The Sun'ın haberine göre İngiltere'de Bridgwater'da yaşayan Megan Taylor'ın çektiği görüntüler sosyal medyaya damga vurdu. Taylor bir gökkuşağını çekerken, o sırada şimşekler çakıyor ve büyük siyah bir cisim hızla yere düşüyor. Kullanıcılar bu durumdan dolayı ikiye ayrıldı. Kimileri bunun bir UFO, kimileri ise kuş ya da balon olabileceğini belirtti. Megan Taylor da yaptığı açıklamada, daha önce böyle bir fırtına görmediğini söyledi. Bu olay akla H. G. Wells'in ünlü Dünyalar Savaşı romanını ve filmini getirdi. Böyle bir durum Dünyalar Savaşı'nda da geçiyordu. Bir UFO uzmanı olan Nigel Watson Mail Online'a yaptığı açıklamada, 'Dünyalar Savaşı'nda Marslıların yaptığı bir şey gibi duruyor. Ama sıradan bir olay. Dikkat çekici değil' dedi. UZAYLILAR 51. BÖLGE'DE Mİ? Boyd Bushman, 51. bölgede çalışmış olan ve ölümünden kısa bir süre önce çektiği video ile bu bölgedeki tüm gerçekleri anlatan bilim adamıdır. Bushman, ABD'li yetkililer tarafından sürekli inkar edilen Area 51 merkezini gördüğünü ve orada uzaylıların yapısı ile ilgili çalışmalar yapan bir grup bilim adamının olduğunu söyledi. Body Bushman çekilen fotoğrafları delil olarak göstererek kaydettiği videoda Area 51 merkezinde ele geçirilen uzaylıların iki tür olduğunu işaret etti. Bu iki grubu dünyalılara yakınlık gösteren ve düşmanlık gösterenler olarak ayırmıştır. Body Bushman uzaylıların uzun parmaklara ve perdeli ayaklara sahip olduklarını ayrıca Quintumnia adlı bir gezegenden dünyaya geldiklerini iddia etmiştir. Body Bushman iddialarını uzaylı ve ufoların resimleriyle desteklemiştir. Açıkladığı en önemli bilgilerden biri ise 51. Bölgede yaşayan uzaylıların bir çoğunun yaşının 250 ve üzeri olduğunu ve bunlardan 18 tanesinin ABD için çalıştığını söylemesidir. Meslek hayatı boyunca uzaylılarla bir arada olan bu adamın elindeki görseller oldukça fazladır. Body Bushman bir uzay gemisinden aldığı uzay taşının değerinin 2000 Amper gücünde olduğunu söylemektedir. Boyd Bushman 51. bölgede eski bir çalışan olduğunu, sürekli irtibatta oldukları başka bir boyutta varlıkların olduğunu, bu varlıkların bir çok askeri birliklerin içine sızdığını ve özellikle de 51. bölgede sayılarının bir hayli fazla olduğunu iddia etmiştir. ABD hükümetinin uzaylılarını bildiğini söyleyen Boyd Bushman, uzaylıların dünyanın fazla nüfuslu bölgelerini yok etmeye çalışacaklarını, böylelikle geride kalan daha az nüfuslu bölgeleri daha rahat kontrol etmeyi amaçladıklarını söylemiştir. SİNYALLERİN ARKASINDAKİ GERÇEK NEDİR? Gökbilimciler, uzaktaki bir kaynaktan yayılan ve gizemini koruduğu için 'uzaylı sinyali' olarak da anılan radyo dalgalarının çok güçlü bir manyetik alana sahip ölü bir yıldızdan geliyor olabileceğini saptadı. McGill Üniversitesinden gökbilimciler, radyo dalgalarının çok güçlü bir manyetik alandan kaynaklandığıyla ilgili bulguları Porto Riko'daki Arecibo Gözlemevi ve Batı Virginia'daki Green Bank teleskobu vasıtasıyla elde etti. Araştırmanın sonuçları 'Nature' dergisinde yayımlandı. Güçlü radyo dalgaları