Hürriyet Gazetesi'nden Süleyman Arat'ın haberine göre; Milli Takım, son dünya şampiyonu Fransa'yı devirirken, takımın omurgasını oluşturan 20'li yaşların başlarındaki gençler gündeme oturdu. Bu akşam İzlanda karşısında da takımın yükünü omuzlamaları beklenen genç futbolcuların her biri ayrı bir öykünün kahramanı.
Ama içlerinde öyle biri var ki, hikâyesi, hüzün, acı, emek, mutluluk ve başarı kavramlarının tamamını içinde barındırıyor. Merih Demiral'dan söz ediyoruz. Kamuoyunun gündemine "F.Bahçe'nin nasıl olup da elinden kaçırdığı" sorusuyla giren Merih'in öyküsünün her bölümü ayrı ayrı çok çarpıcı.
Bugün ismi 15 milyon Euro'ya Juventus'a gideceği haberleriyle anılan 21 yaşındaki milli futbolcunun nereden nereye geldiğini araştırdık... İşte Fenerbahçe Teknik Direktörü Ersun Yanal'ın, "Elimizden kaçması bizim için çok üzücü ve çok da acı bir ders" dediği Merih'in hikayesi...
BİR KARDEŞ TAKIMA, BİRİ ÇAY BAHÇESİNE
Merih, Karamürselli... Burada inşaatlarda beton ve kalıp işçisi olarak çalışarak iki oğlunu büyüten Burhan Demiral, ondaki futbol yeteneğini ilk keşfeden kişi... Burhan Bey, yaşıtlarına göre daha iri olan küçük Merih'i okullar tatil olur olmaz futbol öğrenmesi için Karamürsel İdman Yurdu futbol okuluna, futbol konusunda daha sınırlı yeteneği olan abisi Fatih'i de yaz aylarında garsonluk yapması için Yakamoz Aile Çay Bahçesi'ne verir.
İLK DOKUNUŞ CAMGÖZ HASAN'DAN
Yıllarca Karamürsel'de gençleri futbola kazandıran, 'Futbolcu olacak çocuğu yürüyüşünden anlar' denilen 'camgöz' lakaplı, Hasan Özeren, 9 yaşında çalıştırmaya başladığı Merih'i nakış gibi işler. 13 yaşında da Fenerbahçe'nin kapısını çalar. Özeren, o dönemi şöyle anlatıyor: