Löw, Fenerbahçe'yi şampiyon yapamadığı için gönderildi. Almanya'nın 20 yıllık Dünya Kupası hasretine son verebilmesi için önünde sadece iki maç kaldı. Del Bosque ise Beşiktaş’ta bir sezon bile görev yapamadı. Şimdi “İspanya’yı dünya şampiyonu yapan ilk teknik direktör” unvanını kazanabilmek için çalışıyor. Türk futbolunun öğüttüğü teknik adamlardan ikisi, dünya futbolunun zirvesine oturma savaşı veriyor. Fenerbahçe'de çalışan Löw ile Beşiktaş'a büyük umutlarla gelen Del Bosque'nin ortak noktaları, kendilerine sabır gösterilmemesi. Ülkelerinde milli takımların başına geçen Löw ve Bosque 7 Temmuz'da Dünya Kupası'nda adlarını finale yazdırabilmek için mücadele edecekler. Şampiyonayı Löw zaferle bitirirse, Almanlar'ı 20 yıl sonra sevindirecek. Del Bosque ise, İspanya Milli Takımı'yla bu başarıya ulaşan ilk teknik direktör olma hedefinde. Peki bu teknik adamlar neden Türkiye'de tutunamadı? Bu soruyu da otoritelerimize sorduk. NE DEDİLER? AHMET ÇAKAR: Bence fazla üzülmemeliyiz! RIDVAN DİLMEN: Disiplini sevmeyen toplumuz YABANCI hocalarla bizim kültürümüz çok farklı. Aragones, Löw ve Del Bosque gibi Hiddink'in de yolu ülkemizden geçmişti. Yabancı hocalar Türkiye'de zorlanıyor. Yönetimlerin sabretmesi şart, sabredilmediği için bu ünlü hocaların Türkiye mecaraları kısa sürdü. Bizler duygularımızla hareket eden, disiplini sevmeyen bir toplumuz. Rijkaard'ın bugünkü sorunu da odur. Yönetimi ısrarla kamp istiyor o 'hayır' diyor. 'Futbolcu bu disiplini bünyesinde yaşamalı' diyor. Ama bizim kültürümüzde bu böyle değil. Sonuçta sabır şart. Sadece şöhret yetmiyor bilgi birikimi de onu desteklemeli. GÜRCAN BİLGİÇ : Löw ile Del Bosque çok farklı FENERBAHÇE Joachim Löw'ü resmen harcadı. Hala onun dönemindeki futbol kalitesine ulaşabilmiş değiller. Bir kapris uğruna Aziz Yıldırım sözleşmesini uzattığı halde Löw'ü gönderip yerine Rıdvan Dilmen'i getirmişti. Bana göre tartışılmayacak bir yanlıştı. Ama Del Bosque konusunda aynı fikirde değilim. Onun İspanya takımının üstüne kattığı hiçbir şey yok. Sadece mevcudu muhafaza etmiş, zaten çıkmaza giren maçlarda da sorunu çözebilecek tek bir kararını göremedik. Bize bu tartışmayı yaptıran İspanya'nın futbol kalitesidir, kesinlikle Vicente Del Bosque değil. LEVENT TÜZEMEN: Oyuncu seçme özgürlüğü var KULÜP takımı çalıştırmakla milli takımı çalıştırmak çok farklıdır. Del Bosque Aragones'ten Avrupa Şampiyonu bir takım aldı. Yapıyı bozmadı ve başarıyı yakaladı. Del Bosque'nin Real Madrid'le yaşamış olduğu şampiyonlukları da var. Dolayısıyla Beşiktaş'ta kalsaydı tecrübesiyle, karizması ve bilgisiyle kesin öne çıkardı ama Yıldırım Demirören sabretmedi. Löw'ün Fenerbahçe'den gönderilmesi günün şartlarında doğruydu. Ama Afrika kadrosunu kendi belirledi. Geniş bir ekiple çalışmanın meyvesini yiyor. Özetle Milli Takım hocaları için oyuncu seçme özgürlüğü büyük avantaj. İSKENDER GÜNEN: Birliktelik uzun vadeli olmalı ALMANYA ve İspanya'nın futbol kültürleri var. İki teknik adam Türkiye'ye geldiklerinde değişik bir futbol kültürü ile karşı karşıya kaldılar. Löw'ün Fenerbahçe'deki günlerini düşündüğümüzde başarılı olduğu söylenebilir ama Türkiye'de özellikle büyük takımlarda başarı sadece şampiyonluğa endekslendiği için sabretmek bu ülkenin en başta gelen zaafıdır. Del Bosque Real Madrid'in her biriminde yer alan bir isimdi. Türkiye macerası ise çok kısa sürdü. Bana göre futboldaki tek gerçek, teknik adam-takım birlikteliğinin uzun vadede düşünülmesidir. Bu kural futbolun vazgeçilmezidir. METİN TEKİN: Del Bosque erken gönderildi VİCENTE Del Bosque, Luis Aragones, Guus Hiddink, Joachim Löw... Bunlar gerçekten kendini kanıtlayan kaliteli isimlerdir. Bana göre Del Bosque Beşiktaş'tan erken gönderildi. Eğer kalsaydı onun Beşiktaş'a verebileceği çok şeyler olacaktı. Löw ise Fenerbahçe'deki günlerinden bugüne kendisini çok geliştirdi. Adanaspor'u da çalıştırdı ama o dönemler gerçekten çok tecrübesizdi. Şunu da unutmayalım; futbolda hiçbir şey tek başına faktör değildir. Oyuncu ve teknik adam birlikte uyum sağlarlarsa başarı gelir. Bunun içinde sabır önemli bir etkendir.