İftar sofralarını leziz tatlılarla taçlandırmak bu ayın bir nevi ritüellerinden. Fakat hem formumuzu hem de sağlığımızı korumak adına tatlı tüketiminde çok dikkatli olmalıyız. İşte bu noktada da imdadımıza ballı tatlı tarifleri yetişiyor…
Ramazan'da iftar sofralarında tatlı yeme alışkanlığı bir ritüel olup neredeyse her evde; el açması baklava, revani, kalburabastı, sütlaç ve Ramazan'ın vazgeçilmezi güllaç başta olmak üzere çok çeşitli sütlü ve şerbetli hamur tatlıları oruç açılmasına yakın mutfak tezgahlarında yerini alır. Bugün endüstriyel şeker, rafine un ve katı yağlar ile yapılan tüm tatlıların karın çevresi yağlanması ve insülin direncinden sorumlu olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu nedenle ağır şerbetli tatlılara ara verip evinizde doğal tatlı balla nefis tarifler yaparak da tatlı ihtiyacınızı giderebilirsiniz.
BAL ŞEKER DEĞİLDİR:
Balın sağlık üzerindeki en önemli etkisi güçlü antioksidan özelliğinden kaynaklanmaktadır. Fenoller ve flavonoidlerden zengin bal, özellikle içme sıcaklığında içilen bitki ve siyah çaya eklenerek tüketildiğinde çayın antioksidan kapasitesini 20-50 kat daha fazla arttırarak vücut içinde hasara uğramış hücre sayısının azalmasında oldukça etkilidir. Sıcak içeceklere bal eklemek, balın besleyici kalitesinde değişime neden olmaz.
Ayrıca bal tüketiminden sonra sindirim sisteminde enzimatik parçalanmaya uğradığında bağırsaklarda kısa zincirli yağ asit üretimini arttırarak bağırsak kökenli immün yanıtın da güçlü olmasını sağlar.
DİYABETLİLER DE YİYEBİLİR:
Diyabetli kişilerin uygun miktarda bal tüketimi kan yağlarını dengelemekte, homosisten düzeylerini azaltarak kalbe giden damarların genç kalmasına destek olmakta ve şerbetli tatlı yerine doğal tatlı ihtiyacını karşılayarak stres hormonlarının da aşırı üretiminden koruyarak diyabet sağlığına fayda sağlar.
Bal, şekerden daha az kalori içerir; 1 gram karbonhidratta 4 kalori varken balın 1 gramı 3 kalori enerji sağlar. Glisemik indeksi yüksek besinleri sık tüketme, karın bölgesi yağlanması olan obezite, karaciğer yağlanması, insülin direnci ve diyabet, bazı kanser çeşitlerine yakalanmayı kolaylaştırdığından balı glisemik indeksinin de düşük olmasından dolayı sağlığı korumada çok yarar veren bir tat verici olarak düşünmek gerekir.
MİDE VE BAĞIRSAĞA DOST:
Oruç tutarken mide yanması ve hazımsızlık en sık yaşanan mide problemlerindendir. Genelde tuzlu yiyecekler, fazla kırmızı et, aşırı çiğ sebze tüketimi ve yeterli su içememeye bağlı gelişen mide yanması, şişkinlik ve hazımsızlığa birebir iyi gelen besin baldır. Bal tüketildikten sonra mide ve bağırsak iç yüzeyine yapışarak asit salgılamasını baskılamakta, sindirim enzimlerinin daha fazla çalışmasına olanak sağlayarak hazım problemlerine engel olabilmektedir.
