NASA'nın geliştirmeye başlayacağı yeni uçak tüm ezberleri bozacak. İşte sesi dahi çıkmayan dünyanın en sessiz uçağının konsept görüntüleri... Amerikan Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), yolcu ulaşımı ve sivil havacılık alanında test edilmek üzere ses hızını aştığında sonik patlama sesi çıkarmayan jet uçağı üretmesi için Lockheed Martin firmasıyla anlaşmaya vardı. NASA'nın internet sitesinden yapılan açıklamada, kurumun jet uçaklarının ses hızını aşarken çıkardığı şiddetli sonik patlama etkisini giderebilecek bir uçak prototipi üretilmesi için Amerikan savunma ve havacılık şirketi Lockheed Martin ile 247.5 milyon dolar karşılığında anlaşmaya varıldığı belirtildi. Şirketin, anlaşma kapsamında 2021 sonuna kadar NASA'nın test amaçlı kullanacağı bir prototipi tamamlamayı taahhüt ettiği kaydedildi. 'X-Plane' adı verilen özel yapım uçak, yaklaşık 17 bin metre (55 bin feet) yükseklikteyken saatte bin 500 kilometre hızla seyredebilecek. Uçağın ses hızını aşarken çıkardığı ses düzeyinin 75 algılanan desibel (PLdB) olacağı kaydedildi. Bu, bir otomobilin kapısının kapatılırken çıkan sese eşdeğer. Ses seviyesindeki düşüşün, sivil amaçlı süpersonik hava ulaşımının önünü açacağı öngörülüyor. Düşük gürültülü süpersonik uçaklar, insan sağlığına zarar veren ve gürültü kirliliğine yol açan sonik patlamaları giderdiğinden kentsel alanlarda yolcu ve kargo ulaşımını olanaklı hale getirecek. NASA yayınladı, uçak testte işte böyle çakıldı! NASA 33 yıl aradan sonra yeniden uçuş testindeki kazayı dünyayla paylaştı. Uçak yere bakın nasıl çakılıyor? İçerisinde neler oluyor? Uçak önce sola doğru kayıyor; ardından sol kanat yere temas ediyor ve kanat kopuyor. Kanadın kopmasıyla birlikte her yer toz duman oluyor ve ardından uçak alev topuna dönüyor. Şimdi de farklı bir açıdan uçak kazasına bakalım. Uçak yere kontrollü bir şekilde inemiyor ve sol kanat önce yerle temas ediyor. İşte kanadın yere temas ettiği an... Uçağın kanadının yere temas etmesinin ardından alev topuna döndüğü an... Peki uçağın içinde neler oluyor dersiniz? 1984 yılında çekilen görüntüler biraz bulanık görünüyor; ancak test sırasında uçağın içinde kullanılan cansız mankenler kazanın şiddetini gözler önüne seriyor. Henüz kaza meydana gelmemiş ve mankenler yerli yerinde görünüyor. NASA'nın bu testi yapmasındaki amaç kaza anında uçağın nasıl yakıt deposundan alev aldığı, ne derece etkili olduğu ve içindeki yolcuların nasıl zarar gördüğünü anlamak... Bu testte NASA, sadece uçağın kanatlarının kopmasını bekliyordu; ancak işler pek de planlandığı gibi gitmedi. NASA, bu testler sayesinde uçak kazalarıyla ilgili önemli bilgiler topluyor ve bu da olası uçak kazalarının en az hasarla atlatılmasını sağlayacak. Belki sık sık, belki ara sıra uçaklarla uzun yolculuklar yapıyoruz. Peki ama uçakların büyük sırlarından haberiniz var mı? İşte uçaklarla ilgili çok az insanın bildiği ve öğrenildiğinde 'yok artık' dedirten o gerçekler... Havadayken pek hissetmiyoruz, ancak uçağa kötü hava koşullarında sık sık şimşek çarpar. İki pilot uçuş sırasında asla aynı yemeği yemez. Biri zehirlenirse diğerinin sağlığı açısından risk almamak için bu uygulamaya gidiliyor. Sözgelimi bir pilot