Spor Toto Süper Lig'in 27. haftasında MKE Ankaragücü ile Fenerbahçe 1-1 berabere kaldı. SABAH'ın usta kalemi Gürcan Bilgiç, Ankaragücü - Fenerbahçe maçıyla ilgili çarpıcı tespitlerde bulundu. İşte Gürcan Bilgiç'in yazısı... Her maça 'yeni başlangıç' için çıkarken, iki sezondur taşıdığı beceriksizliklerini de yanına almayı ihmal etmiyor. Enteresandır; hoca değişiyor, oyuncu değişiyor ama artık klasikleşen 'hadi bir gol yiyelim' fikri sapa sağlam duruyor. İyi başlanan maçta, üst üste pozisyonlarla, kalesinde büyüyen Altay performansıyla, 'kazanacağız' hükmünü vermeye çok yakındılar. Ankaragücü'nün direncini ve orta saha tuzağını topu sürekli iki kanat arasında dolaştırarak da etkisizleştiyorlardı. Yalnızca son maçların gol başlangıcındaki isim yine sahneye attı kendisini. Tolgay, Sivas maçındaki gibi ayağındaki topu rakibe verip hızlı atağın altına imzasını koyana kadar da devam etti bu. Oyun kritiğine iki takım açısından da çok girilecek maç değil. Sadece kaliteleri sorgulayabiliriz. Yanal'ın oyun adına yaptığı planın tuttuğunu, birçok pozisyon bulduğunu, rakibi de kalesine çok az getirdiğini söylemeliyiz. Buna eklenen müthiş bir Hasan Ali karakteri de vardı. Ancak sadece Tolgay değil, Mehmet Ekici ve Moses de form olarak çok uzaklardaydı. Soldado'nun hücumu yöneten aklına ve paslarına yetişemeyen veya o cesareti kalbinde taşımayan görüntülerdi bunlar. Rakip kaleci kurtarıyor, seninki yiyorsa; rakibinki atıyor, seninki atamıyorsa; Ersun hocaya da lafımız kalmıyor. Basit Hatalar İmparatorluğu'nu Kadıköy'de üç golle cezalandıran Ankaragücü'nün, Boyd ve Orgill ile kurduğu organizasyonların etkisini, topla buluştukları anlarda etkili hale getirmesi de, yetenek ve taktik aklının birleşimi. Milli maç haftasından gollerle dönen Eljif ve Zajc'ın kulübede olması belki düşündürücüdür. Ekici'nin Sivas maçını kazandıran golünün hatırına oynadığını da düşünebiliriz. Aynı oyunun kalitesi daha yüksek bir kadro ile farklı sonuçlar alacağı da bir gerçek.