"Sevmek Yüzünden" filminin yıldızı Ayça Ayşin Turan, Sabah TV'de 'Yasemİnce İtiraflar' programında Yasemin Döngel'in konuğu oldu. Senaryo ilk geldiğinde heyecanlandığını belirten Turan, "Karakterin kamerayla iletişim kurup seyirciye temas etme kısmı aslında beni çok çekti ve bir oyuncu olarak bunu deneyimlemek istedim" dedi. "Benim için başlangıçta zor, sonrasında çok keyifli bir deneyim oldu" diyen oyuncu, doğaçlama sahnelere yer verildiğinde de bahsetti. Kendisiyle ilgili bilinmeyenlerini de açıklayan Ayça Ayşin Turan, izleyenleri epey gülümsetti. İşte kahkaha dolu o röportajın tüm detayları…
-Nasılsınız, iyi misiniz?
Valla enerjinizi gördük müthiş olduk yani. Kendimize geldik (gülüyor).
-"Sevmek Yüzünden" filmi vizyona giriyor. Neler hissediyorsunuz?
Çok heyecanlıyız. Çok tatlı bir iş çıkardığımızı düşünüyoruz.
BAŞLANGIÇTA ZOR BİR DENEYİM OLDU
-Senaryo ilk geldiğinde ne hissettiniz, hangi duygu "Bu işin içinde olmalıyım" dedirtti?
Senaryoyu okuduğumda İdil'in o dördüncü duvarı yıkmak, karakterin kamerayla iletişim kurup seyirciye temas etme kısmı aslında beni çok çekti ve bir oyuncu olarak bunu deneyimlemek istedim. Benim için başlangıçta zor, sonrasında çok keyifli bir deneyim oldu açıkçası. Çünkü başlangıçta bir yadırgama sürecim oldu ama onu çok kolay ve hızlı bir şekilde atlatıp hikayemize devam ettik. Hatta o kadar alıştım ki bir yerden sonra sahnede yazılmayan ya da olmayan yerlerde bir süre sonra kamerayla kendimi konuşurken falan buldum.
-Doğaçlama sahneler var mı?
Var var. Flashback sahnesi tamamıyla doğaçlama aslında. Başından beri şey dedim ben; kamera benim partnerim, seyirci benim arkadaşım ve bir arkadaşımla nasıl konuşuyorsam nasıl paslaşıyorsam onu yapmak istedik aslında. Umarım da başarılı olmuşuzdur.
-"Bu öyle bir prenses ve beyaz atlı prens hikayesi değil" diyorsunuz fragmanda, peki bu ne hikayesi?
Evet, başında öyle diyor ama sonuna doğru nasıl gelişiyor hikaye, yolda neler değişiyor insanın hayatında. Normalde de günlük hayatımızda değişir her şey, bir şeye başlarız ama sonu aynı gitmez, bunun gibi. Aslında bir hırsla, intikamla yola çıkıyor İdil ve arkadaşları. Ama günün sonunda çıktıkları nokta evet intikam almak ama bir yerden sonra bir insanın kötülüğünü iyi olan bir insana göstermeye çalışmaya dönüşüyor ve o süreçte de gerçek aşkı buluyor yolda. İntikam diye çıkıyor, kadın dayanışmasına dönüyor. Böyle bir hikayemiz var bizim.
-İdil hikayenin başında eski sevgilisinin nişanlısına gelinlik tasarlamak durumunda kalıyor ve o ikilem onu bir yola sokuyor. Ayça olsa bu yola girer miydi?
Tabii ki böyle bir intikam veya hırs ile yola çıkmazdım ama hani gerçekten karşımızdaki insan kötüyse iyi insana da onu bir şekilde göstermek lazım. Ama filmde de göreceğiz, biz ne yaparsak yapalım, kim ne derse desin her insanın kendi deneyimi oluyor ve onu yaşayıp görmesi gerekiyor. Orada da zaten müdahale edemiyoruz maalesef ki. Filmde de bunu görüyoruz aslında.