ilk kez 2007'de Avustralya'daki Parkes radyo teleskobu tarafından keşfedilmişti. Bazı uzmanlar bu sinyallerin uzaylı bir yaşam formu tarafından yayınlanan bir sinyal olduğunu savunuyor. Kuşkusuz dünya dışı bir uygarlık ile bağlantı kurulacağı gün insanlık tarihi için bir dönüm noktası olacak. Peki uzaylı bir medeniyet ile neden hala bağlantıya geçemedik? İşte bilimin cevabı... Evrende gezegenimize benzeyen 40 milyar gezegen var. Ancak herhangi bir gelişmiş medeniyetin bizimle bağlantı kurması sandığımızdan daha uzun sürebilir. Zira uzaylıların kullandığı dalgaların seyahat mesafesi sandığımızdan daha yavaş olabilir. Ayrıca bu dalgalar bizim fark edemeyeceğimiz kompleks bir yapıya sahip olduğu için gözden kaçırıyor da olabiliriz. Zira uzayı 1984'ten beri dinliyoruz ve bu teknolojimiz oldukça ilkel olabilir. Evrenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda bize doğru ilerleyen 'ilk merhaba' mesajı hala yolda olabilir. Bizim de uzaya 100 yıldan biraz fazla süredir dalga gönderdiğimizi düşünürsek bizim mesajımızın da hala bir medeniyete ulaşamadığını söylemek mümkün. En karamsar senaryoya göre, evrende başka yaşamlar arayan tek medeniyet biz olabiliriz. Ya da başka bir gezegendeki yaşam daha biz ulaşamadan kendisini yok etmiş olabilir. Gezegenimizin Soğuk Savaş yıllarında nükleer savaş tehdidi altında yaşadığını düşünürsek başka bir medeniyetin benzer bir sebepten yok olması da oldukça muhtemel. En kötü senaryo ise Hollywood'un en çok işlediği konu olan gelişmiş bir medeniyetin evrendeki diğer uygarlıkları işgal ederek gelişimini sürdürmesi. Bu da bizimle bağlantıya geçmemelerini oldukça mantıklı hale getiriyor. UZAYLI BİLMECESİNİN SIRRI ÇÖZÜLDÜ 2003 yılında, Şili'deki Atacama bölgesinde, deri bir çanta içerisinde terk edilmiş bir kilisede bulunan, koni şeklindeki bir başa ve 15 cm uzunluğa sahip mumyanın bir uzaylıya ait olabileceği iddia edilmişti. İspanyol bir koleksiyoncu tarafından satın alınarak ortaya çıkarılan mumya ile ilgili daha önce Sirius isimli bir belgesel çekilmiş, çeşitli komplo teorilerinin yanı sıra bulunan iskeletin uzaylıların varlığına kanıt olabileceği öne sürülmüştü. California Üniversitesi, San Francisco Üniversitesi ve Stanford Üniversitesi tarafından 'Ata' ismi verilen mumyaya yapılan DNA analizleri, gizemini uzun süre koruyan kalıntının, çeşitli genetik mutasyonlara uğramış, 6-8 yaşında olduğu tahmin tahmin edilen cüce bir kız çocuğuna ait olduğunu ortaya koydu. Yapılan bilimsel çalışmalar, çocuğun mumyalanmadan 40 yıl önce öldüğünü ve bugüne kadar tanımlanmamış olan gen bozukluklarına sahip olduğunu açığa çıkardı. Diğer taraftan 'Ata'nın 6-8 yaşına ulaşıp ulaşmadığı bilinmiyor. Bilim insanları, çocuktaki genetik bozukluğun rahim içindeyken de kemiklerinin büyümesine neden olabileceğini, bu yüzden mumyanın prematüre bir bebeğe de ait olabileceğini düşündüklerini bildirdi. Kaliforniya Üniversitesi'nden Sanchita Bhattacharya, 'Ata'nın DNA'sında hepsinde zarar görmüş olan 64 gen varyantı bulduğunu' bildirerek, bunların 