Şeref Bey bilinen bir diğer ismiyle Ahmed Şerafettin Bey (1894-1933) Beşiktaş'ın futbol şubesinin kurucusudur. Aynı zamanda Beşiktaş futbol takımının ilk kaptanı ve teknik direktörüdür. Asıl ismi Ahmet Şerafettin olup, babası gümrük memurudur. Ahmet ismi de babasının babasından, yani dedesinden gelmektedir. Valideçeşme Dibek Sokak'ta 7 numaralı evde doğmuştur. Fransız Mektebi'ni bitirdikten sonra, Darülfünu'nda eğitimine devam etmiş ve 20 yaşında mezun olmuştur. Valideçeşme'de, mahallenin gençleriyle kurduğu takımla futbol maçları yapan Şeref Bey'le Beşiktaş'ın yolları 1911'de kesişmiş, bu tarihte kulüp olarak Beşiktaş bünyesine katılmışlardır. Zira o zamana kadar Beşiktaş Kulübü'nde futbol branşı yoktur. 1919'a kadar liglere katılmayan, sadece diğer kulüplerle özel maçlar yapan Beşiktaş, bu tarihte Türk İdman Birliği'ne katılmış, 2 sene süren bu ligin tek şampiyonu olmuştur. Bu tarihten sonra liglere katılmaya devam eden Beşiktaş'ın bir sahaya ihtiyacı olduğunu düşünen Şeref Bey, 1929 yılında Taksim Stadı'nın bir kısmının hissesini satın almış ve böylece Beşiktaşlı sporcuların idman ve maçlarını yapmaları için bir yer temin etmiştir. Şeref Bey bundan kısa bir zaman sonra Çırağan Sarayı'nın yanında Şeref Stadı'nın bulunduğu mevkiyi alarak Beşiktaş'a kendi stadını kazandırmak için çalışmalara başladı. Stadyumun bulunduğu alan Çırağan Sarayı'nın bahçesiydi. 19 Ocak 1910 günü çıkan büyük bir yangın sonucu harap olan Çırağan Sarayı'nın bahçesi de uzun yıllar tamamen bakımsız bir halde kalmıştı. Beşiktaş Jimnastik Kulübü yöneticilerinden Ahmed Şerafeddin Bey (Şeref Bey) Çırağan Sarayı'nın harabesinin yanındaki bu alanı futbol sahası ve stadyum olarak kazandırmak için 1932'de faaliyete geçti. Beşiktaş JK, fahri başkanı olan Recep Peker'in de hükümet nezdindeki girişimleriyle burayı Milli Emlak İdaresi'nden kiralamayı başardı. Şeref Bey yakalandığı kanser hastalığına rağmen defalarca Ankara'ya giderek bu işi takip etti. Ancak bu arada hastalığı da büyük bir hızla ilerlediği için, kazandırdığı stadın açılışını göremeden 1933 yılında hayata gözlerini yumdu. Beşiktaş'a kazandırmak istediği stadı göremese de, 1940 yılında stadın inşası tamamlandı. Beşiktaşlılar bu stada, onu hayatı pahasına kulübe kazandıran Şeref Bey'in anısına Şeref Stadı adını verdiler. Stadyumda 1947'de İnönü Stadyumu açılana kadar pek çok lig maçı ve yabancı maçlar oynandı. 1947'den sonra Beşiktaş kulübünün antreman sahası olarak kullanılan statta amatör küme maçları da oynandı. 1987'de Çırağan Sarayı'nın otele dönüştürülmesi kararlaştırılınca stadyum Beşiktaş JK'dan geri alındı; böylece Şeref Stadı tarihe karışırken yerine Çırağan-Kempinski Oteli inşa edildi. Şeref Bey'in Beşiktaş aşkını anlatan hikaye ise şöyledir: - Ah dostum Şerafettin. Hastasın biliyorsun. Yatakta olman gerekirken hala Beşiktaş hala Beşiktaş! İnce bir sesle: -Feda! ... dedi Şeref Bey ama kimseler duymadı. Şeref Bey, Beşiktaş idareciliğinin yanısıra Türk Futbolunun gelişimi için de büyük çabalar sarfetmiştir. Federasyonda aktif görevlerde bulunmuş ve hakemlik yapmıştır. 1928'de Budapeşte'de yönettiği Macaristan-Avusturya maçı ile de ilk uluslararası Türk Futbol Hakemi olma onuruna erişmiştir. Bütün bu işlerinin yanı sıra mesleği olan tarih öğretmenliğine de devam etmiştir. Beşiktaş’ın tarihinde çok önemli bir yere sahip olan, Beşiktaş’ta Futbol Şubesi’nin kurucusu Şeref Bey, her yıl sezon açılışının yapıldığı gün Yahya Efendi Türbesi’ndeki mezarı başında saygıyla anılmaktadır.