"Kül Masalı" dizisinde 'Behiye' karakterine hayat veren Gizem Güneş, Sabah Günaydın TV'de 'Yasemİnce İtiraflar' programında Yasemin Döngel'in konuğu oldu. Oyunculuk serüveninin dikenli bir yol olduğundan bahseden Güneş, "Çünkü hep çalıştım. Bir sürü iş yaptım baktığında. Bir anda hiçbir şey olmadı benim için" dedi. 27 yaşında hayatının dönüm noktasını yaşadığını belirten oyuncu, "Şu an 28'im, geçen yılım çok farkındalık yaşadığım bir sene oldu. Daha kendim olabildiğimi fark ettim" ifadelerini kullandı. Özel hayatında yalnız olduğunu da belirtip kriterlerinden bahsetti, "Önceden sadece komik olması yetiyordu. Artık o kadar çok kriterim var ki… Tahammülüm kalmadı erkeklere gerçekten" sözleriyle dikkatleri üzerine çekti. İşte röportajın tüm detayları…
-Neredeyse 3 yıl olmuş biz röportaj yapalı. O günden bugüne hayatında neler değişti?
Valla çalışmaya devam ettim. Biraz büyüdüm (gülüyor).
-O dönem oyunculuk serüvenini konuşmuşuz ama nasıl bir çocuk olduğunu sormamışım. Anlatsana biraz…
Bence çok eğlenceliydi. Babamın bir kamerası vardı, onunla her anımı çekiyordu. Ben de kendimi bazen dansöz, bazen sunucu, bazen oyuncu, evin içinde yürürken şovlar yapıyordum; danslar gösteriler… Babamla annem de çekip beni alkışlıyorlardı, hep böyle geçti. Hep geziyorduk falan. O yüzden hep eğlenceli anılarım var.
-Çok küçük yaşlardan beri setlerdesin. Oyunculukta aradığını bulabildin mi?
Evet. Hikaye ve sahne beni etkiliyorsa onu oynaması çok keyifli oluyor. O da aradığımı bulmuşum anlamına geliyor. Zaten öyle olmasa üniversitede başka bir meslek okudum, onunla devam ederdim. Hala bu işte devam ediyorsam eğer gerçekten de beni çok tatmin ettiği için.
-Son görüştüğümüzde "Kuzey Yıldızı" yeni bitmişti, dinleniyordun. Şimdi de seni "Kül Masalı" ile izliyoruz. Nasıl gidiyor?
Kül Masalı'nda diğer işlerden farklı bir tını vardı. Daha gizemli ve merak uyandıran. Ben de öyle işler izlemeyi çok severim. Biz böyle ailecek de çok izleriz dizi film. Böyle gizemli, daha polisiye, ağır ve soğuk giden işleri severiz. Bu iş de bende o tadı bıraktı aslında. "Ne olacak, ters köşeler mi çıkacak?" falan derken "Ben bu işin içinde olmalıyım" dedim.
OYUNCULUK BENİM İÇİN DİKENLİ BİR YOLDU
-Bu serüven dikenli bir yol muydu senin için, yoksa şanslı olanlardan mısın?
Ben kendimi aşırı şanslı hissetmedim. Çünkü hep çalıştım. Bir sürü iş yaptım baktığında. Bir anda hiçbir şey olmadığı için benim için aslında biraz dikenli bir yoldu. Çünkü normal akademik hayatımla da beraber yürüttüğüm şeyler vardı. Çok fazla eğitim aldım. Okuldan çıkıyordum kursa gidiyordum. Onun dışında audition'lara gidiyordum. Hep benim böyle bir koşturma, çalışmayla geçti. Bunu keyifle yaptığım için hiç sıkıntı yaşamadım ama bana kalırsa 'şansı çok yaver gitti, çok da muhteşem şanslı' bir insan olduğumu düşünmüyorum. Gerçekten de çabaladığımı biliyorum.
-Çabalamadan bir yere gelenlerin, tek projeyle popülerliği yakalayanların tırnaklarıyla kazıyıp emek verip bir yerlere gelenlere haksızlık olduğunu düşünüyor musun?
Hayır, haksızlık olarak görmüyorum. Herkesin bir zamanı var bence bu işte. Belki de bize öyle geliyordur. Belki o arka tarafta çok çabaladı bir sürü şey yaptı. Biz onu sadece bir dizide oynadı ünlü oldu diye görüyoruzdur, görüyordur insanlar. Ama ben öyle düşünmüyorum. Ben onun nasıl yaşadığını, buraya kadar nasıl geldiğini bilmediğim için… Bence kimse hak etmediği yerde olmaz gibi düşünüyorum. Öyle olan varsa da çabuk silinir gider yani.