10 tanesinin 'kısa boy' ve 11'inin 'çift kaburga'ya neden olan iskelet problemleriyle ilintili olduğunu söyledi. Bhattacharya, kıkırdak dokular için kullanılan kolajeni üretme sorunu yaratan ve skolyoz olarak bilinen omurganın eğriliğine neden olan genlerin de mumya içinde bulunduğunu ifade etti. Bilim kadını, iskelet malformasyonlarının ötesinde Ata'nın, konjenital diyafram hernisi olarak bilinen bir hastalığa sahip olabileceğini de sözlerine ekledi. 'UZAYLI HİKAYESİ DEĞİL İNSANLIK TRAJEDİSİ' 'Ata' üzerinde 2012 yılından beri çalışan Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Garry P. Nolan ise, tıp dünyasında daha önce böyle bir vakanın görülmediğini ve kalıntıların gen bozukluklarını anlamak için literatüre önemli katkıları bulunduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: 'Genleri Şili'de yaşayan Chilote Kızılderililerine benzerlik gösteriyor ve kalıntıların 40 yıldan eski olduğunu düşünmüyorum. Beslenemeyecek kadar kötü bir biçimde doğmuş. Onun durumundaki biri yenidoğan yoğun bakım ünitesine alınarak tedavi edilebilirdi, ancak numunenin bulunduğu yerde, böyle şeyler mevcut değildi.' 'Bu uzaylılar hakkında bir hikaye olarak başlayarak, uluslararası bir olaya dönüştü, gerçekte yaşanan ise bir insanlık trajedisi. Bir kadın garip dış görünüşe sahip bir kız çocuğu doğurdu, belki de onu belli bir yaşa kadar korumaya başardı, ancak, her ne olursa olsun bu çocuk bir eşya gibi satılarak günümüze kadar geldi.' 'Ata'nın uygun bir şekilde, bulunduğu bölgeye götürülüp gömülmesi gerektiğine inanıyorum. Şimdiki bilgiler ışığında bu kalıntıların bir çocuğa, doğum öncesi ya da sonrasında ölen bir kız bebeğe ait olduğunu biliyoruz.' UZAYLILARLA ANLAŞMA YAPTILAR! Uzayda insanlardan başka canlıların olduğu yıllardan beridir merak konusu. Uzaylılar tarafından kaçırılan insanlar, açıklanamayan uçan cisimler ve daha birçok olay var. Ancak tam olarak hiçbiri kesin şekilde kanıtlanamadı. En çok konuşulan olaylardan birisi ise Roswell oldu. 1947 yılında Amerika'nın New Mexico eyaletinde Roswell'a bir UFO'nun düştüğü iddia edilmişti. Roswell vakası filmlere, dizilere, belgesellere konu oldu. Roswell'la ilgili otopsi videoları ve raporları internete sızmış olsa da, bunların birer düzmece olduğu belirtildi. İLK İLETİŞİM 1942'TE GERÇEKLEŞTİ Amerika dışında Rusya'da da UFO'larla ilgili ilginç olaylar var. Beforeitsnews sitesi Rusya'da yaşanan UFO ve uzaylılarla ilgili bazı olayları bir araya getirip yayınladı. Belirtilenlere göre Ruslarla, gri renkli uzaylılar arasındaki ilk temas 1942 yılında gerçekleşti. Rus belgelerine göre bir anlaşma yapılmış. Anlaşmanın 23/04 maddesi altında toplantıların gizlilik içinde yürütüldüğü, sınırlı sayıda özel ziyaretçi, önemli gizli ajanların ve yüksek rütbeli askerlerin toplantılara katılabileceği belirtilmiş. 