Dün 'İnci Taneleri' dizisiyle birlikte pavyon kültürünün yüceltilmesini eleştirmiştim. Konu derin ve daha konuşulacak çok şey var.
Öncelikle şunu belirteyim. Yasaklara karşıyım. Dizinin kaldırılması, ceza yemesi taraftarı değilim. Ayrıca yasaklar ve haksız eleştirilerin tepki çeken diziyi daha popüler yaptığını düşünüyorum.
Yılmaz Erdoğan'ın da reytingleri garantiledikten sonra ilerleyen bölümlerde bu kurgusal öyküde pavyonların nasıl leş yerler olduklarını işleyeceğine inanıyorum.
Ama şu an 'pavyon kültürü' feci bir şekilde sosyal medyada yüceltiliyor. 'Pavyon' ve 'kültür' kelimelerinin bir arada tutulması bence 'kültüre' hakaret!
Kültür bir toplumun ortak manevi değerlerinin ve düşüncelerinin bir bütünüdür.
Dün de belirttiğim gibi pavyonlar, karşı cinsle iletişim becerisi düşük olan erkeklerin dolandırıldığı yerlerdir. Kadın sömürüsüdür ve fuhşun legalize edilmesidir.
Durum böyleyken Dilber karakterinin pavyon dansı sahneleri ile çok konuşulan Hazar Ergüçlü "Neyden rahatsız olduysanız söyleyin, bir daha yapayım" dedi ve bu muhalif, modern çevreden büyük alkış aldı. Hazar cesur kız ilan edildi.
Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say da tartışmaya şu açıklamayla dahil oldu:
"Pavyon dansı sahnelerinin yarattığı tekdüze algı, çakma ve gerçek cehalet asıl temayı çiğnemese iyi olurdu. Hayranlıkla izliyoruz. Rahatsızlık vermeye devam" dedi.
"Rahatsızlık vermeye devam" ne demek? Tabirim için kusura bakmayın ama kadınların kendilerini sarhoş dayılara elletmeleri, para karşılığı sömürülmeleri mi ilericilik oluyor?
Pavyonların nasıl bataklık olduklarını Yeşilçam filmleri bile bu topluma öğretmişken... Bir dizi çok tutsun diye pavyonları tozpembe gösteren 'PR' çalışmalarına mı destek vereceğiz yani?
Ayrıca dün Günaydın yazarı Tuba Kalçık'ın belirttiği gibi pavyonların yüceltilmesine kadın dernekleri neden sesiz kalıyorlar?
Hayatlarını kadın sömürüsüyle mücadeleye adayan feministler neden sessiz?
Kadınların pazarlandığı, köle gibi çalıştırıldığı, uyuşturucuya teşvik edildiği yerleri savunmak mı muhaliflik ya da modernizim oluyor?
Mevlüt Tezel'in dünkü yazısından...
Son dönem 'İnci Taneleri' dizisindeki Dilber karakterinin pavyon dansının özelinde 'pavyon kültürünün' yüceltilmesini şaşkınlıkla takip ediyorum.
Dizinin tanıtımı için özellikle pavyon kültürünü öne çıkaran bir 'PR' çalışması yapılıyor mu bilmiyorum.
Pavyon kültürü diye bahsedilen çok affedersiniz b.k çukurudur!
Erkek olmak için pavyon çalışanlarına para vermek mi gerekiyor?
Pavyonlar karşı cinsle iletişim becerisi düşük olan erkeklerin dolandırıldığı yerlerdir.
Pavyonlar 'Beyoğlu'nun Arka Yakası'ndaki filminde maaşını kaptıran Haydar karakteri gibi erkeklerin dramıdır, kadın sömürüsüdür ve fuhuşun legalize edilmesidir.
Tarlasını satıp pavyonda yiyen dayıların dramını dinlemek komik gelebilir ama pavyonlar böyle yüceltilmeye devam ederse hesaba itiraz ettiği için dayak yiyen beyaz yakalı erkeklerin haberlerine çok rastlarız!