Yalı Çapkını'nın Pelo'su olarak son dönemde adından sık sık söz ettiren Buçe Buse Kahraman, Sabah TV'de birbirinden ilginç itiraflarda bulundu. Güzel bir çocukluk geçirdiğini belirten Kahraman, "Hiç arkadaş bulma sıkıntım olmadı hep ağabeyimle birlikteydim" dedi. Oyunculuk için "hep içimde olan bir şeydi" diyen Buçe, dizideki karakterinden de bahsetti. "Böyle karakterler var ve içimizde olan insanlar" diyen oyuncu, aldığı tepkilere ise şöyle yanıt verdi: Pelin kötü bir karakter değil!
-Nasılsın, neler yapıyorsun biraz ondan bahsederek başlayalım…
Şu an çalışıyorum, güzel gidiyor işimiz.
-Seni biraz daha yakından tanımak adına sormak isterim; nasıl bir çocukluk geçirdin, çocukluğuna dair anıların keyifli mi, hüzünlü mü?
Güzel bir çocukluk geçirdim. Çünkü ağabeyim var, aramızda da çok az yaş farkı var. O nedenle arkadaş gibi büyüdük. Hiç arkadaş bulma sıkıntım olmadı hep onunla birlikteydim. O yüzden de biraz hoyrat bir çocuktum. Evden kaçan, yaramazlık yapan, sürekli onun peşine takılan, yanından ayrılmak istemeyen bir tiptim. "Artık yeter gelmesin" filan diyordu hatta (gülüyor). O yüzden mutlu bir çocukluğum oldu ama onun dışında bir tık hüzünlü de olabilirim. Çocukluğum güzel geçti ama her şeyin içinden hüzün bulurdum. Çok yazıp çiziyordum. Annem babam inanmıyordu hatta "hayır, bunu sen yazmamışsındır" filan diyordu.
-Oyunculuk aşkı nasıl düştü içine, ne zaman karar verdin, bu yola nasıl girdin?
Çok klişe belki ama gerçekten öyle, küçükken 'ne olmak istiyorsun?' diye sorulduğunda ben hep 'oyuncu olmak istiyorum, tiyatrocu olmak istiyorum' diyordum. Hatta çok yakın bir arkadaşım vardı o zaman, anı defterleri olurdu ya küçükken, 11 yaşındayken onu doldurmuşuz. Orada ideallerime 'tiyatrocu olmak' yazmışım. Fotoğrafı filan hala duruyor, gördüğümde çok duygulanmıştım hatta. O yüzden böyle hep içimde olan bir şeydi.
O DİZİ İÇİN SON YIL OKULUMU BIRAKTIM!
-İlk olarak beyazperde de gördük seni "Kötü Çocuk" filmi ile, ondan sonra "Çarpışma" ile televizyon yolculuğun başladı. Bu süreç nasıl gelişti?
9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar mezunuyum ben. Okuldayken daha çok okulda olmak ve okulu devam ettirmek, okul bittikten sonra bir şeyler yapmak istiyordum. Üç yıl bu şekilde gitti. Son yılı okurken de menajerimle tanıştım. Okulumun son yılı Çarpışma dizisi geldi. "Tamam artık ben bunu yapabilirim" hissi geldi. Son yılımda okulu bırakıp gelmiştim, sonra bitirdim ama.
BÖYLE KARAKTERLER VAR VE İÇİMİZDELER
-Hızlı başlayan kariyer yolculuğun şimdilerde rol aldığın "Yalı Çapkını" dizisiyle zirve yaptı. İlk proje geldiğinde neler hissettin, hangi etken senin bu işi kabul etmende etkin rol oynadı?
Proje ilk geldiğinde senaryosu çok dikkatimi çekmişti. Çünkü bir çok karakter var, ama her karakterin hikayesi var. Her karakterin bir geçmişi, bir derinliği var ve böyle bir şey geldiği zaman oynamak oyuncuyu çok heyecanlandırıyor. İyi bir şeyin parçası olacağını hissediyorsun başından itibaren. Cast şekillendikçe daha fazla mutlu olmaya başladım. Gerçek hayattan alınan bir hikaye olması da etkileyici. Böyle karakterler var ve içimizde olan insanlar, onların da hikayeleri var. Tabii ki insanların bu kadar sevmiş olması, işte heyecanla beklemeleri her hafta bizde 'hadi Cuma günü gelsin' modunda bekliyoruz.