072/E belgesine göre 1961 yılında askeri personel uzayları gizlice filme kaydetmiş. SVERDLOVSKY UFO OLAYI Rusya'da en çok konuşulan olaylardan biri ise 1969 yılında Sverdlovsky şehrine düşen UFO. Aslında UFO'nun düştüğü iddia ediliyor. UFO'nun hava kuvvetleri tarafından vurulmuş olduğu da söyleniyor. Sverdlovsky olayında kurtarma ekibi kaza alanına gelerek, UFO'nun içinden ölü uzaylıyı çıkardı. Enkaz kalıntılarıyla birlite analiz edildi ve ölü uzaylıyla birlikte güvenli bir yere götürüldü. Sverdlovsky vakası, ünlü oyuncu Roger Moore tarafından sunulan ve TNT'de yayınlanan 'KGB'nin Gizli UFO Dosyaları' isimli programında ele alındı. Olayı desteklemek için otopsi videosu ve fotoğraflar gösterilmiştir. Pravda.ru sitesine göre KGB tarafından, Sovyetler Birliği dışında olan mistik ve açıklanamayan fenomenler ve ilgili tüm bilgileri toplamak, izlemek için kurulmuş özel bir birim kurulmuş. Bu iddialar ve Sverdlovsky vakası bir süre önce bir dergide de ele alındı. Dergi makalesinde ve TNT tarafından yayınlananlara göre uzaylının insansı bir vücuda sahip olduğu belirtiliyor. Otopsiye ait olduğu iddia edilen bir videoda da bu gözüküyor. Semashko Tıp Enstitüsü Anatomi Bölümü'nde uzaylının vücudu incelenmiş. TNT yetkililerine göre gizli belgeler ve videolar kasıtlı olarak medyaya sızdırıldı. Otopsi raporuna göre yapılan incelemeler sonucu uzaylının kesin ölüm nedeni bulunamadı. PROHLANDNYI UFO OLAYI About.com'da Billy Booth'a göre 10 Ağustos 1989'daki Prohlandnyi kenti yakınlarında bir UFO düştü. İddiaya göre UFO vurularak düşürüldü. Uçan cisimle temasa geçilmesine rağmen cevap alınamamış ve bir adet MIG-25 havalanarak saldırıya geçmiş. UFO'nun düştüğü bölgeye M1-8 helikopteri ulaşmış ve bölge askeri personel hariç herkese kapatılmış. Belirtilenlerde UFO'nun 20 metre uzunluğunda ve 10 metre boyunda puro şeklinde olduğu geçiyor. UFO'daki küçük bir miktar radyasyonun inceleme ekibini etkilediği ileri sürülüyor. UFO'nun helikopter yardımıyla Mozdok Hava Üssü'ne taşındığı ve nükleer silah teknolojisinde yararlanmak üzere saklandığı iddialar arasında. UFO'nun içinden üç tane uzaylı çıkarıldığı, bunlardan iki tanesinin ölü bir tanesinin ise kaza sonrası halen hayatta olduğu aktarılanlarda geçiyor. Doktorlar yaşayan uzaylıyı canlı tutmak için elinden geleni yapmış, ama başarılı olamamış. Uzaylıların gri elbise giydiği, mavi-yeşil renginde sürüngen dokusu bir cilde sahip olduğu paylaşılan bilgiler arasında. Bu hikaye ise Anton Anfalov, Lenura Azizova ve Alexander Mosolov adında üç araştırmacı tarafından ortaya çıkarıldı. Ancak hikayelerini destekleyecek herhangi bir belge bulunamadı. ZAOSTRAVKA UFO OLAYI Nicap tarafından bildirilen olay bir hayli ilgi çekici. Aktarılanlara göre Perm, Zaostravka'nın kuzeyinde tanıklar havada disk şeklinde birkaç tane uçan cisim gördü. Tanıkların belirttiğine göre uçan cisimler, altın renkli başka bir cisimle savaşıyordu veya it dalaşına benzer bir şey yapıyordu. Birkaç patlamadan sonra elektrikler gitti ve altın renki cisim bataklığın içine düştü. Askeri personel kısa bir zaman içinde bölgeye geldi ve bölgeyi kontrol altına altına aldı. Hatta bölge yakınında yaşayan bazı aileler evlerinden tahliye edildi. Düşen