ilçesindeki Kızkalesi ile yeni sezonda yerli ve yabancı turistleri bekliyor. Erdemli ilçesinde kıyıdan 200 metre uzaklıktaki tarihi Kızkalesi, Türkiye'nin önemli kültür varlıkları arasında yer alıyor. Korikos sahil kalesinin açığındaki küçük adacık üzerinde yer alan ve büyük bölümü ayakta olan kalenin tarihi MÖ 4. yüzyıla uzanıyor. Dış çevre uzunluğu 192 metre olan ve Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından 1448 yılında onarılan Kızkalesi, Mersin turizminin sembolü durumunda. Efsanesi ve güzel görünümüyle dikkatleri çeken Kızkalesi, 17. Akdeniz Oyunları'nda plaj voleybolu müsabakalarına da ev sahipliği yaparak bilinilirliğini daha da artırdı. Kızkalesi Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Çalışkan, yaptığı açıklamada, Kızkalesi'nin Mersin için turizm alanında çok önemli bir koz olduğunu, buranın tanıtımını daha iyi yaparak kentin öne çıkabileceğini söyledi. Kızkalesi'nin daha önce belde belediyesi sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Çalışkan, 'Artık burası mahalle oldu ve Erdemli Belediyesi'ne bağlandı. Çalışkan, Kızkalesi'nde geçmiş yıllarda kimi gençlerin tatilcilerin huzurunu bozacak davranışlarda bulunduğunu hatırlatarak, bu durumun önüne geçmek için tüm kesimlerle birlikte hareket ettiklerini, sorunu tamamen çözmek istediklerini belirtti. Dernek başkan yardımcısı Mustafa Kale de Mersin bölgesinde turizm işletme belgeli otellerde toplam 6 bin 750 yatağın bulunduğunu, kentin turizmden daha fazla pay alması için bu oranın 20 bin yatağa çıkarılması gerektiğini belirtti. Kızkalesi'nin hikayesi Dilden dile uzanan bir efsaneye de konu olan Kızkalesi'nin en bilinen hikayesi ise şöyle: 'Korikos'ta yaşayan krallardan biri, bir kız çocuğu olsun diye gece gündüz tanrıya yakarır. Sonunda dileği yerine gelir ve kız büyüdükçe güzelliği ve yardımseverliğiyle herkesin sevgisini kazanır. Bir gün kente bir falcı gelir. Kral onu saraya çağırtır, kızının geleceğini öğrenmek ister. Falcı prensesin eline bakınca irkilir ama bir şey söylemez. Kral zorlayınca ''Bu yazgıyı hiçbir şey bozamayacak, siz dahi engel olamayacaksınız' der. Kral, bunun üzerine kıyıya yakın küçük bir adacık üzerinde, ak taşlardan bir kale yaptırır ve kızını buraya kapatır. Olan biteni bilmediğinden kızı üzülmekte, günden güne eriyip gitmektedir. Günün birinde saraydan kaleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinden çıkan bir yılanın soktuğu kız ölür.'