tavuk yediğinde diğeri köfte yer. Tuvaletlerin kilitleri dışarıdan açılabilir. Uçakta her yolculuk bir ya da iki saat sürmüyor. Çok daha uzun süreli yolculuklarda pilotlar uçuş esnasında uyuyakalabiliyor. Kimse bu gördüklerinizi yıkamıyor. Tek kullanımlık! Hostesler yemek servisi için geceyi beklemeyi tercih edebilir. Böylece hem daha fazla insanın uyuduğu saatlere gelinir ve bu sayede iş yükü daha azdır. Koridordaki ışık acil durumlarda dışarı çıkmaya yardım ediyor. Uçuş sırasında verilen kulaklıklar... Onları kimse yıkamıyor. Acil durum kapılarından yolcular çıkmadan uçuş görevlileri çıkamaz. Bazı havayolu çalışanlarına uçak kalkana kadar ödeme yapılmıyor. Kalkış yaparken ne kadar başarılı olduklarına bağlı ödeme alıyorlar. Aslında oksijen maskeleri sadece 15-20 dakikalık ihtiyacı karşılayabiliyor. Uçağın içerisinde kanatlarda kaç tane vidanın eksik olabileceği ile ilgili bir kılavuz bulunmakta. Genellikle yolcular acil durum can yeleklerini uçaktan çalıyorlar. (Yani oturduğunuz koltuğun altında bir can yeleği olmayabilir) Havayolu şirketlerinin garip tasarruf yöntemleri var. Buna en güzel örnek, American Airlines mönülerinden bir zeytin çıkararak bir defada 40 bin dolar tasarruf etti. Bilinenin aksine uçaklarda tenefüs ettiğiniz hava en temiz havadır. Uçaklarda hastanelerde kullanılan hava filrteleme teknolojisi kullanılır. Tabii ki bu mikrop barındırmadığı anlamına gelmez ama her zaman en temiz hava uçaklardakidir. Uçuşlardaki kazaların yüzde 90'ından fazlası iniş ve kalkış sırasında olur. Uçuş sırasında kaza olma olasılığı çok nadirdir. İniş ve kalkışlarda bu yüzden insanların yerinde oturması ve kemerlerini takması zorunludur. Can güvenliğinin yanı sıra uçuş öncesi yolcuların ağırlığı hesaplandığından iniş ve kalkışlarda iniş ve kalkışlarda birkaç yolcunun aynı anda yer değiştirmesi uçağın dengesinde değişimlere yol açabileceğinden yolcuların yerlerine oturması zorunludur. Pilotlar sandığınızdan daha fazla uykuya dalarlar. Korkmanıza gerek yok çünkü otomatik pilot devreye girer ya da kontrolü yardımcı pilot devralır. Fakat 2 pilotun da aynı anda uyuyakaldığı çokça rapor edilmiştir. Pilotların mönüleri her zaman yolculardan farklıdır. Yolculardan farklı yiyecekler yerler ve yolcuların yemeklerinden farklı olarak pilotlara özel hazırlanır. Bunun nedeni pilotların uçuş sırasında hasta düşme ihtimalini ortadan kaldırmak. Türbulans konusu uçaklarda en çok merak edilen konudur. Türbulans sanıldığı gibi uçağın düşmesine neden olmaz fakat türbülans sırasında kemerin bağlı olmaması, şiddetli sarsıntı yüzünden ölümlere neden olabilir. Ayrıca havadaki karbondioksit oranı arttığından türbulanslar her geçen gün daha fazla şiddetleniyor. Uçaklarda iniş ve kalkışlarda perdelerin açık tutulması gerektiğini bilirsiniz. Perdeler kapalı olursa, dışarıyı görmemiz engellenebileceği, hangi tarafın çıkış için emniyetli olduğunu anlamak için vakit kaybedileceğinden dolayı perdeler açık tutuluyor. Gece iniş ve kalkış yapan uçaklarda ışıkların sönmesi, gece gözlerimizi karanlığa alıştırmak için. Herhangi bir kaza durumunda, ışıklar açık olsa idi, gözlerin karanlığa alışmak için kaybedeceği birkaç saniyeyi kazanmak amaçlı ışıklar kapatılıyor.