Kısa tatiller, küçük kaçamaklar insanı yeniler. İşte İstanbul'dan çok uzaklaşamayanlar için İstanbul'a yakın tatil kaçamak adresleri...
Ağva
İstanbul'a 100 km uzaklıkta. Kumsalı, koyları, kayalıkları ve orman ile iç içe görüntüsü ile Ağva, şehirden gelenlerin kendilerine pozitif enerji yükledikleri bir enerji noktası haline gelmiştir.
Kilim Koyu, Gelin Kayası, Saklı Göl, Ağva da görülmesi gereken yerler... İstanbul'a sadece 1 saat uzaklıkta olan Ağva, küçük otelleri, muhteşem doğası ile iyi bir seçim.
Anadolu Feneri - Anadolu Kavağı
Anadolu Feneri'nde ne kararsızlık yaşarsınız, ne de koşturmanız gerekir. Çünkü yapılacaklar bellidir. Küçük meydanda önce kısa bir tur atılır, sonra Yoros Kalesi'ne tırmanılır. 1190'da Cenevizlilerin yaptırdığı kalede, manzaraya bakınca "Her adımıma değdi" diyeceksiniz.
Anadolu Feneri İstanbul'a yarım saat uzaklıkta Karadeniz'in hırçın dalgalarının eskitemediği küçük bir köy.
Anadolu Feneri de özellikle bahar ve yaz aylarında haftasonu dinlence ve piknik keyfi için uygun yerlerden birisidir. Karadeniz kıyısına inildiğinde doğa ve manzara güzel, piknik imkanı için ideal. Anadolu Feneri dalgakıranı içerisinde yer alan balık restoranlarında da deniz ürünleri keyfini çıkarmak mümkündür.
Kandıra
İstanbul’un hengamesinden bir buçuk saat uzaktaki Kandıra, Kocaeli’nin tersine henüz sanayileşmediği için bu listede yerini buldu. Çam ormanlarıyla çevrili ilçede telaşa yer yok. Çünkü burada zaman yavaş akıyor. Önce Kandıra’nın meşhur yoğurdunu tadın sonra sahilleriyle ünlü, Cebeci, Bağırganlı, Kefken, Kumcağız veya Kerpe’ye uzanın. Şirin balıkçı tekneleri, mangalda balık keyfi ve bol oksijen buralarda sizi bekliyor.
İlçenin bir diğer görülesi yeri Karadeniz’in tek yerleşim olan adası Kefken Adası. Burada kale surları, sarnıç kalıntıları ve deniz feneri muhakkak gezilmeli. Adını civardaki kayaların renginden alan Kefken Pembe Kayalar’a uğradığınızda, bu kayaların İstanbul’a getirilip Sultanahmet Camisi dahil birçok camide kullanıldığını da unutmayın.
Kilyos
Yakın zamanda popüler beach club’ları ve lüks villalarıyla “Eyvah” dedirtse de, İstanbulluların Sarıyer’deki kapı komşusu Kilyos’a baharda bir şans verin. Çünkü malum yaz partileri henüz başlamadı ve Karadeniz’in en tehlikeli denizi Kilyos henüz akına uğramadı.
Adının Rumca kum anlamına gelen “Kilya”dan veya güzel boğaz anlamına gelen “Killa”dan türediği varsayılan beldede, Cenevizlilerin yaptırdığı ve Sultan II. Mahmut’un restore ettirdiği Kilyos Kalesi görülmeye değer. Köyün eski evlerinin arasından tepeye ulaştığınızda karşınıza çıkan panoramik manzara da büyüleyici. Kilyos’ta bugüne ulaşabilen üç su terazisi, iki taş iskele, kayıkhane ve İstanbul’un Fethi anısına 1453'te dikildiği söylenen büyük çınar ağacı da ziyaret edilebilir.
Kıyıköy
İstanbul’a iki saat uzaklıktaki bir başka bahar adresi Kırklareli’ne bağlı Kıyıköy. Pabuç ve Kazan ırmakları arasında yüksek bir tepeye kurulu bu sahil kasabasına heyecan verici bir yoldan, Bizans kalıntılarından geçerek giriliyor. Beldede iki katlı ahşap evlerle çevrili sokaklardan sahile uzanıp, balıkçı barınaklarını ve eskiden korsanlar tarafından kullanılan mağaraları keşfedebilirsiniz.
Pabuçdere ile Kazandere’de sandal sefasından sonra “Sadece keyif olmaz” diyorsanız, buyurun kültür turuna. Bizans Dönemi’ne ait kaleye ve beldenin güneybatısında yer alan Aya Nikola Manastırı’na geçin. Kapadokya’daki kaya kiliselerini andıran manastırda aradığınızı bulacaksınız.