-Nasılsın, nasıl gidiyor hayat?
Valla çok güzel gidiyor ya. Benim için hayat şu an aşırı keyifli durumda. Hem set iş düzeni, hem bir taraftan sosyal hayatım. Bir denge kurduğum dönem, her şey çok iyi gidiyor. Zaten tempo da azaldı yavaş yavaş, o yüzden daha çok kendimle ilgilenebiliyorum.
-Hakkında hiç bilgi yok Merve. Biraz seni tanıyalım isterim... Sektördeki çocuk oyunculardan birisin. Sektöre ilk nasıl girdin, serüvenin nasıl başladı?
Ben bu işlerin içine nasıl girdiğimi hiç hatırlamıyorum. Ailem sürekli sanatla ilgilenir. Müzik aletleri, sanat filmleri tarzı şeyleri çok severler. Ben ailem sayesinde girdim, zaten 4 yaşında biri "Ben oyuncu olacağım" deyip çıkamadığı için bir aile yönlendirmesiyle girdim. "Öyle anı olsun, ister misin kızım?" dediler, hiçbir fikrim yok ama "İsterim" dedim. Gittim, çok sevdim orayı böyle hani o ışıklar, kameralar… Biraz da ilgi budalasıydım o yaşta, prenses gibi hissediyordum. O yüzden o ortamı çok sevdim, çok alıştım. Sonra başka bir reklam oldu, "İster misin?" dediler, "Evet, yine öyle mi olacak?" dedim, "Evet öyle olacak" dediler. "İsterim" dedim. Sonra bir dizi oldu, dizi temposuna girdim ve sevdim. Film oldu, daha çok sevdim. Bizim işlerin bugünü yarını belli olmuyor. Bir ara 6 ay falan hiç sete gitmemiştim. Yerde oyuncaklarımla oynuyorum, burnuma bir koku geldi. Annem, "Ne oldu?" dedi, "Set kokusu" dedim. 6,5-7 yaşlarındaydım.
-Var mı gerçekten öyle bir koku?
Var, benim için var. Onu nasıl tarif ederim bilmiyorum ama saç spreyiyle ısınmış kameraların kokusu olur ya böyle değişik bir karmaşa. Biraz his o ya. Ben çok seviyorum setlerde olmayı. Hayatımı da sürekli bunun üstüne kurdum zaten.