Dünya nüfusunun yüzde 2'si obsesif-kompulsif kişilik bozukluğundan muzdarip. Oliver Sechting'de onlardan biri. Oliver Sechting'in şehirde bir yürüyüş yapması bile onun için kabusa dönüşebiliyor. Renkler ve sayılar obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu olan Sechting'de şiddetli kaygı ve stresi tetikleyebiliyor. Özelikle de 58 sayısı ile kırmızı ve siyah renkler... DW Türkçe'nin haberine göre; Sechting, 58 sayısı ve kırmızı ile siyah renklerin zihninde yaralanmış bir kayakçıyı dair anılarını canlandırdığını söylüyor. Genç adama göre; 5 rakamı, yaralanan adamın baldırlarını 8 rakamı ise kalçalarını sembolize ediyor. Bacağından aşağı akan kanlar ve yarılmış siyah eti ise siyah ile kırmızıya işaret ediyor. İŞTE 58'İN ANLAMI... 58 sayısı ile ya da kırmızı ve siyah renklerle her gün karşılaşıyor ve zihninde düşünceler birbirini kovalamaya başlıyor. En sonunda da ölüm korkusu ile kıpırdayamaz bir hale geliyor. 'Bu tamamen bir çılgınlık' diyen Sechting, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bunu birine söyleseniz sizin tamamen çıldırmış olduğunuzu düşünür. Bu yüzden obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu olanların çoğu utandıkları için terapiste bile gitmiyorlar.' Sechting için renkler ve sayılar korkutucu bir hale gelse de bunlarla baş etmenin yolunu bulmuş. 7 rakamı onun için olumlu bir anlama sahip olduğu için, rahatlamak için 7 çiziyor. 'Zihinsel enerjimin yüzde 80'ini böyle harcıyorum' diyen Oliver Sechting, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Sonuçta arkadaşlarıma, sevgilime ve işime ayıracak sadece yüzde 20 enerjim kalıyor. Bazen kendimi o kadar iyi hissediyorum ki korku ve endişelerimin bir önemi kalmıyor. Böyle anlar var ve yaşama değer.' DÜNYANIN EN ZOR HASTALIKLARINDAN BİRİ! O, dünyanın en zor hastalıklarından birinden muzdarip. 25 yaşındaki Tomasz Nadolski, aslında bir yetişkin ama Fabry hastalığı adı verilen hastalık yüzünden küçük bir çocuk gibi görünüyor. Göz yaşlarını tutamayan Nadolski, '25 yaşındayım ve yaşımdaki bir erkek gibi görünmek isterdim. Her gün aynada gördüğüm bu erkek çocuğundan nefret ediyorum, çünkü ben değilim' dedi. Nadolski'nin sorunları yedi yaşındayken başladı ve yediği her yemekten sonra kusuyordu, karnında, ellerinde ve ayaklarında ağrılar hissetmeye başladı. Uzun bir süre boyunca, doktorlar Tomasz'ın hastalığının ne olduğunu anlayamadı. Hatta talihsiz çocuğun probleminin fiziksel değil zihinsel olduğunu düşünüyorlardı. Nadolski, 'Ailem doktorlara inanıyor ve daha çok yemek yemem gerektiğini düşünüyorlardı. Evdeyken, sadece odamda oturuyorum ve zamanımı yalnız geçiriyorum. Kendimi yalnız hissediyorum, ailemin desteğinden yoksunum. Hastalık, aile ilişkilerimizi yok etti. Çok uzun zamandır kendimi yalnız hissediyorum' dedi. Hastalığının çok ağrılı geçtiğini, her yerinde ciddi ağrılar olduğunu söyleyen Nadolski, ayakları için de özel ayakkabılar giymek zorunda. 20 saatte bir serum almak zorunda ve ciddi ağrıları için de morfin veriliyor.