cismin mantar tasarımında yeşilimsi altın kubbeli, mat siyah renkli yuvarlak şekilli oldu olduğu belirtiliyor. Askerlerin UFO'yu daha sonrasında nereye götürdüğü ve neler olduğu ise bilinmiyor. ÜÇGEN UFO Uzaylılar ve UFO'lar hakkında ilginç haberler ve videolar paylaşan UFO Today isimli Youtube kanalı tarafından bir UFO'ya ait olduğu iddia edilen görüntüler yayınlandı. UFO Today'in açıklamasına göre Rusya'da çekilen bu görüntüler ilk olarak Dark Web'te ortaya çıktı. UFO'nun üçgen, siyah üçgen veya uçan üçgen olarak da adlandırılan TR-3B sınıfından olduğu söyleniyor. Yapılan açıklamada uzay gemisi olduğu iddia edilen nesnenin 20 ve 21. yy'da görülen diğer UFO'larla benzerlikler gösterdiği de belirtildi. TR-3B sınıfındaki UFO'larla ilgili haberler ilk olarak ABD ve İngiltere'den geldi. Gerçi UFO Today kanalı, uçan nesnenin Amerikan Hava Kuvvetleri'nin Aurora uçak gelişim programıyla da ilgili olabileceğini söylüyor. Raporlananlara göre bu sınıftaki UFO'lar düşük irtifalarda havada durabilen, yavaş seyreden, büyük, sessiz üçgen objeler olarak tanımlanıyor. Her bir köşesinde titreşimli üç ışığın olduğu belirtiliyor. Üçgen UFO ve diğer UFO olayları hakkında tartışmalar halen sürüyor. NAZİLER UFO GELİŞTİRDİ! Nazilerin doğaüstü güçler, farklı alternatif teknolojiler ve daha birçok ilgi çekici şeyler üstüne çalıştığı söyleniyor. Birçok hikaye var, bunlardan bir tanesi ise Nazilerin ürettiği uzay gemileri aslında Nazi UFO'larıyla alakalı. Rusya'da Nazilerden kalma halka yapıların UFO'larla alakalı olduğu düşünülüyor. Şu zamana kadar Nazi UFO'larına ait olduğu iddia edilen bazı şematik planlar ve fotoğraflar ortaya çıktı, hatta birkaç prototipin yapıldığı da söylendi. Dedikodulara göre Nazilerin çoğu UFO denemesi başarısız olmuş, savaşın sonlarına doğru son model bir prototipi uçurmayı başarmışlar. Ancak savaşın kaybedilmesine yakın olduğundan diğer ülkeler prototipi ele geçirmesin diye imha etmişler. Bunun gibi daha birçok söylenti hikaye var. Ne kadarı doğru bilinmez. 60 yıldan daha eski olan bu ilginç halka yapılar, 2. Dünya Savaşı'nda Naziler tarafından inşa edilmiş. Murmansk kentinde Liinakhamari köyü yakınlarında bulunuyorlar. Halka yapılarla alakalı ilginç hikayeler var. Topçu atışı için yapıldıklarını belirtenler var. Ancak asıl ilgi çekici hikaye ise UFO'larla alakalı. Bu yapıların Nazilere ait UFO'ların iniş pisti olduğu iddia ediliyor. Dilden dile dolanan hikayelerde garip ışıkların bu alana indiği ve kalktığı söyleniyor. Mesela hikayelerden birinde Nazi simgeli yuvarlak metal bir cismin hızlıca halkaların birinin üstünden kalktığı ileri sürülüyor. İlk halka ve ikinci halka su içinde. İki halkanın deniz seviyesinde yer alması ise garip şekilde karşılanıyor. Rivayetlerde suyun UFO'ların motorundan gelen sıcaklığı engellediği söyleniyor. Üçüncü halka ise en ilginç olanı. Diğerleri gibi tamamen su altında değil, içinde belirli miktarda su bulunuyor. Beton kalitesi ise ilk gün gibi sapasağlam. DİĞER FOTO GALERİLERİMİZ İÇİN TIKLAYIN...