Kendi ürettiğimiz besin değeri yüksek buğdayımızı tüketmekten kaçınmayın. Bu tahılın kilo aldırdığı, şişkinliğe neden olduğu, kromozom sayısının değiştirildiği, bağımlılık yaptığı ve GDO içerdiği iddiaları doğru değil.
Buğday temelli bir beslenme insanın gün boyu enerji dolu olmasını, tok kalmasını ve bağışıklık sisteminin iyi çalışmasını sağlar. Hem Türkiye'de hem de dünyada en çok üretilen tahılların başında gelir ama Anadolu'nun buğdayı bambaşkadır. Ülkemizde her beş çiftçiden dördü buğday yetiştirir.
Temel ihtiyaçlarımızı karşılayan buğday ürünleri arasında bulgur, yarma, makarna, buğday nişastası bulunur. Ama en değerlisi unundan elde edilen ekmektir. Buğday ayran aşı, keşkek, aşure gibi geleneksel yemek ve tatlıların içerisinde de yerini alır.
Oysa ki son yıllarda sağlıklı kişilerin zayıflamak ve formda kalmak için başvurduğu glütensiz beslenme, ketojenik diyetler ve yüksek protein içeren hatalı zayıflama programları, doğru kullanıma yöneltmek yerine tam buğday ekmeğinin tüketimini tamamen beslenmeden çıkarmalarıyla dikkat çekiyor. Buğdayın midede şişlik oluşturduğu, kilo aldırdığı gibi iddiaların yanında GDO içerdiği, kromozom sayısının değiştirildiği, bağımlılık yapıcı etkiye sahip olduğu ile ilgili söylentiler de gün geçtikçe fazlalaşmakta. Benim önerim buğday tüketmekten kaçınmamanız olacak. Çünkü yukarıdaki tüm iddialar sağlıklı kişiler için tamamen asılsız.